~8. Bölüm~

4.5K 362 72
                                    

Zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamamışım inanın 7 günün nasıl geçtiği hakkında bir fikrim yok.  Bu yüzden özür dilerim.

Keyifli okumalar

♥♥♥

Nefes alışverişlerim bir süre sonra yavaşlamış ve sonunda gözlerimi açabilmiştim. Saçlarım terden alnıma yapışmış,  boynumdan aşağıya süzülen teri hissedebiliyordum. Ona döndüğümde bana bakıyordu.  Ama nasıl denir..  İfadesi çok hoşuma gitmişti garip bir şekilde. Yüzünde hafif bir tebessüm vardı.  Parmakları halen piyanonun tuşlarında duruyordu.

“Sen.. Sen nasıl yaptın bunu?” dedi şaşkın bir ifadeye bürünerek. Gülümsedim.

“Hissederek.” dedim  gülümsemeye devam ederken.  Bir yandan da saçlarımı parmaklarımla geriye doğru taradım.

“Bu…  bu çok güzeldi Jimin.” dedi bana şaşkınca gülümseyerek.

“Bunu güzel yapan hissettikleriydi.” dedim.  Yanına doğru yürümeye başladım.  Bana çok güzel bakıyordu.  Bu hoşuma gitmişti. Çünkü bakarken verdiği his çok güzeldi.  Adını koyamadığım hislerim sanırım anlamını kazanıyordu.

“Sen piyanoyu bu kadar iyi çalmayı nasıl başardın?  Daha demin odamda oturuyordum, sonra ne olduysa kendimi müzikle dans ederken buldum.  Bir dahakine haber ver bari, hazırlıksız yakalandım.” kalbim hızlanmıştı istemeden.  Çünkü hafif kahkahası bile kendimden geçmeme yetmişti bile.

“Hiç sanmıyorum,  bu gösteriyi bir daha izlemek istiyorum.” dedi bana gülümserken. Sonra yavaşça ayağa kalktı. Yanıma doğru yürümeye başladı.  Her adımında kum gibi dökülen kalbime zararlıydı bu. Ben ondan hoşlanıyordum?  

“Bir dahakine olsun istiyorum.  Hatta bunu hergün bile yapabiliriz.” dedikleriyle kalbim kan pompalamayı unutmuştu. Hergün?  Onun karşısında dans etmek?  Nasıl olurdu ki?  Yapabilir miydim , o beni izlerken?

“B-ben…  B-bilmem.” dedim elimi enseme götürüp yere bakarak gülümserken.  Yanaklarım kızarmaya başlamıştı bile.  Lanet.

“Seni zorlamak istemezdim ama bu kadar güzel dans etmek senin suçun.  Bunu başka birine gösterme. “ dedi elini saçlarımda gezdirirken.  Bana bu kadar yakın olması iyi değildi. Başımı kaldırdığım için birbirimizi rahatça görüyorduk. Gözleri huzurla parlıyordu sanki.  Saçlarımda gezen parmakları mayışmama sebep olmuştu.  Bu kadar güzel hissettirmesi tehlikeliydi..

-------

“Jimin.”  sabah olmuştu.  Bende susadığım için su içmeye kalkıştım ama onun sesini duymayı beklemiyordum.  Bu yüzden onun sesini duymamla su boğazıma kaçtı ve öksürmeye başladım. Salak Jimin!  

“H-hey hey sakin ol!” fakat dibime gelip yüzüme yaklaşarak sakin sesiyle bana seslenirken bir yandan da sırtımı sıvazlaması öksürmemi arttırmam için daha büyük nedenlerdi.

Salak gibi bir dakika boyunca öksürdüm tabi oda hem bir yandan bana yakından bakıyor , sakince sesleniyor ve sırtımı sıvazlıyordu.

“Ah..  Cidden. Sakin olsana biraz.  Neden bu kadar korktun tanrı aşkına?” diye hafif sesini yükseltti.  Şah damarının patlayacakmış gibi sıkılaştığını farketmiştim ve o da şuan tam oraya bakıyordu.  Böyle şeyler olurken kötü şeyler düşünmem normal miydi?

“Ben yeni uyandığım için farkında değildim özür dilerim.” dedim kısık sesimle. Gözlerini damarımdan çekip bana baktı.

“İyi misin?” dedi endişeyle.

“Evet, iyiyim.” dedim. Yüzümü ekşitmiştim çünkü boğazım ağrıyordu.

“Ah, bugün seninle bi konu hakkında konuşmak istedim.  Ama mutfakta olduğunu bilmiyordum. Kahvaltıda konuşuruz.” dedi bana bakarken.  Söyleyeceği konuyu merak etmiştim. Bugünlerde iş çok yoğundu ve bugünde izin günümüzdü. Sanırım iş hakkında konuşacaktık.

------

“Jimin, sana geçenlerde bahsettiğim Tayvan iş gezisi vardı ya,  onu yarına aldım. Biliyorum bu işler senin işin olur genelde.  Fakat bu konu hakkında benim bilgim daha çok olduğu için zorlanabilirsin dedim.” bana mahçup birşekilde bakan Jungkook’a baktım.  Gülümseyerek cevap verdim.

“Önemli değil, bu işi benden daha iyi biliyorsun. Ayrıca, yarın mı gideceğiz Tayvan’a?” diye sordum.  

“Evet.  Kahvaltıdan sonra bavullarını hazırla, çünkü dört günlük bir iş gezisi bu.” onunla bir tatile gidiyormuş gibi hissetmem hiç normal değildi.  Ağzımdaki yemeği zorlukla yutkunup olumlu anlamda başımı salladım.

Taehyung bana imalı bakışlarda bulunurken yemeğimi zar zor bitirmiştim.

Jungkook'un ağzından~

Jimin’le dört günlük bir iş gezisi..  Bu çok güzel görünüyordu. Onunla ilk gün çalışıp diğer günler gezebilirdik. Belki onun da bana karşı hisleri vardı?  

Odamda hizmetlinin bavulumu hazırlayışını izliyordum. Şimdiden bu kadar heyecanlandıysam yarını düşünemiyorum bile..

“Bay Jeon, söylediğiniz gibi bavulunuzu hazırladım. Başka bir şeye ihtiyacınız var mı?” yüzüme beklentiyle bakan hizmetliye gülümseyip olumsuz anlamda başımı salladım.

-------

Jimin 'in ağzından~

Akşam olmuştu ve ben Tayvan’daki proje için raporlara göz atıyordum. Jungkook’un programları bitmişti.  

Bir süre sonra diğer raporları da bitirdikten sonra yatağıma geçtim.

“Sabahtan beri şu ayağın rahat durmadı. Neye heyecanlandın böyle?” Taehyung’a hayretle baktım. Ayağımın bu denli hızlı salladığımdan haberim bile yoktu.

“Heyecanlı olduğumu nerden anladın?” dedim ona şaşkınca bakarken.

“Salak, insanlar ya heyecanlanırken, ya da gerginken böyle ayağıyla ritim tutar.”

“Bilmediğin birşey yok mu senin?” dedim tıslayarak ona sırtımı dönerken.

“Boşuna mı Seul’un en iyi üniversitesine gidiyorum?” dedi egolu havalarla.  Göremesemde sesinden egosu anlaşılıyordu. (Y/N:Ego diyince aklıma aleyna tilki geldi skldkdld tmm tmm sustum ksölds)

“Yarın Jungkook’la dört günlük iş gezisine gi-”

“Ne?!” dedi Tae sözümü kesip çığırırken.  Ona sinirle baktım.

“Gerizekalı!  Biraz daha bağır,  Jungkook’da gelsin beraber konuşalım!” diye sinirle konuştum Taehyung’a dönerek.

“Tayvan’a iş gezisine gidiyoruz yarın. Ve ben sabahtan beridir beynimi kemiriyorum.” dedim endişeyle.  Yatağımda uzanmıştım. Taehyung’da yatağına uzanmıştı.

“Sen niye beynini kemiriyorsun?” diye sordu Tae sinirleneceğimi bildiği halde. Ona yatağımın ucundaki ayıcığı taşmış gibi fırlattım.

“Tamam tamam.  Anladık, Sende ondan hoşlanıyorsun.”dedi Tae,  bir yandan da kahkaha atıyordu inadıma.

Evet, ben Jungkook'dan hoşlanıyordum.

Bunu sevmiştim.


Çok kısa bir bölüm oldu farkındayım. Ama bu aralar biraz yoğunum ve de bölümleri önceden kurgulamadığım için yazarken kurguluyorum bu yüzden biraz geç geliyor.  Ama bunu gelecek bölümle telafi edeceğim. Çok güzel bir bölüm sizi bekliyor. Bana güvenebilirsiniz.  Tşklr tşklr. Sizi seviyorum siz de beni, YÜCE JİKOOK'U sevin.  Neyse çok konuştum.

Yorum ve vote atmayı unutmayın.  ♥

Sparkly Stars °jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin