Bölüm 48. Davetsiz misafir

2.7K 189 15
                                    

Selam! 💛
Bu bölümü yazana kadar üç saatim geçti 😳
Olsun☺️ Ben değeceğine inaniyorum!
Bu arada beni Snapchatten takip edip bölümlerden haberdar olabilirsin ve yakın bir zamanda bir sürpriz açıklayacağım inşallah oradan😯😯 Kullanıcı adım: nisagndgn_06
Yorumlarınızı eksik etmeyin❤️
Sevgilerimle,
Nisa✨
_________________________

Gülümseyip eşime bakıyorum. Diğer yarımdı o benim. Biz birbirimizi tamamlıyorduk. O benim İmanımın yarısıydı, bende onunki. Namazımız bitmişti. Ne buyurmuştu Hz. Ömer? Hanımıyla namaz kılan erkek, şeytana kılıç çekip kafasını koparan, müslüman erkeğidir.

"Burada tekrar olabilmek çok tuhaf. Sana gerçekten ne kadar teşekkür etsem az." deyip yatağa oturuyor. Yastığı alıp rahat bir pozisyon alıp sırtını dayıyor yastığa. Bir şey söylemeyip yanına oturup başımı omuzuna koyuyorum. Loş ışıkta karanlık olan gözlerine bakmaya çalışıyorum.

"Kardeşin.." devamını getirmeye çekiniyordum. Tam bütün engelleri aşmışken aramızı bozmak istemiyordum. Fakat yinede çok merak ediyordum.

"Aynı ev. Aynı acılar."

Yutkundum.

"Sormayı unuttum. Nasıl ayarladın bunların hepsini?"

"Aslında şey.. Burak'ın yardımıyla.."

"Teşekkür ederim." Başımda bir buse hissetiğimde daha çok sokuluyorum ona. Onun yanındayken hiç bir şeyin önemi yoktu. Onsuzluk.. bunu düşünme ihtimalim bile bana acı verirken bunu nasıl düşünebilirdim ki?

"Sen mutluysan bende mutluyum lacivert gözlü. Ne olursa olsun." diyorum sessiz bir tonda.

"Ne olursa olsun." diye fısıldıyor.

"Bana bir şeyler anlatsana?"

"Ne gibi?" Lacivert gözleriyle bana bakıyor. Omuzlarımı silkip, "Ne bilim. Aklına gelen ilk şey." dedim. Biraz düşünüyor.

"Bir sabah çocukken, kardeşlerime annem ve babamdan önce uyanıp yumurta savaşı yapmıştık. Evdeki tüm yumurtaları birbirimizin kafasında kırmıştık." diyor gülümseyerek. Bende kıkırdıyorum.

"Öyle çılgınlıklar bende Neşe ile beraber yapardım. Ozamanlar Asude evimizde hizmetçiydi diyebilirim. Bize ne kadar sinirlendiğini hatırlıyorum. Hatta bizı ceza olarak alt kata kilitlemişti." deyip nefesimi dişarı üflüyorum.

"Baban? Görmüyormuydu o kadının size yaptıklarını?" Sesinde endişe ve öfke vardı.

"Babam bizi hiç bir zaman fark etmedi. Bize zaten birazcık değer verdeydi kardeşim ölmezdi." Anılarımın aklımda canlanmasını istemiyordum. Bu yüzden konuyu değiştirmek için bir hamle yapmak istediğim sırada Ömer,

"Yarın mezarlığa gidelim mi?" diyor. Dudağımı ısırıyorum ağlamamak için. "Tamam." diyorum sessizce. Elini omuzuma koyup kendine çekiyor.

"Geçti hepsi...Hayat bu. İmtihanlarla dolu."

Aklıma gelen bir şey gülmeme neden oluyor.

"Noldu?" diye soruyor.

"Aslında olayın en komiğide; gittiğim yetimhanedeki müdür yardımcısıyla evlenmem." diyorum gülerek. Ömer sesli gülüp, "Sanırım haklısın." diyor.

"Koskoca Neslişah Askoy'u Neslişah Poyraz yaptın ya! Seni ayakta alkışlamak istiyorum." Ömerin kollarından kurtulup ayağa kalkıyorum. Loş ışıkta bana lacivert gözleriyle bakan genç adama bir alkış yapıyorum.

"Rica ederim bayan. Zira ben ödüllendirilmekten hoşlanmam. Yani bu şekilde."

"Kusura bakmayın bayım. Bizdede böyle.." Yatağa tekrar Ömer'in yanına oturuyorum.

Yetimhane Güzeli (ISLÂMI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin