53. Bölüm

458 23 17
                                    

76_/\__/\___62_/\_____54_/\_____

Eda'nın kalp atışları giderek düşüyordu.

-Hastayı kaybediyoruz, kalp atışları çok düştü diye başladı bir asistan telaşla.

-Hemen oksijen verin diyerek emir verdi doktor.

Oksijen verildikten sonra bile kalp atışı bir türlü yükselmiyordu. Ne yapacaklarını şaşırmış doktorlar ve ellerinin altında henüz ömrünün baharında gencececik bir beden.

Bu ameliyat odasında müthiş bir heyecan ve telaş vardı. Kalp ellerinin altında nabzını giderek azaltırken her yolu deneyen ama bir türlü başaramayan doktorlar vardı.

_/\_____________/\____________/\__________

Bu ses oradaki herkesi daha da telaşlandırıyordu. Oysa ki bu ilk ameliyat değildi doktorların yaptığı. Hatta bugüne dek yaptıkları yüzlerce ameliyattan sadece bir tanesi kötü gitmişti. Ve bu da ikincisi olabilirdi. Doktor kalbi ellemeye korkuyor adeta parmak uçlarıyla hareket ediyordu.

-Herkes biraz beklesin. Kalp atışları hızla düşmeye devam ediyor. Sadece oksijene devam edelim.

Öylede oldu. Bütün kalp ile olan irtibatlarını kestiler. Oksijen verildi ve biraz beklenmeye başlandı. Doktor hafif hafif kalp masajı yapmaya başladı. Aklından geçen tek şey bu kızı kurtarmaktı. Ama Eda'nın şansı %50 idi.

Sadece 2 ihtimal.

Ya ölecek, ya da yaşayacak.

____

Dışarda ise merakla bekleyen hasta yakınları. Herkes oturmaktan helak olmuş, ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette içerden çıkan haberi bekliyordu. Kendi köşelerine çekilenler dua etmekle meşguldu.

-Onu bana bağışla Allah'ım diyordu babası telaşla volta atarken.

-Kızıma birşey olmasın Allah'ım diye yalvarıyordu anneside ağlayarak.

Saatler geçmek bilmiyordu. Beklemek.. Beklemek.. Bunun kadar kötü bir duygu olamazdı. Beklemek ama gelip gelmeyeceğini bilememek.

_____

Eda

-lütfen birkaç dakika görmemize izin verin diyordu biri gözyaşları içinde

-Olmaz diyorum ısrar etmeyin lütfen

-Ama uyandı mı uyanmadı onu görelim bari.

-Hanımefendi neden anlamak istemiyorsunuz? Kızımızı merak ediyoruz ve görmek istemek bizim en doğal hakkımız.

diyerek söze karıştı bir erkek sesi.

-Tamam ben bakayım kendine gelmişse size haber veririm. Lütfen burada bekleyin

Sesleri böyle net yazıyorum ama o an taaa bir uçurumun dibinden geliyor gibiydi. Çünkü duyuyorsunuz ama tam duymuyorsunuz. Algılama problemi var yani.

Bir süre sonra artık ayak seslerini net bir şekilde duyduğuma göre demek ki yavaş yavaş kendime gelmeye başlıyordum. Kahretsin ya ameliyat bitmişti ama ben o anı yaşamak, hissetmek istiyordum. Bunun için bile hüzünlendim ya helal bana. Ama düşünsenize 9 Saat süren bir ameliyata giriyorsunuz, tüm bedeniniz birkaç yabancının elinde ne yapacaklarını az çok biliyorsunuz ama yinede buna karşı birşey yapamıyorsunuz. Sonra gözlerinizi açıyorsunuz ve hooooop herşey bitmiş. Size ne yapmışlarsa yapmışlar ve sizin ruhunuz bile duymamış. Evet ciddi ciddi ruhunuz duymuyor. Gözlerimi ne yaparsam yapayım bir türlü tam açamıyordum sanki. Böyle bir anı yaşamak ve anlatmak çok farklı. Sanki konuşan, orda olan siz değilsiniz. Başka birisi girmiş sanki içinize. Konuşuyorsunuz ama konuşmuyor gibi geliyor size. Biraz sonra annem ve  babamı yanımda görünce sanki kendime geldim gibi oldum. Ikisi yanıma gelip hemen elimi tuttular. Çok farklı geliyordu bana bu durum. Ailemle çok yakın olsam dahi hiç tam manasıyla o tatlı, cicili bicili ilişkimiz olmadı bizim.

The First KissHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin