35. Bölüm

905 27 6
                                    

Bu bölüm hikayemi okuyan, vote ve yorumlarını eksik etmeyen herkeseee gelsiin :)

"Yok ya. Ben eşya mıyım? Benimde aklım var. Kendi kararlarımı kendim verebiliyorum daha."   

"Senin aklında beyninde bedeninde hep Ben diyor. BENIM için atıyor. Bak şu anda bile kalbinin ritmini kulaklarımda öyle bir hissediyorum ki."

"Hiç alakası bile yok. Kalbim dursun mu yani? Hiç çarpmasın mı? O kalp senin için değil nefes alabilmem için çarpıyor. Şimdi bırak beni!!"

"Hııı tamam öyle olsun. Ama birakmicam seni. Hem bak evimize geldik" gerçektende Baray'ın evine gelmiştik ve o beni yol boyunca taşımıştı.

"EvimiZ değil. EVINN." son harfi bilerek ve isteyerek bastırarak söylemiştim.

"Hayır. Evimiz. Burası bizim evimiz ve biz evlendiğimizde burada yaşayacaz." Ben hala onun omuzundayken zar zor kapıyı açtı ve içeri girdik. Oturma odasının ortasında nihayet bırakmıştı beni.

"Bende seni kuş gibi hafif sanırdım. Sen hangi ara bu kadar şişmanladın ya?" dedi kolunu sallayarak.

"Çok komik. Ben kiloluda değilim. Fiziğimden gayet memnunum ben"

"Bende memnunum zaten problem yok"

Ona hiçbirşey demeden merdivenlere yöneldim. Bir duş almam gerekiyordu. Böyle uyumam imkansızdı kesinlikle.

"Nereye gidiyorsun?"

"Izin verirsen bir duş alacam. Sonuçta buradan çıkmama izin vermiyorsun. Ve ben bu şekilde hayatta uyuyamam."

"Tamam tamam birşey demedim. Al sen duşunu"

Sen ne yapacaksın? diye sormak için tam ağzımı açtım hemen yine kapattım. Ne yapacağı beni hiç ilgilendirmiyordu çünkü. Aslında ilgilendiriyordu ama yinede gururum sormamam gerektiğini söylüyordu. Fazla birşey demeden duşa girdim. Etrafta ne bir kız şampuanı nede kızlara ait birşey vardı.  Mecburen erkek şampuanıyla saçlarımı yıkadım. Çıktığımda üzerimdeki dolaptan çıkardığım temiz havluya sarılıydım. Evi 3 odalıydı. 2 yatak odası birde oturma odası vardı. Küçük ama çok şirin bir evdi burası. Bir odanın kapısını açtım ve yavaşça başımı odadan içeri soktum ve aynı anda geri çektim.  Baray iki kişilik bir yatakta uzanmış kollarını başının arkasına almış tavanı seyrediyordu. Kahretsin hep mi yanlış zamanı bulmalıydım? Tam diğer odanın kapısını açıyorum ki arkamda birinin olduğunu farkettim. Işık hızıyla arkama döndüm ver karşımda Baray'ı gördüm.

"Ne bakıyorsun?"

"Güzelliğine, sexiliğine, tatlılığına vs vs"

"Git saçmalama. Sapık mıdır nedir ya?" diye söylene söylene diğer odanın kapısını açtım.

"Ya nereye gidiyorsun konuşsaydık azıcık"

"Izin verirsen giyinecem ben."

"Izin veriyorum giyinebilirsin"

"Yok ya vermeseydin bide"

"Ya ben seni çözemiyorum ha. Hem izin istiyorsun hem verincede kızıyorsun. Yok yani vermese miydim izini?"

"Baray susar mısın bi zahmet? Pardon sus!!" der demez odadan içeri girdim. Kahretsin ya benim elbisem yoktu ki yanımda. Gözlerim yatağa ilişti. Bir alt üst gecelik duruyordu üzerinde ama erkek geceliği olduğu her halinden belliydi. Başka çarem olmadığı için mecburen bunu giydim.

Biraz sonra kapı çaldı ve içeri Baray girdi.

"Saat gecenin 5 buçuğu. Senin uyumaya hiç niyetin yok mu?"

"Uyuruz birazdan. Ama müsaitsen seninle biraz konuşmak istiyorum"

"Söyle!!" dedim bıkkın bir ses tonuyla.

Yatağımın kenarına oturdu.

"Ooo burası erkek şampuanı kokuyor ya. Ne biçim kızsın sen? Kız dediğin erkek gibi mi kokar ya? Ne bileyim vanilya falan kokar"

"He zaten banyonda o kadar çok seçenek vardı ki ben gittim salaklığımdan erkek şampuanını seçtim."

"Hee doğru ya haklısın. Ben hiç kız şampuanı almadım buraya. Yarın alırım."

"Lüzumu yok. Sen ne diyecektin bu saatte?"

"Edam.. Ben öncelikle bu gün yaşananlar için çok özür dilerim. Seni ne kadar sevdiğimi gerçekten bilemezsin. Biliyorsun ben hayatımda hiçkimseyi sevmedim. Ve hiç kimsede beni sevmedi. Ama sen çok farklısın. Beni ne kadar çok sevdiğini hissedebiliyorum. Bunu bana söylemene gerek yok. Gözlerinde bana olan sevdanı görebiliyorum. Buna layık olmaya çalışıyorum.."

"O zaman Baray ned.."

"Lütfen dinle sözümü bitireyim. Ben diyorum ki seni deliler gibi seviyorum. Inan bana çok ciddiyim. Sende beni seviyorsun." bir an duraksadı ve elini cebine attı. Birkaç saniye sonra kırmızı bir kutu çıkarttı cebinden. Bana döndü ve gözlerini gözlerime dikti. Gözlerini gözlerimden hiç ayırmadan elindeki kırmızı kutuyu açtı. Içinde bugüne kadar gördüğüm en güzel yüzük vardı. Ama yüzüğün güzelliğine kanmamam gerekirdi.

"Ben seninle geri kalan ömrümü geçirmek, seninle yaşlanmak, seninle çocuklarımıza kızmak, sonra pişman olup onları beraber sarmalamak istiyorum. Sen bana kız istiyorum ben bir hata yapınca, ama sonra bana kıyama ve affet beni istiyorum. Yürüyüşler yapmak istiyorum seninle, yaz kış demeden.Yani uzun lafın kısası delim benimle ol benimle öl.

Yani sen benimle evlen."

The First KissHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin