Cansu Burgaz 💕
***
Gözlerimi açtığım da Ateş'in muazzam kokusunu içime çektim. Başımı kaldırıp şu an ki durumumuza baktığımda, gülmemek için kendimi zor tuttuyordum. Resmen çocuğun üzerinde çıkmıştım. Düşündüğüm şey beni gülmeye zorlarken bir şey fark ediyordum. Sanki Ateş için yok olan bir şey vardı orta da. Ve bu yokluğu bana sarılarak gidermeye çalışmıştı. Sıkıca sarılmasına üzülmüyordum. Beni üzen şey uyanınca böyle bir şeyi hatırlamayacak olmasıydı. Gözlerimi bebeksi yüzünde dolanırken omuzunda duran elimi saçlarına götürdüm. 'yapma Nazlı. Pişman olacaksın. Yapma!' Kimse umrumda değildi,kendim gibi...
Kalkmak için hareket ettiğimde Ateş'in sesiyle bedenimi korku kaplamıştı.
"Ne yapıyorsan yapmaya devam et. Kalkmayacaksın!"
Elimi göğsüne bastırıp dikkatli bir şekilde üzerinden kalktım. Gözleri hızlıca açılırken ben yatağa oturmuştum. İçimdeki heyecan neydi? Ona karşı nasıl davranacağımı bile bilmiyordum. İçimden geldiği gibi davranmam gerekiyordu belki de.
"Ne yapacağım? Uyuyordum. gördüğün gibi kalktım işte." Dirseklerini yatağa koyarak bir süre öylece bana baktı.. gülümsedikten sonra konuşmaya başlamıştı.
"Hadi ama,ikimizde uyumadığını biliyoruz. "
Omuz siktim. " Sen öyle san. Arıza!"
Kaşlarını çatıyordu. " Uykum var Nazlı. Uyumak istiyorum!"
"Uyu. Bana neden söylüyorsun?''
Erkeksi bir şekilde elini ensesine koydu. Sırıtmaya başladığında gözlerini takip ediyordum. Yatakta oturur pozisyona geldi. Kulağıma yaklaşıp, "Seninle,'' dediğinde gözlerim kocaman açılmıştı.
" Uykum yok. "
" Uyumak zorunda değilsin! "
Gözlerimi devirerek Ateş'e baktığımda her zaman ki gibi. Başını olumlu anlamda sallayıp,ayağa kalktı. Siyah masaya yönelip üzerinde duran telefonunu eline aldı. Telefonu açıp ve bir şeye bakıyordu. İşi bittiğinde Başını kaldırıp bana bakmaya başlamıştı.
" Gelmiş olmalı ,aşağıya in." Kaşlarımı çatıp" Kim?"diye sordum merakla.
Ateş soruma cevap veremeden kapının bilindik zil sesi evin içinde yankılanmaya başlamıştı. Ateş gözleriyle kapıyı işaret edince,omuz silkerek üşengeç,asi ve uykulu bir tavırla ayaklandım. Kapıyla yönelip yavaşça kulpunu indirdim. Kedimi koridora attığımda kulağımı yine zil sesi doldurdu. Ateş neden açmıyordu sanki!? Bunları düşünmeyi bırakıp hızlıca merdivenleri indim. Kapının kilidini açıp yavaşça açmaya başladım. Gördüğüm kişiye olan özlemim,ona sıkıca sarılmamla sonuç bulmuştu.
"Teyze!"
"Nazlı'm."
Saçımı okşayıp özlemini giderirken ben de teyzeme sıkıca sarıldım. Teyzem,bana genellikle ablalık yapardı. Her şeyimde yanımda olan o olurdu. Güzel bir kadındı. Omuzuna gelen siyah saçları,kahverengi gözleri,ince bir fiziği,pürüzsüz ve bakımlı bir cildi vardı. Çok tatlı bir kadındı.
" İçeri geçsenize yavrum. Hastalanacaksınız. "
Nimet ananenin sesini duyduğumuzda birbirimizden ayrıldık. Teyzem mahcup bir şekilde gülümseyip ayakkabılarını çıkarmaya başladı. İçeri girdiğimizde Nimet anane dudaklarındaki samimi gülüşüyle bizi kahvaltıya davet ediyordu. Teyzem nazik bir teşekkürün ardından benimle özel bir şey konuşmak istediğini söylemeye çalışıyordu. Nimet anane gülümseyerek, "Ateş,oğlum hadi sofraya!"diye bağırdığında sesindeki sıcaklık kadar mutlu olmayı istedim bir an.
![](https://img.wattpad.com/cover/86973140-288-k261078.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ.
Teen Fiction© Tüm hakları saklıdır. "Nefesinden bir kadeh bana ayır. Her özlediğimde içer içer sarhoş olurum." • Geçmişin izleri o cezbedici kara gözlerinin içindeydi. Muhtaç olduğu şey,kalbindeki kördüğümleri yok etmekti. O,gökyüzüne çok darılırdı. Bazen küse...