Sprey

5.3K 221 10
                                    

Yb ile karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorumlara yazabilirsiniz.

Multideki Nazlı.

Bölüm şarkısı : Gökhan Türkmen - Çatı Katı..

İyi okumalar sadistler ❄

Okula geldiğimde kulaklığımı çıkartıp çantama sıkıştırdım. Dün çok yorgundum ve okula gelmek istemiyordum,annem aramıştı ve gitmek gerektiğini ısrarla tembih etmişti. Ateş,dün yaptıklarından sonra beni odamın camından atlatmıştı. Sonra 'İyi geceler' deyip gitmişti.

Anlayamadığım bir şey vardı Ateş'te.

Bu,sıradan bir şey değildi. Bunu biliyordum ama ne olduğunu tam kestiremiyordum. Onun yanında sinirlendiğimde bir dokunuşu beni sakinleştiriyordu. Gerçekten ona benziyordum. Ben,sinirli bir insan değildim. Ateş'i tanıdığım o lanet günden sonra daha sinirli ve dik başlı bir kız olmuştum. Garipti,bana bu kadar etkisi olabilir miydi? Bir dokunuşu dâhi uysallaşmama neden oluyordu. Saçmalık demiyecektim bu sefer,çünkü saçmalık değildi. Daha farklı bir arzu,istek bürümüştü. Hecelerin yetmediği sayfalar gibi kırık dökük bir arzuydu. Genellikle istemsizce yapılan bir tür hastalık.

Derin bir nefes alarak okulun bahçesine girdim. Zeynep her zamanki oyurdu bankta oturuyordu. Görmemezlikten gelerek önünden geçtim. Adımı seslenmemesini yüzünün yok olduğuna bağlıyordum. Sonuçta o gece onlara ders çalışmaya gidecektim. Sonra boğazıma bıçak dayanılmıştı. Bunları hak etmiyordum ve tam yeni bir arkadaş edinirken,gururum kırılabilirdi. Gözlerimi kırpıştırdım. Dışarının soğuğundan beni kurtaran okulun içindeki bilindik sıcaklıktı. Üst kata çıktığımda yine bağrışmalar geliyordu. Onları takmayıp sınıfın kapısını açtım. Hoca gelmemesine rağmen sadece Miraç vardı sınıfta. Derin bir nefes vererek en arka sıraya oturdum. Neden hep ben en arkadaydım?

Sınıfın kapısı açıldı ve gözüm istemsizce durgun gelen Zeynep'e kaydı. Gözlerini ovuşturup dudaklarını büzdüğünde Miraç çatık kaşlarıyla Zeynep'i inceliyordu. Yanımdaki en arka sıraya oturduğunda kafasını bana çevirdi. Umutsuzca önüne dönüp kolunu geriye ittirdi ve çantasını çıkarttı. Sınıf yavaş yavaş dolmaya başlamıştı ama Ateş yoktu. Kafamı gelenelerden ayırmıyor,bunu neden yaptığımı bilmiyordum. Sınıf iyice dolduğunda bir öğrencinin arkasından elinde kitapalarıyla ve siyah deri çantasıyla gelen hocaya solukça baktım. Ayağa kalkıp selamladıktan sonra dersi anlatmaya başladı. Dersi dinleyecek halim yoktu. Zaten yorgundum,uyuyamamıştım. Elime bir kalem alarak diresğimi sıraya koydum. Elimi çenemin altına koyarak bir hocaya bir tahtaya bakmaya başladım.

Sıkıcı bir kırk dakikadan sonra basket sahasına gitmeye karar verdim. Belki Semih beni eğlendirirdi. Bir de onun şu 'maç'ı vardı. Bilgileri henüz öğrenememiştim ama Semih'ten öğrenirdim. Cüzdanımı cebime koyduktan sonra telefonumu arka cebime koydum. Merdivenleri inemeye başladığımda aynı zamanda da gülüyordum. Bahçeye çıktığımda güneş yeni doğmuşutu. Güneş olmasına rağmen hava kapalıydı. Ellerimi önümde birleştirip yürümeye başladım. Basketboll oyanan yere baktığımda Semih'in potaya değerek havalı bir şekilde basket attığını gördüm. Saçlarını savurduğu sırada arkadaki çocuk sırtına top attı. Herkes kahkahalarla gülerken bende gülümeyip türibinin mavi küçük oturacaklarına oturdum. Semih beni görünce el sallayarak yanıma geldi.

"Hey,yeni kız. Nasıl attım basketi gördün mü?"dediğinde alnından hafif hafif ter akıyordu. Kıkırdayıp kafamı salladım.

Yanıma oturup boynundaki havluyu avuçladı. Usulca yüzüne dokundurup geri çekti. Terlerini silip arkaya yaslandığında ileriye doğru gözlerini kısmaya başladı. Ben anlamasamda onun gibi yapıp arkama yaslandım. Yanımda kafasını sallayıp,

SERSERİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin