Kahraman bir serseri.

5.9K 264 18
                                    

Merhaba🙋 Yb ile karşınızdayım. Tanıtımı bir önceki bölümde..

Bölüm şarkısı: Burcu Tatlıses- Ay (Dinleyin çok güzel..!)

Medya Nazlı ve Ateş..!

İyi okumalar Serseri Ailesi

Sabah erken uyanmıştım çünkü dün,uyumamıştım. Daha doğrusu uyamamıştım. Kolumdaki çizik gittikçe büyümüştü ve acıyordu. Oynaya oynaya kanatmıştım,o da vardı yani.

Dün,Ateş beni eve bırakmıştı. Bir daha o sokaktan geçmeyeceğimi ve yine bir belaya bulaşmayacağımı sıkı sıkı tembihlemişti. Bende gülümseyip kafa sallamıştım sadece. Sonra bana, ne olur ne olmaz diye telefon numarasını vermişti. Ateş'i anlamak gerçekten zordu. Bir öyleydi,bir böyle. Ayak uyduramıyordum.

Esneyerek yataktan kalktıktan sonra banyoya gittim. Aynadan yansımama baktığımda bembeyaz olduğumu gördüm. Derin bir nefes alarak her şeyin güzel olmasını diledim. Yüzüme su vurup elimi yıkadıktan sonda banyodan çıktım. Bu gün hava sıcaktı ve şort giymek istiyordum. Kot şort geçirdim altıma. Üzerime askılı beyaz bir badi giydim. Saçlarımı açık bırakacaktım. Siyah ve beyaz renkleri olan çantamı aldıktan sonra içine eşyaları yerleştirdim. Tırnaklarım çok uzundu,ben uzatıyordum. Oje veya başka bir şey sürmemiştim. Fazla süs sevmezdim.

Evden çıktığımda hava iyiydi. Güneş doğmuş,kuşlar ötmeye başlamıştı. Rüzgar yoktu sessizdi sokaklar,benim sevdiğim huzuru gökyüzünde bulmuş bir kuş gibiydi. Tebessüm edip yürümeye devam ettim. Biraz ilerde,dili süte deyip açlıktan kurumuş boğazını doyurmak için çabalayan bir kedi gördüm. Beyazdı ve bazı noktalarında siyah olması,onu tatlı yapıyordu. Onu biraz sevdikten sonra okula gittim. Bahçe boştu ve saate baktığımda yaklaşık kırk dakika olduğunu gördüm derse. Okulun içine girip hızla sınıfa çıktım.

Anlayamadığım vücudumun titremesi ve konuşmamam kahvelerin en güzel tonu olan gözleriydi. Sertçe yutkunup başımı eğdim. Yine düşünceliydi. Gerçekten bu kadar üzgün ve düşünceli olması neye çıkıyordu? Bir gün öğrenir miydim? Bilmiyorum.

"Dün iyi uyudun mu?"diye sorduğunda hafifçe kafamı çevirdim.

Gülümseyip, "Evet,teşekkür ederim. Kahramanım."dediğimde burukça gülümsedi.

"Bana böyle sözler söyleme!"

Kaşlarımı hafif çatarak ve utançla baktım yüzüne. Garip bir çocuk olduğu,serseriliğinden belli oluyordu zaten. Sonunda dayanamıp,

"Amacın ne senin? Teşekkür edip,kahramanım dedim. Sorun mu var?"diye sesim yükseldiğinde biraz korkmuştum.

"Bana sesini yükseltme! Emir verir gibi cümleler kurma. İlk gün ne dediğimi iyi hatırlıyorum."

"Senin hiç aile terbiyen yok mu? Annen nasıl dayanıyor sana kim bilir? Hödük!"

Ellerim titrerken dediklerimi haz etmeye çalıştım. Gözleri kızarmıştı. Neden,annesiyle ne problemi vardı? Önümdeki sırayı ayağıyla tekmeleyip kafasını kaldırdı. Gözleri yine koyulaşmıştı. Sinirle soluyup kapıyı çarparak gitti. Ne demiştim yine. Kırmış mıydım? Ailesi? Ah,beynim patlayabilir.

Sokaklar sessizken yine korkutucuydu. Zeynep edebiyattan anlamadığı için ona ders çalıştırmaya gidiyordum. Ve saat dokuz buçukta. Çok garip ama Zeynep'in telefonda ki sesi soluk ve korkulu geliyordu. Bazen kekelemişti bile. Adımlarımı hızlandırdım. Evin adresini telefondaki navigasyon sistemine kaydetmiştim. Ne olursa olsun bulurdum herhalde. Nefes aldığımda bir duman gibi soluyordu karanlığa. Converslerim kaldırımda çıkardığı sesler vardı sadece. Birde sarı,yolu aydınlatmak için yapılan ışıklar.
Telefonum çaldığında Zeynep'in aradığını gördüm.

SERSERİ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin