Sparkly Stars °jikook

~6.Bölüm~

Multimedya;  Jimin'in Jungkook hakkında bahsettiği fotoğraf çekimlerden.

Keyifli okumalar

♥♥♥

“Bence bu gayet iyi durdu. Sonunda sana yakışan bir takım bulduk.” Jungkook’un mımızlanması beni deli etmişti. Tam iki gündür bana bu şekilde davranıyordu. Hep somurtup sinirlerimi bozuyordu. Fakat benim sabrım yerindeydi.  Alttan alıyordum. Bunun nedenini öğrenmediğim sürece sessiz kalacaktım. Umarım sabrıma değer birşey içindir bu atarı.

Tam iki saattir, hatta iki saatten fazladır bana takım elbise bakıyorduk. En sonunda açık krem tonlarında beyaz çizgileri olan takımda karar kıldık.  Daha çok Jungook kararı verdi.

“O zaman bunu alalım. Çünkü kıyafet denemekten yoruldum.”

“Bekle, bunlara benzer bir kaç tane daha alacağım sana. Hergün bunu giyecek değilsin sonuçta.”

“Gıcık.” Jungkook giderken arkasından söyleyebildiğim tek şey bu olmuştu.

-----

“Wow!  Bizim Jimin nasılda yakışıklı olmuş böyle?!” Taehyung bana hem iltifat ediyor, hemde hakaret ediyordu. Çünkü ben herzaman yakışıklıydım?

“Umarım bana iltifat ediyorsundur Tae.”  Jungkook bu söylediğime gülerken az da olsa içim rahatlamıştı.  Tam Jungkook birşey diyecektim ki kapı çaldı. Yoongi hyung ile dersimiz başlayacaktı. Fakat bugün evde değilde iş yerinde çalışacaktık.

“Ah, bu yoongi hyung olmalı.” dedim kapıya giderken.

Taehyung’un yüzünde güller açarken, Jungkook yine somurtmuştu.

“Hoşgeldin hyung.”

‘Hoşgeldin Yoongi-sshi.” dedi tae ağzı kulaklarındayken.

“Hoşbuldum çocuklar ,Jimin hazırsan çıkalım?”

“Tamam bek-” sözümü kesen Jungkook’a şaşkınca baktım.

“Bekleyin, bende geleceğim.” izin günüydü, fakat Jungkook bizimle geleceğini mi soruyordu?  

“Şey, senin bugün izin günün değil mi? Eğer bir işin varsa söyle,  hallederim.”

“Hayı- ah doğru. İşim var.” jungkook bir işler karıştırıyordu ama hadi bakalım.

“Neyi var jungkook’un?  Onu hiç böyle görmemiştim.” yoongi hyung merakla sorarken Jungkook çoktan odasına hazırlanmak için gitmişti. Yoongi hyunga söyleyip söylememek arasında kaldım. Fakat bir iki saniye düşündükten sonra söylemeye karar verdim.

“Ah, hyung şey…  Aslında ben nedenini biliyorum. Şey nasıl söylesem bilmiyorum.”

“Ne oldu? İnsanı çatlatma da söyle.”

“Jungkook seni benden kıskanıyor. Sanırım yani. “

Yoongi hyung bunu söylememin üzerine kahkaha attı. Fakat benim ciddi olduğumu görünce o da ciddileşti.

“Sen… sen ciddisin.. “yoongi hyung çok şaşırmıştı.

Ben tam konuşacaktımki kook da gelmişti. Yoongi hyung ona derin derin bakışlar atarken benim de içimden birşey kopmuştu. Nasıl desem..  Sanki üzülmüştüm, yada sanki kıskanmıştım?.. Neyi?, kimden? Bu sorular beynimi kazırken çoktan yola çıkmıştık bile.

“Gel Jimin, seni çok kafa biriyle tanıştıracağım. Çok seveceğinden eminim.” dedi yoongi hyung, heyecanla şirkette ilerlerken. Bende onu takip ediyordum.