Acıdan Korkma

3.8K 186 20
                                    

Merhaba arkadaşlar. İthaf isteyenler oldu. Onları kıramadım. esma_aras
(Bölüm ithafı)

Bu gün iyiyim. Aklımda fikirler var. Umarım bölümleri beğeniyorsunuzdur. Yorum yapın arkadaşlar. Buna ihtiyacımız var. İnstagram sayfamız: wattpad.serseri

Minik Ateş karakteri belli oldu. ☝🏻 Multimedya 👍🏻

Bölüm şarkısı: Avril Lavigne - Alice.

İyi okumalar 🍼

Korku,tüm vücudumu esir alırken ellerimin titremesine mani olamıyordum. Semih'in takımı ve Semih içeri girince Zeynep'e döndüm.

"Sen git istersen. İki saat sonra sana ders çalışmaya gelirim. Tamam mı? Benim bir işim var."

Kafasını sallayıp,yanaklarımdan öptü. Ben de onun yanaklarından öpünce vedalaştık. Yalnız yürümeye başladığımda etrafa göz gezdiriyordum. Ateş yine bir belaya bulaşmıştı. Yoksa bıçak elinde gezmedi. Bir şey vardı ve kendine veya başkalarına zarar verecekti.

Gittikleri yöne gittiğimde orada olmadıklarını gördüm. Ama bu yoldan inince Emre'nin beni götürdüğü yere çıkıyordu. Boş arazilerle çevrili mahalledeki yokuşun başına geldim. Yokuştan dikkatlice inerek,sağa döndüm. İnşaatın önüne geldiğimde sesler bariz belli oluyordu. Üs kattan bir bağırma sesi gelince ürkerek küçük çocuğun sesini dinledim. Merdivenleri çıkıp ilk kata baktım. Küçük bir kapı vardı. Oradan tıslamaya benzer bir ses geliyordu. Kaşlarımı çatarak kapıya yöneldim. Kulbunu yavaşça indirdiğimde kapının arkasından bir ses geldi. Kapıyı açtığımda yeşil gözleri kızarmış,sarı saçları kirlenmiş,üzerindeki Amerikan hırkası yırtılmış,minik bir Ateş'le karşılaştım. Büyük olanı nerdeydi? Minik Ateş'e ne olmuştu?

"Nazlı Abla!?"

Sesini biraz yükselttiği için elimle sus işareti yaptım. Minik odaya girip tabureye oturdum ve Ateş'i kucağıma oturttum. Şapkasını çıkartıp ters taktım. Böyle daha da tatlı oluyordu. Bu hareketime gülüp eliyle şapkasını düzeltti. Yanaklarını öptüm ve sırtını sıvazlayarak neden geldiğini bilmediğim öfkesini dindirmeye çalıştım. "Ne oldu anlat bakalım?" Derin bir nefes verdi ve yeşil gözlerini üzerime dikti. "Ateş ağabey bir yere gitti. Kavga edecek!Ben sahilde kahve satıyordum. Bir ağabey geldi ve elimdeki bütün kahveleri yere attı. Hakaret ederken Ateş ağabey geldi ve olan oldu!"

Düşündüğüm şeyler doğruydu. Ateş kötü değildi. Belki öyle gözüküyordu ama ben görüyordum. Onun içindeki minik kalbin ne kadar beyaz olduğunu görebiliyordum. Tabii ki tehlikeliydi ama bir sebebi vardı. Kötü olsaydı,şu çocuğu korumazdı. Bana ne der giderdi. Ateş'i görüyor ve fark ediyordum. Kimse görmesin. İstemiyordum zaten. Ama o sadece o gün bana sarılıp 'annem yok!' demişti. Veya uçurumda. Bana duman demiş,kendisine de sigara demişti. Anlıyordu o da. Ama emindim! Benim bilmediğim bir şey vardı. Çok farklı bir şey hem de. Belki bu yüzden onu görüyordum. Bilmiyordum işte. Benimle ilgili bir şey biliyordu. Bunu öğrenecektim.
Ateş'in elini tutup kalktım. Minik eli avucuma yerleştiğinde dizlerimin üzerine durdum. Yüzünü avuçlayıp "Sen neden buradasın?"
"En güvenli yer çünkü burası!"

***

Adımlarımızı hızlandırdık. O konuşmanın ardından Ateş'in sokağına gelmiştik. Sokakta hiç kimse yoktu. Ateş elimi hâla tutuyordu. Adımlarınız eşit hızda iken etrafıma bakınıyordum. Mekanın önüne geldiğimizde kafamı eğip minik Ateş'e baktım. Kafasını salladığında 'içeri girelim' dediğini anlamıştım. Derin bir nefes aldım ve tekrar girişe döndüm. Sigara izmaritlerine basa basa girdik içeri. O kadar fazlaydı ki,acıyordum. Kendilerini bile bile ölüme götürüyorlardı.

SERSERİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin