Bölüm 4

3.4K 349 300
                                    

(Y/N: Öncelikle biliyorsunuz ki, okuma oranı yerlerde süründüğü halde yb atıyorum. Sizden tek bir ricam var, okuyan o küçük kesim yorum yaparsa çok güzel olur ❤ Bu arada Larry yakınlaşması başlıyor.)

Gecenin sessizliği dalgalanarak ağaç yapraklarına vuruyor, rüzgar derin sessizliğini bozarak uğultular bahşediyordu. Louis, uykusuzluğunu belli edercesine yatakta doğruldu. Belli ki, yakın bir zamanda yağmur yağacaktı kan kokulu araziye. Mavi gözlü kurt ağlamaklı bir ifade takınarak üzerindeki battaniyeyle beraber ayağa kalktı. Gecenin karamsar soğukluğu tüm bedenine işliyordu. Gece yarısı çoktan olmuştu. Kaba eşine bir battaniye daha vermesini söylemek için yanına giderse eğer, ki odasının nerede olduğunu bilmiyordu, Harry kendisini öldürmekten beter ederdi. Hoşgörüden nasibini almamış bu adam karşısında Louis şaşkındı. Yine de Louis'nin düşman sürüden olması nezaketi bir kişilikten nasıl yoksun edebilirdi ki? Harry böyle biriydi ama...

Saatler önce, ağaçların arasına gizlenmiş bu koca eve geldiklerinde Harry'nin tek yaptığı Louis'ye dokunmamaya çalışarak kalacağı odayı göstermek ve Louis'ye evin kuralları hakkında bilgi vermekti fakat evin tek kuralı vardı ve bu hayli zor bir istekti.

"Sakın bana varlığını hissettirme, ölürsün." Harry bunu o kadar yorgun bir tınıyle söylemişti ki, Louis ses çıkarmadan göz devirse bile yeşil gözlü kurt bunu görmesine rağmen umursamayarak yukarı odalardan birine çıkmıştı. Louis için hayatındaki en berbat gecelerden biriydi. Dolunay zamanı çok yakındı tüm bedenindeki bu isteksizlik bu yüzdendi fakat yinede, Louis rüzgar uğultularından nefret ederdi. Doğa için yaratılan bir varlık olmasına rağmen hemde.

Louis üzgün mırıltılarla karnını doyurabilecek bir yemek veya izleyebileceği bir program olması için dua etti. Bu evde sonsuza kadar kalmak gibi bir niyeti olmasa da, artık burası kendi evi sayılırdı. Louis, parmak ucunda yürüyerek kafasını odasının kapısından uzattı. Tek dileği Harry'nin derin bir uykusu olmasıydı, yoksa Louis ne kadar sessiz olursa olsun kurt kulakları çok keskindi. Harry, mavi gözlü kurdu bu yüzden bile öldürebilirdi. Gerçi elinde bir sebep olmasına gerek yoktu Louis'yi öldürmek için, o her şekilde Louis'den nefret ettiğinden burada oluşu bile tırnaklarını mavi gözlü kurdun boğazına batırdı. Bugün olduğu gibi.

Louis baştan aşağıya ürperdi, eşinin davranışları çok korkutucuydu.

Louis sessizce mutfak olduğunu düşündüğü odaya girdi. Adımları acelesiz ve sakindi; Harry uyuyor olsa iyi durumda hissedebilirdi Louis. Bu gerginlik kendisini öldürecekti yoksa.

Kurt, kokusunu duyumsadığı Hotteok çıtırı ile dudaklarına bir gülümseme yerleştirdi. Mutfak çok karanlıktı, ki Louis'nin gözleri diğer kurtlara göre çok vasattı. Mavi gözlü kurdun belkide tek noksan duygusu görme yeteneği olabilirdi, karanlık olması işleri zora sokuyordu çünkü. Ama Louis ışıkları açacak zor durumda kalmamak için gelen koku ile ağzı sulanarakta olsa karanlığa adım attı. Çizgili pijamalarının paçaları ayağına dolanıyor, bu hissi her duyumsadığında ödü kopuyordu. Hetteok kokusu çok yakındı, ağzı sulanmaktan öteye geçmiş olabilirdi. Bu akşamda çok birşey yiyememişti. Karnı gurulduyordu.

Louis hiçbir şey göremediğine emin olduğunda, el yordamıyla bulduğu tezgahın her yerinde parmaklarını dolaştırdı. Bir tabağın içindeki yeni pişmiş, sıcak ve çıtır ve hetteokları bulduğunda, kocaman gülümsüyordu. Peynir kızartmasını yemeyeli çok uzun zaman olmuştu. Dilini dudaklarının üzerinde dolaştırıp hetteokların şişe takılmadığı kısmından tutup üfleyerek ufak bir lokmanın tadına baktı.

Kahretsin çok lezzetliydi.

Ama Louis'nin kaşları ikinci lokmasında çatıldı, neden hetteoklar yeni pişmiş kadat sıcaktı? Mavi gözlü kurt olaylara doğrultusunda bağlantıyı kurduğunda, yiyeceğinin boğazında kalma riskine karşın yutkundu ve hetteoku yavaşça, hiç yememiş gibi tabağına yeni bıraktı. Arkasını dönüp hızlıca gitmeye kalkıştığında, onu karşılayan tek şey bir kumaş parçasının altına gizlenmiş gergin göğüs ve sıcak nefes sesiydi. Louis'nin kalbi ağzında attı, deli gibi gözleri sulandı.

Sıcak nefeslerin sahibi Louis'nim çenesini kavradı. İkiside tek kelime etmeden karanlığın getirdiği korkutucu aurayı soluyorlardı. Fakat çenesindeki eller Louis'yi incitmek yerine okşayarak kulak memesine kadar sürtündü. Mavi gözlü kurdun kalbi göğüs kafesinin içinde çırpınıyordu. Sıcak nefes, Louis'nin kulağına kadar eğildi, dolgun dudaklar soluk boyna sürtüyordu.

"Bir alfanın.." Boğuk ses fısıldayarak beyaz boynu dişledi. Louis yutkunmaktan tahriş olan boğazındaki yumruyu yok edemedi. Dudakları açılıp inlememek için zor duruyordu. Sıcak nefes onda izler bırakıyordu. Louis neredeyse çığlık atacak kadar karmakarışık olmuştu.

"Bir alfanın bu kadar güçsüz oluşu beni delirtiyor." Boğuk ses Louis'nin kulaklarında çınladığında, ıslak bir dil boyna darbeler bıraktı. Mavi gözlü kurdun göğüs nefes alıp vermekten bitap düşmüştü. "Bir kurdun kokusunu alamıyorsun." Ses konuşurken Louis istemsizce boynunu geriye itti. Utanıyordu ve konuşamayacak kadar berbat hissediyordu, Louis emin değildi ne hissettiğinde dair.

"Karanlıkta göremiyorsun." Boğuk sesin yükselişi ile birlikte dudaklar tişörtün ucuna kadar inmiş, sıcak eller Louis'nin tişörtünü çıkarmak için aşağıya inmişti. Mavi gözlü kurt sıkı sıkıya gözlerini kapatmıştı. Zihni konuşuyordu ama Louis duymaktan çok uzaktı, bu olanları anlamaktan çok uzaktı.

"Nefesimi ensende hissedemeyecek kadar duyarsızsın." Louis'nin tişörtü yukarı doğru sıyrıldı ve saçları darmadağınık olacak şekilde tişörtü çıkarıldı. Konuşan ses çok acımasızdı ama Louis bambaşkaydı. Sanki yok oluyor gibiydi. Sıcak parmaklar Louis'nin göğsünün üzerinde gezindi, göğüs uçlarını kavradı. Mavi gözlü kurdun hormonları çıldırmış gibi havaya dikilmişti.

Eller üzerinden ayrıldığında, boğuk sesin sahibi karanlıktada olsa Louis'nin farkına varacağı bir şekilde kendi tişörtünüde çıkarttı ve Louis'nin yanına, tezgaha bıraktı.

"Ve.." Sesin sahibi Louis'nin çenesini öptü, daha sonrada öptüğü yeri okşadı. "Ve seninle sevişeceğimi sanacak kadar aptalsın. İşte bu yüzden zayıf insanlardan nefret ederim." Harry, gülerek Louis'nin bedeninden uzaklaştı. Sesi çok acımasızdı.

"Tişörtümü yarın sabaha kadar giy ki kokum üzerine sinsin. Ne kadar küçükte olsa bende seninkini giyeceğim. Hem bununla birlikte boynuna yaptığım izle doğrulanmış olur; herkes birlikte olduğumuzu sanar. Böylelikle mühür tamamlanmaz." Harry sırıtarak yerdeki Louis'nin tişörtünü üzerine geçirdi. Kendine baya küçükte gelse bir şeyleri kanıtlamak için yapması gerektiğini biliyordu. Mutfaktan çıkmadan önce son kez Louis'ye bakarak göz kırptı.

"Bu kadar güçsüz olmasaydın, şu güzel vücudun için bile seninle sevişirdim. İyi geceler, kurtçuk."

Geriye kalan bir enkaz gibi yere oturarak titreyen mavi gözlü kurttu.


**********
Bölüm sonu.

CRAWS // LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin