12. Bölüm
Jungkook’un ağzından devam~
“Sevgilim..” *kiss*
“..Bebeğim.” *kiss*
“..aşkım” *kiss*
“Uyan artık…
Sen şimdi görürsün.”
Yaklaşık on dakikadır Jimin’i uyandırmak için türlü türlü numaralar yapmıştım. Dün beli ağrıdığı için erkenden uyumuştu halbuki. Bütün numaralarıma rağmen Jimin’in uyanmadığını görünce yana yatmış bedenini tavana bakacak şekilde çevirdim. (Y/N: yüzüstü sırtüstü hep karıştırıyorum. Sorry shdjsh)
Yavaşça üstüne çıktım ve beline ağırlık vermeyecek şekilde üstünde yerleştim. Hala uyuyordu.. Dudaklarına yapışıp öpmeye başladım. Utancından şimdi bütün oteli gezmesi gerekirken hala uyuyordu. Ellerimi tişörtünün içine götürdüm ve belini okşamaya başladım. Öpmeye devam ederken boynuna geçtim. Eh, uyuması işime geliyordu. Bu gecenin acısını çıkarıyordum. Boynunu vakumlarken başımda hissettiğim eller daha çok yapmam için baskı uyguluyordu. Aynı zamanda saç tutamlarım cekiştiriliyordu.
“Immph..” Jimin’den duyduğum inleme beni daha da tahrik ederken başımı kaldırdım.
“Sonunda sevgilim..” sıkıca kapatmış gözlerini açıp bana baktı. “Amacın ne senin? Devam et.” dediği şeyle şaşırırken karşılık verdim. “Bebeğim,işe gitmemiz lazım. Yarım saattir seni uyandırmaya çalışı-” sözümü sinirli dudaklar kapatırken kendimi ona bastırıp karşılık verdim.
“Ah..” ağzına boğuk bir inleme bıraktım. Alt tarafım zonklayama başlamıştı bile.Birden üstüme çıkınca belinin ağrımadığını fark ettim. Bir kez daha şaşırırken,Jimin alt tarafımı okşamaya başlamıştı bile. Ellerimi dolgun kalçalarına götürüp kendime sürttüm. Bu arada da hala öpüşüyorduk. Jimin kafasını kaldırdı ve sırıtarak konuştu. “Şimdi kalkabiliriz..” üstümden kalkarken alt tarafımın da kalkmış olduğunu gördüm. Jimin’e baktım ve sinirle konuştum.
“Bu ne olacak?” diye sordum alt tarafımı başımla gösterirken. Jimin banyodan çıkarken konuştu.
“Kendin de halledebilirsin.” eğleniyor gibi görünüyordu. Sabah sabah ne olmuştu buna?
“Sen varken ona ihtiyaç duymuyorum ama. Gel biraz. Hatta dur ben geliyorum.” hızla onun yanına giderken hiçte acıyacak gibi görünmüyordum. Jimin bir an şok geçirse de eğlencesi de kaçmıştı. “Bu yaptığın gösterip vermemek oluyor bebeğim.” dedim kulağına fısıldarken. Aynı zamanda onu duvarla kendi aramda bırakmıştım.
“I-işe gitmeyecek miyiz s-sevgilim?” Jimin tırsak bir ifadeyle bana bakarken bu sefer eğlenen taraf ben olmuştum. Ona yaklaşıp karşılık verdim.
“İş bekleyebilir..” dedim. Jimin’in kalp atışlarını hissedecek kadar yakınlaştım. Ellerimi bacaklarına götürdüm ve bacaklarının belime dolanmasını sağladım. Jimin her ne kadar korksa da aynı şeyi o da istiyordu.
“Çok güzelsin,sana doyamıyorum Jimin..” dudaklarına hipnoz olmuşken konuştum. “..Beni deli ediyorsun. Her hareketinle beni kendine çekiyorsun. Sadece yandan bakman bile beni darmadağın ediyor…” ardından konuşmasına fırsat vermeden dudaklarına yapıştım. Favorim olan kalın, alt dudağını dişlerimle hafif ezerken nefesimin kesildiğini hissetmeye başlamıştım bile. Elleri saçlarıma gidip tutamlarımı çekiştirirken duvardan ayrılıp yatağa götürdüm. Yatağa yerleşince başımı kaldırdım. “Hazır mısın bebeğim? Birazdan bulutlara uçacağız..” Jimin nefes nefeseyken sadece başını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sparkly Stars °jikook
Fanfiction❝ Park Jimin, sen başıma gelen en güzel şeysin. ❞ ❝ Jeon Jungkook, sen gecemde parlayan en güzel yıldızımsın. ❞