Gitmemeliyidim

3.2K 163 40
                                    

Hepinize merhaba. Yeni bölüm geldi. Bu arada genç kurguda neler popüler kısmında eksilmiyoruz. Çok teşekkür ederim. Uzatmak istemiyorum.

Bölüm ithafı ;

MrsBurgaz sedacgdm esma_aras elifhennig

Bölüm şarkısı: Avril Lavigne- Hush Hush

Multimedya: Siyah Melek

Multide Ateş.

İyi okumalar 🌙

Burnuma gelen yoğun sigara ve parfüm kokusu ile gözlerimi araladım. Uyumuş muydum? En önemlisi,Ateş'le mi uyumuştum ben? Etrafa baktığımda yanımda Ateş'in olmadığını,benim de yanımdaki yastığa sarılmış olduğunu fark ettim. Üzerimdeki yumuş battaniyeyi hafifle kaldırıp bedenimi yataktan kaldırdım. Masanın üzerinde duran telefondan saate baktığımda akşam olduğunu gördüm. Esnedikten sonra ağır adımlarımla kapıya yöneldim. Kapının kulbunu usulca açtıktan sonra sessiz ve bir o kadar da büyük koridora attım kendimi. Merdivenleri inmeye başladığımda ayağımdaki çorapların olmadığını yeni fark ettim. Ayağımda çoraplarım mı yoktu? Başını eğip tekrar ayaklarıma baktım. Yoktu. Ama Ateş de yoktu. Sorularımın cevaplarını öğrenmek için hızlıca hareket edip aşağıya indim. Salona baktığımda Ateş tekli koltuğa oturmuş,her zaman ki gibi sigara içiyordu. Beni fark ettiğinde gözlerini kısıp sigarasının bitmiş izmaritin dumanını içine çekti. Önündeki kare şeklinde tahta masanın üzerindeki içi izmarit dolu küllüğe bitmiş sigarayı büktü ve bastırdı. Sigaranın dumanı yavaş yavaş sönüyordu.

"Bu gece burda kal. Hava çok soğuk ve yağmur yağıyor. Motor da Miraç'ta. Motorla götürecektim,"dediğinde hızlıca başımı olumsuz anlamda salladım.

"Ateş,olmaz. Annem,"

Lafımı bölen kapı zilinin bilindik melodisiydi. Ateş kaşlarını çatıp ağır bir hareketle oturduğu tekli koltuktan kalktı. Yanımdan geçerken bir adım yana kaydım. Kapı artık şiddetli bir şekilde çalmaya ve yumruklanmaya başlamıştı. Ellerim titreme durumuna geçerken Ateş'in kolunu tuttum. Omuz üzerinden bana baktı. "Korkma. Hallederim. Geri de kal!" Ateş'in kolunu bırkamayıp kapıya doğru yürürken arkasından yürümeye başladım. Ateş kapıya geldi ve derin bir nefes alarak açtı. Ben de kafamı Ateş'in geniş vücudundan yana kaydırdım. Gördüğüm görüntü vücudumun titremesine yol açıyordu. Sertçe yutkundum,tüm siniriyle Ateş'in kolunu tutuğum elime bakan babama çevirdim korkak bakışlarımı. Annem hem kızgın hem de üzgün bir şekilde bakıyordu gözlerime. Nerden bulmuşlardı bu evi? Kim söyleyebilirdi ki?

Bunları düşünmeyi bırakıp babama döndüm. Sert bir hareketle beni kolumdan tuttu ve annemin yanına çekti. Bana sinirli bir bakış atarken,beklemediğim bir anda umursamaz tavrı ile babama bakan Ateş'in yakalarına yapışınca "Baba!"sesim titriyordu artık. Gözlerim doluyordu. Ateş bana boş bir bakış attıktan sonra babama bakmaya başladı. Babam omuz üstünden bana baktığında bakışlarından korktuğum için annemin arkasına sakladım.
Babam Ateş'i ittiğinde o anki cesaretimle "Yapma,dur!" sesimdeki bir tutam korku sessiz ve soğuk sokakta yankılanıyordu. "Gülçin! Nazlı'yı al ve arabaya geç!" Babamın emriyle annem kızgın bir şekilde kolumu tuttu. Sürüklemeye başladığında kolumu çektim. "Nazlı! Yürü!" Tekrar arkama baktım. Ateş alayla güldü. Bu durumda bile gülüyordu. Nasıl bir dengesizlikti,Nasıl bir cesaretti bu?

"Kız burda kalıyor!"

Duyduğum alaycı ve altında sert sesi ile konuşan Ateş'e hayret ve korkuyla baktım. Babam sinirlenip aniden Ateş'i kapıya dayadı. Sinirli soluduğu burdan belli oluyordu. Ateş tıslama şeklinde güldü. Canı yanmıştı. Belli etmiyordu. Annem kolunu tutuyordu hâla. O da şaşkınlığını ve babamı ilk kez bu kadar sinirli gördüğü için ses çıkartmamıştı. Sonra beni tekrar sürüklemeye başladı. "Ateş! Baba yapma! Yapma!" Artık gözyaşlarımı tutamamıştım. Hem bağırıyor,hem ağlıyordum. "Nazlı! Sus ve yürü! Eve gidince konuşacağız. Yürü dedim!" Annem biraz sesini yükseltmişti.

"Bir daha seni Nazlı'nın yanında görmeyim. Bu sefer bu kadar yumuşak davranmam! Şimdi içeri gir!"

Ateş tekrar konuştu. "Kız burda kalıyor. Siz nereye gidiyorsanız gidebilirsiniz!" Ateş babama kafa tutuyordu ama babam çok sinirli gözüküyordu. Babam bu sefer yüzüne doğru kükredi.

"Haddini aşıyorsun! Kes sesini ve içeri gir!"

Nefeslerimi düzenli alamadığımı hissetmemiştim. Ateş kapıya yaslandı. Güldü. Elini cebine soktu. Babama geçmek için eliyle gösterdi. Kafasını yerden kaldırıp bana baktı. Kahveleri üzgün görünüyordu. Anlamıştım. Babam yüzüne kükremeden önce böyle değildi. Babası hayattaydı değil mi? Ya ona öyle bağırdıysa? Daha çok ağlamaya başlamıştım. Ayaklarım üşüyordu,evden çıplak ayakla çıkmıştım. Babam sinirli bir şekilde bize döndü.

"Yürüyün sizde! Ağlamayı kes sende!" Diyip önden yürümeye başladı. Ateş'e döndürdüm kafamı. Gözyaşlarım akıyordu yanaklarımdan. Son kere gözlerine bakmak istedim. Annem kafamı tutup öne çevirdi.

Hava da soğuktu. Ateş'in dediği gibi yağmur yağmıştı ve ayaklarıma hem soğuk,hem de sert şeyler batıyordu. Başımı yere eğip usulca ağlıyordum.
Arabaya bindiğimizde kalbimde o kadar büyük bir yük vardı ki. Nefes alamıyordum. Hızlı bir şekilde arabayı çalıştıran babam,hâla sesli nefesler alıyordu. Kafamı cama yasladım. Titreyen elimi sol göğsümün üzerine koydum. Sanki hapiste olan bir kuş gibi atıyordu kalbim. Ateş'in gözleri aklıma geldiğinde başımın döndüğünü hissetim. Nefeslerim düzenli değildi. Bazen hızlı hızlı,bazen yavaş ve kesik kesik alıyordum. Annem elimi sıktı. Daha fazla dayanmadım.

"Dur! İndir beni! Onu kimse görmüyor! İçindeki çadın çocuğu görmüyor,baba! İndir beni.!" Babam "kes sesini,"dediğinde sinirlenmiştim. Kapının açılan yerini tuttum. "Aç yoksa ben açacağım!" Annem "saçmalıyorsun!"dediğinde elimi boğazımın altına getirdim. Bir iki kere vurdum. "Ben mi saçmalıyorum!"

"Tamam." Babam konuştuğunda sabırla bekledim. Arabayı sağa çekti. Bize döndü. "Arabadan inersen,bir daha eve gelme. Karar senin."

Kapının açılan yerini tekrar kavradım. Annem beni dürtüklüyordu. "Ben serseriye acımıyorum. O küçük çocuğu elimden alamazsın! Kusura bakma baba ama onun bana ihtiyacı var!" Hızlıca kapıyı açıp sert bir şekilde kapattım. Babam son gaz gitmeye başladığımda güldüm ve arkamı döndüm. Yavaş yavaş yağmurda ve soğuk sokakta yürümeye başladım. Ayağımdaki acıyı umursamadan yürümeye devam ediyorum. Çok uzaklaşmamıştık zaten. Ev iki bina sonraydı. Adımlarımı hızlandırdım. Bu adımlar bir süre sonra koşuya dönüştüğünde eve kadar koştum. Kapıyı büyük bir gürültüyle açtım. Başımı kaldırdığımda yumuşak kahvelerle karşılaştım. Girmemişti işte,biliyordu geleceğimi. Ağlamam hâla devam ederken,boş boş durmayı bıraktım. Sonradan pişman olacağım şeyi yapacaktım. Koşmaya başladım. Sonrasını düşünmeden,bir kere de sonrasını düşünmeden koşarak Ateş'in boynuna kollarımı doladım. Sarılmıyordu. Burnumu çektim. "Biliyordum biliyor musun? Gelecektin!"

"Özür dilerim. Gitmemeliyim .Özür dilerim. Ben. Bilemedim. Özür dilerim. Çok özür dilerim. Hepsi benim yüzümden." Güldü. "Bu işte ortağız mavi kafa." Kalbimdeki acı gittikçe sönüyordu. Hayır. Bu yaptıkların onu sevdiğimi göstermiyordu değil mi? "Ağlama. Sen de biliyordun. Gelecektin."

"Gelecektim."

🌙

Bu bölüm iki part olacaktır. Bu yüzden kısa oldu. Oylara ve yorumlara uçun. 😊 Sizleri seviyorum. Bir sonraki partta görüşmek üzere 🙊♥️

SERSERİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin