27. Bölüm

1K 29 4
                                    

Arkamıza döndüğümüzde sesin az önceki kızdan geldiğini anlamak zor olmamıştı. Sonuçta gerizekalı değiliz. Çok şükür.

"Mutluluklar" dedi sadece ve sahte bir gülüş taktı o çirkin suratına. Bu kızın kim olduğunu merak ediyordum.

Baray kıza birşey demeden önüne döndü ve yine beraber yürümeye koyulduk.

"Baray. Kimdi o kız?"

"Gereksiz biri boşver"

"Nasıl gereksiz? Niye?"                       

"Hani bir şey senin için önemsiz olur. Böyle değersiz. Olsa olmasa farketmez hatta olmasa daha iyi olur. Öyle gereksiz. Anladın?"

"Hadi canım ben gereksizi böyle çok sevdiğim asla kopamayacağım birşey olarak algılıyordum yıllardır. Birde üniversiteli olacam ha. Vay ben ne salakmışım"

Gülerek kasaya doğru ilerledi. Bana bir cevap vermemişti ama şu anda pekte umurumda değildi doğrusu. Sonuçta o artık benimle.

Mısırlarımızıda aldıktan sonra yerlerimize geçtik. Baray benim sağ tarafımdaydı ve sol tarafımdaki kişininde bir erkek olduğunu gördük.

"Eda yer değiştirelim"

"Aa niye ki benim yerim güzeldi hem sen benim sağkolumsun" dedim neden yaptığını bilmiyormuş gibi. Tam ben daha cevap verirken Baray ayaklanmış karşımda dikiliyordu bile.

Gözlerimi devirerek yerimden kalktım.

"Kıskanç" bunu demesem olmazdı kesinlikle.

"Öyleyimdir" dedi ve elimi tuttu.

Ya neden bu çocuk ne zaman elimi tutsa kalbim deli gibi çarpıyordu ki? Hayır sonuçta oda bir insan. Yoksa değil miydi? Vampir miydi acaba? Düşünsenize sevgilim vampir. Vampir ve insan aşkı. Şaka lan hemem hayallere kapılmayın. ihihi içimdeki şeytan gülüyor. Neyse arkadaşlar film başladı.

------

"Demek ki neymiş? Önemli olan hayat çerçevene hangi resmi koyduğunmuş" dedim filmden çıkıp arabaya doğru yürürken.

"O değilde sen neden ağlamadın?"

Pardon. Anlamadım.

"Nasıl yani?" Dedim arabanın kapısını açarken

"Yani ordaki bütün kızlar sona doğru ağladı. Sen bir gözyaşı bile dökmedin"

Oda arabaya binmiş eve doğru yol almıştık.

"Ben orada ağlanacak birşey görmedim ki. Tamam duyguluydu ama ağlanacak kadar değil. Hem ben her önüme gelen duygusal anı için ağlamam. Beni ağlatacak şey ya da kişi kalbime dokunmalı" gerçekten roman gibi cümle kurdum.

"Ilginçmiş. Bu durumda biz bir gün ayrılırsak benim içinde ağlamazsın"

"Ne diyorsun ya sen? Farkındaysan bugün ilk günümüz ve sen hemen ayrılıktan bahsediyorsun. Bak niyetin benimle oyun oynamaksa bir daha karşıma çıkma burda bitsin. Ben öyle günlük ilişkilere gelemem. Soruna cevap vereyim. Hayır ağlamam."

Diye düşünüyorum.

"Asla bırakmam seni merak etme" ben o kadar roman yazayım sen kalk sadece bırakmam de.

"Nereye gidiyoruz?" Romantikliği sevmediğim için konuyu değiştirmem gerekiyordu.

"Gidince görürsün"

En nefret ettiğim cevap.

Ellerimi göğsümde birleştirdim ve dışarıyı izlemeye başladım. Yağmur yerleri ıslatmış sokak lambalarının yansıması belirmişti. Gerçekten güzel bir görüntü oluşmuştu. Az sonra bir parkta durduk. Baray arabayı park ettikten sonra arabadan indik ve elimi tuttu. Merdivenlerden çıktıktan sonra Izmir'in belkide en lüks restorantına geldik. Içeride sadece birkaç masa doluydu. Biz daha kapıdayken bir bey belirdi.

"Iyi akşamlar Mert Bey. Masanıza götüreyim ben sizi. Beni takip edin lütfen"

Ikimizde hiçbir cevap veremeden garson önümüzde ilerledi. Demek ki bizim Baray bayağı tanınıyormuş. Ilginç. Garson bize cam kenarı bir masa gösterdikten sonra bize iki menü getirdi ve ne içmek istediğimizi sordu. Ben hayatımda alkol kullanmadığım için kola istedim. Baray'da beni yalnız bırakmamak adına kola istedi. Ayy ne nazik. Ironik tabii.

"Bize iki karışık" dedi ve garsonu verdiği menüyle yolladı.

"Senin burada aslında karışık yerine fransızca yada italyanca birşeyler söylemen gerekirdi"

"Haha niye ki?" Gülümsemesine ölebilir miyim azcık?

"Bilmem filmlerde hep öyle derler"

"Sana görgüsüz diyorum ya ben. Bakma bende o kadar görgülü değilim"

"Farkettim. Bana ne isteğimi sormadın bile"

"E senin zevkini biliyorum"

"Alla alla nereden?"

"Zevksiz olsaydın beni seçmezdin"

Wuu bu sözü oturmuştu. Birkaç dakika sonra siparişlerimiz sanki bizi bekliyormuş gibi geldi.

"Ooh harika görünüyor" gerçekten çok ama çok acıkmıştım.

Yemeğimizi çok konuşmadan bitirdik. Ben yemekte konuşulmasından nefret ederim. Tam ağzına bir lokma atıyorsun karşındaki konuşuyor birşey diyor cevap vermen gerekiyor.

Hayır yani ben mecbur muyum ağzım doluyken sana cevap vermeye? Yok değilim. Neyse ben şimdi yemekte konuşma konusunda bir kompozisyon yazmadan konuyu kapatalım.

Baray gözlerimin içine bakıyordu ve ben elimi kolumu gözümü nereye yerleştireceğimi seçemiyordum.

"Seni Seviyorum" oha. Kalpten gitmezsem iyidir. Hiçbirşey diyemedim. Ona bende seni seviyorum diyebilirdim ama bunun ne kadar doğru olduğuna karar veremediğim için susmayı tercih ettim. Evet Baray'la çıkıyordum ama kemdimi buna az da olsa zorlanmış hissediyordum. Belkide zamanla deli gibi sevecektim. Belli olmaz. Ben böyle kendi kafamda romanlar yazarken Baray'ın bakışlarını hüzün sarmıştı.

"Eda sen beni sevmiyor musun?"

Hernedense tamda bu soruyu bekliyordum. Doğrusu onu kırmadan işin içinden nasıl çıkacağımı düşünüyordum.

"Aslında şey.. Ben seni sevmiyor değilim. Ama seviyorum dersemde biraz yalan olur. Bana kırılma Baray. Ama benim için çok farklı hisler bunlar. Alışmam gerek." Ve o anda Fatma'nın söyledikleri geldi aklıma.

"Hem sen yalnız beni sevebilecek misin?"

"Ne demek bu?"

"Şu demek. Ben sana diğer kızların verdiği gibi bedenimi veremem. Bunu asla benden istememelisin. Ha ama kalbimi verebilirim. Sonsuza dek. Seni gözlerimle bile aldatmam. Seni kırmam, incitmem. Sevgim sana yetecekse ve bir ayda sıkılıp gitmeyeceksen ben varım Baray. Ama hayır ben zevkime bakarım aşkla meşkle işim olmaz diyorsan şimdi burada söyle başlamadan bitsin"

bu kadar net bir şekilde düşüncemi söylediğim için kendimle gurur duyuyordum doğrusu. Bu arada Baray'ın cevabınıda merak etmiyor değildim. Bırakıpta gidebilirdi şu anda. Herşey bitebilirdide.

Gözlerini gözlerimden kaçırıyordu. Korkuyorum doğrusu. Ya sadece zevki için benimle çıkmayı tercih ettiyse?

Arkadaşlar çokkk özür dilerim hiç yazmaya fırsat bulamadım okuldan dolayı. Herkese iyii okumalar. Hepinizi seviyorum. Bu bölümde DHelin'ime gelsinn :*

The First KissHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin