Cesaret,benim için zordu. Ateş'in benimle ne ilgisi olduğunu öğrenmem gerekliydi. Bunu bilmiyormuşum ve Canım sıkılıyordu. Hava soğuktu. Gece,soğukluğunu caddelere serpmişti. Her adım attığımda biraz daha üşüyordum. Burnuma ve alnıma hafif hafif damlalar düşüyordu. Yağmur yağıyordu. Lanet olsun! Ben kütüphaneye gidemeden yağmur yapıyordu. Aman ne güzel! Ateş'in en azından benimle ilgili ne yaptığımı öğrensem rahatlatacaktım. Belki tavırlarım değişecekti. Belki yanında korkmayacaktım. İşte bunu da bilmiyordum. Ama öğrenecektim. 'Başım belaya girer mi?'düşünmeden edemedim. Belaya girse ne olacaktı. Ateş hortlak gibi çıkıp yine korkutacaktı beni. Veya kurtaracaktı. Daha başıma bela bile almamıştım. Bunları düşünmeyecektim. Umarım başıma bir bela gelmezdi. Bir daha şu serseri yüzünden üzülmek istemiyordum.
Üzülüyor muydun?
Düşüncelerim çok saçmaydı. Üzülmüyor,aksine korkuyordum. O dengesiz Nasıl oluyorsa zarar verse de kıyamıyorum. Annesi? Evet,annesinin olmaması yüzünden kıyamıyordum. Gözlerimi kapattım. Derin bir nefes alıp yürümeye devam ettim.
Daha saat ondu. Ve ben öğretmenin istediği şu kitabı almamış,bunun için saat onda kütüphaneye gidiyordum. Bu gün ters tarafımdan mı kalkmıştım? İstemiyordum. Evde dinlenmek yerine şu an şurada dönüyordum. Gittikçe Ateş canavarına benziyordum. Umursamaz bir Nazlı yoktu. Dersleri her zaman umursuyordum. Kendine benzetiyordu manyak.
Ani bir frenle kendime geldim. Elim anında kalbime giderken nefesim kesildi. Kesik kesik nefesler alıyordum. Başımı hafif sağa çevirdim. Siyah bir arabanın bana çarpmasına minimler vardı. Kapı açılması sesi kulaklarımı doldururken aninden tekrar kapandı. Gördüklerim hafızamı zorluyordu. Kaşları çatılırken dudaklarına alaycı bir gülümseme yerleşti. Kalçasını arabaya yaslayıp kollarını göğsünde birleştirdi. Sarı saçlarını geriye atıp erkeksi gülüşü ile "Nasılsın Nazlı? En son kolundaki çizimle uğraşıyordum. Geçmiş olsun!"dedi. Ardından bir kahkaha attı. Arkamı dönüp yürümeye başladığım sırada sert sesiyle beni durdurdu.
"Yağmur yağıyor! Bırakayım!"
"Sen git,olmayan beynini çöpe at Emre!"diye hırsla bağırdıktan sonra nefesimi düzenli almaya çalıştım. "Yürek yemiş gibisin! Ateş'e mi güveniyorsun?Ha,yoksa kendine mi güveniyorsun? Seni benim elimden kimse alamaz!"
Korku,esir,saçma sapan duygular. En son Emre'nin dediklerini haz edememiş Ateş'i aramaya sokaklarına gelmiştim. Canım,duvara sprey boyamak istiyordu. Üzerimde Ateş resmi olan,kahverengi bir tişört giymiştim. Altıma siyah dar bir pantolon geçirmiştim. Bu gün ona özel giyinmiştim. Bordonun siyaha kaçan rujunu sürmüş,değişik şekillerde bileklik veya boyunluk takmıştım. Güzeldi. Ateş'in beğeneceği türden.
Sokağa girdiğimde etrafa bakındım. Duvarlarda tarihler veya değişik sözler yazıyordu. İnsanların hayatı ne değişikti. Türlü türlü kader,buna mecbur olan kullar vardı.
"Değişmişsin!"
Ürkmemiş neden olan bu ses yerimde sıçramama yetmişti. Boynumda hissettiğim nefes ile gözlerimi kırptım. Saçlarımı okşamaya başladı. Bir eli saçımda dolaşırken,diğer eli Boğazıma gitti. Yaranın olduğu bölgeye dokundu. Ani bir hareketle belimden tutup kendine çevirdi. Hızlı nefes alışverişlerim,onu gülümsetiyor,yetmiyormuş gibi sırıtıyordu. Ama trip atmanın sırası değildi. En azından şu anlık. Kahveleri çok güzeldi. Bir kul,böyle eşsiz yaratılabilir miydi? Her şeyi barındıran gözleri,tehlike ve merhamet ile doluydu. Ateş zaten bir serseriydi. Üstüne diyecek laf bazen bulamıyordum.
"Söyle bakalım başımın belası! Korktuğun yere neden geldin?." Sözleri net,alaycıydı.
Gözlerimi iki üç saniye kapattıktan sonra tekrar açtım. Tek kaşı havalanmış bir şeklide bana bakıyordu. Derin bir nefes aldım. Umursamaz ve kısık bir bir sesle konuştum. "Duvara sprey ile yazı yazmak istiyorum." Mırıldanışlarımın arasından tiz bir kahkaha attı. "Spery? Var mı?" Diye sorduğumda gülerek başını salladı.
"Sen ne zamandan beri bana benziyorsun?" Kaşlarımı çattım. "Hah! Ben sana benzemiyorum. Sadece canım istedi,ben,işte istedim. Eğleniyorum.." Diye sözcükleri sıraladığımda kesik bir nefes aldı. Yine ne demiştim?
"Tamam. Spreyler şurda başla bakalım."
*************
Biliyorum çok kısa oldu ama elimden gelen bu. Sizden bu defa çok özür diliyorum. Diğer bölüm uzun olacak. Bu arada multideki resmi ben yaptım. Kitap kapağında yapabiliyorum. Bir kaç kişide var hatta. Neyse,sizi çok sıkmak isteniyorum ama vote ve yorum ATMAYI UNUTMAYIN. Sizleri seviyorum. 💕💕💕💕
![](https://img.wattpad.com/cover/86973140-288-k261078.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ.
Novela Juvenil© Tüm hakları saklıdır. "Nefesinden bir kadeh bana ayır. Her özlediğimde içer içer sarhoş olurum." • Geçmişin izleri o cezbedici kara gözlerinin içindeydi. Muhtaç olduğu şey,kalbindeki kördüğümleri yok etmekti. O,gökyüzüne çok darılırdı. Bazen küse...