Merhaba arkadaşlar, artık yavaş yavaş aksiyona başlayayım diyorum. Siz ne dersiniz?
Geri dönüşleriniz ve oylarınızla yön almak istiyorum. Bu yüzden oylamalarınız kadar yorumlarınız da çok önemli. Lütfen değerli yorumlarınızı esirgemeyin...
Keyifli okumalar...
🔽🔻🔽🔻🔽🔻🔽🔻🔽🔻🔽🔻🔽
Gözlerimi açtığımda pembe bir odadaydım. Yerimden doğrulmadan kafamı çevirdim, başımın üstünde tahtadan bir çıkıntı vardı. Mis kokulu yastıklardan başımı zorla ayırıp, doğruldum.
Yatakta göz gezdirdim ve parmaklarımı, şaşkınlığım yüzünden açılan ağzıma götürdüm. Yatağın çıkıntılarının üstüne baktığımda, çatıyı andıran bir yapısı olduğunu farkettim. Sol taraftan inen çıkıntının raflarında duran sayısız oyuncaklarla, ağzıma eşlik eden gözlerim, daha da büyüdü.
Bacaklarımı yatağın sağ tarafından aşağı sarkıttım. Büyük bir pencere ve onu süsleyen pembe perdeler, pencerenin önünde ise beyaz bir masa vardı. Ayaklarım pamuk gibi yumuşak, beyaz halıya değdi ve bedenimi yataktan zorla ayırdım.Dağılmış çarşafı düzelttim ve arkamı dönüp odanın geri kalanını incelemeye başladım. Yatağın hemen karşısında, yine açık pembe ve beyaz tonlarında, dört tane kapağı olan bir dolap vardı. İçine bakmayacaktım. Çünkü buranın benim odam olup olmadığını bilmiyordum. Aslında gerçekten burada olup olmadığımı da bilemiyordum. Rüya görüyor da olabilirdim. Uyandığımda, burayı tekrar göremeyecek olmama üzülmüştüm.
Oda kapısının arkasındaki, evin geri kalanını merak ederek kapı kolunu yavaşça indirdim. Koridorda kimse yoktu ve koridora çıkan diğer odaların kapıları kapalıydı. Ardımda kalan kapıyı kapatmadan yürümeye başladım.Merdivenlere gelmemle aşağı inmek ile yukarı çıkmak arasında küçük bir kararsızlık yaşadım ve kararı ayaklarıma bıraktım. Ayaklarım beni aşağı indirirken Merdivenlerin döndüğü yerden ikiye ayrıldığını gördüm. Kısa bir duraklamanın ardından sağ taraftan indim. Kocaman bir odaya gelmiştim. Öyle büyüktü ki bizim evimiz ve Ertan Amcaların evini toplasak, yine burası büyük olurdu. Merdivene dönüp baktığımda ikinci merdivenin de buraya indiğini gördüm.
Burada da kimse yoktu. Gözlerimle etrafımı süzdüm. Bir sürü koltuk vardı. Duvarları altın rengi süslemeler çevreliyordu. Pencereler daha önce hiç görmediğim kadar büyüktü. Bazı köşeler, tek basamaklık bir yükseklikte, bölmelere ayrılmıştı. Her bir bölmede koltuklar bulunuyordu. Bu ev bu kadar kalabalık oluyor muydu ki? Her yerde koltuklar vardı.Pencerelerden dışarı bakmak için bir kaç adım atmıştım ki yukarıdan gelen bağırmalarla irkilip geriye doğru baktım. Ses uzaktan geliyordu ve ne dediklerini anlayamıyordum.
Ne olduğunu anlamak için merdivenlerden çıkmaya başladım. Son bir kaç basamaktayken duyduğum sesin sahibini düşünerek olduğum yerde bekledim."... Cevap versenize! Size diyorum, size! Bana cevap verin! Nasıl bu odaya girmeye cüret edersiniz?! Nasıl böyle bir hata yaparsınız? Nasıl?!"
Bu ses, Nuran Hanım'ın sesiydi. Şu an rüyada olduğuma emin olmanın verdiği cesaretle yürümeye başladım. Yine de içimde hafif bir korku yok değildi. Tahminim doğruydu. Nuran Hanım, arkası bana dönük bir şekilde, iki tane ablaya elini kolunu sallayarak bağırıyordu. Benim yanlarına gitmemle birlikte ablaların gözleri bana doğru kaydı ve Nuran Hanım da arkasını dödü. Beni görür görmez gözlerini büyütmüş ve direk koluma yapışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Bir İyilik Yap
Fiction généraleYeni Bölüm: Pazar Bu kitabı birlikte yazıyoruz. Hem öksüz, hem yetim. Hem çocuk, hem torun. Hem köylü, hem zehir gibi Hem kimsesiz, hem terbiyeli. Hem yoksul, hem karun kadar zengin. Nasıl mı oluyor? Nurgül'ün hayatı bu kitabın içinde.