Bölüm 20

3.1K 234 162
                                    

Yeşil gözlü kurt, eşinin yattığı odanın minik penceresinden sürü üyelerinin avlanmak için toplanışlarını ve bazı alfaların iş bölümü yapmalarını izliyordu. Gelecek dolunay için yeni zincirler alınacağından, kasabaya kimin ineceğini belirlemeye çalışıyorlardı fakat avlanma vakti geldiğinde kimse kasabaya gitmek istemiyordu. Harry iç çekti, haftalardır duyularında olmayan avlanma isteği bugün de aktif değildi. Louis ve lider alfalarına bağlı olduklarından, Harry eşinin acıyla dolan bedeninin hayatta kalma mücadelesini ve uyku döneminde olduğu için avlanma isteğinin duyularında olmayışını hissediyor, biliyordu. Şifacı bunun olabileceğini en başından Harry'ye söylemişti. Harry ve Louis için çok zorlu bir dönemdi. Lider alfa, eşinin acıya bürünen her bir duygusunu üzerinde taşıyordu.

Harry, Louis'nin karnında büyüyen o farklılığı hissediyordu. Oralarda bir yerlerde nefes vardı, yaşam ve üflenmiş bir ruh. Harry tüm karmakarışık duygulara hakimdi. Louis içinde yeşeren, bilinçsiz bedeninin yüklendiği tohumun filizlenişini algılayamadığından duyguları tek düze değildi değişip duruyordu. Bu yüzden Harry eşinin karmaşıklığını sahipti.

Elleri cebinde bir şeyler aramak için pantolonuna yöneldiğinde, yeşil gözler sürü alanına yakın olan ağaçlık alanda bir hareketlilik sezdi. Alfalık sezileri hemen öne çıkmıştı. Bu yüzden elleri pantolonuna uzanmaktan vazgeçmiş, gözleri görüş alanını daralttığında sürüdekilerin henüz farketmediği silüetin hareketlerini seyrediyordu. Harry, onun kim olduğunu hemen anlamıştı. Uzaktan onun hareketlerini takip etti. Patikaya yakın bir bölgede olmadığından suratında bir rahatlama hissi vardı, büyük elleriyle beyaz gömleğini ilikliyor, göğsü acele soluklarla inip kalkıyordı. Harry savsakça gülümsedi. Çocukluk arkadaşının etrafını saran aşkın gölgesi hemen fark ediliyordu. Zayn eşinin yanından geliyor olmalıydı.

Sürünün gelecek lider alfası için böyle önemli bir sırrı babasından saklamak zordu. Zayn ve Liam'ın sarsıntılı ilişkisini öğreneli çok olmamıştı, bunun gizliliğini korumak için Zayn'e herkesin gözü önünde sahte görevler vererek Liam ile buluşmasını sağlıyordu. Harry bunu yaparken en azından bir suçluluk duyması gerektiğini düşünüyordu ama hayır, tek hissettiği iki aşığın görüşebilmelerinde bir katkısı olduğu için vücuduna salgılanan mutluluktu. Harry arkadaşı için sevinç duyuyordu, sonunda Zayn adam akıllı bir yuvaya sahip olabilirdi. Louis uyanık olsaydı eşi ile gurur duyardı.

Harry eliyle koyu saçlarının alnına düşmesine izin verdi ve kimsenin, Zayn'in sevişme sonrası halini görmemesi için pencerenin önünden çekilip perdeyi hızla çekti. Tam o sırada içeriye şifacı ve sürü lideri girdi, ikisinin yüzündeki umutlu ifadeyi görmek Harry için yürek burkuyordu. Eşini özlemişti, en çokta mavilerini.

"Avlanma vakti yaklaşıyor oğlum, alfalar seni sormaya başladı. Senin burada olacağını tahmin ettiğimden geldim. Lütfen artık sürünün içerisine karış, onlardan kendini uzak tutuyorsun ama bunu yapman hiçbir şeyi değiştirmiyor. Eşim hala kendini iyileştirmeye çalışıyor." Harry'nin babası odanın ferahlatıcı rengine bakıp stabil durumun devam edişine iç çekti.

"Onun içindeki varlık için mücadeleci davran, gözlerimin önünde dağılman beni üzüyor." Yeşil gözler babasının sözleriyle damgalanacak kırpıştı. Şifacı ikisini dinliyor, odanın ortasında öylece dikilmiş bir halde yataktaki Louis'ye bakıyordu. Şifacının yüz ifadesi karışıktı ama Harry bunu fark etmedi.

"Eşim dolunay dönümünden itibaren, içinde yeşeren bir canlıyla yaşam mücadelesi verirken benim için onu terk edip gitmek gibi geliyor, Louis'nin yanından bir saniye dahi ayrılmak. Bunu isteme benden baba." Harry iç çekerek deri koltuklardan birine oturdu. Ama sonra yüzü aniden hüzünle dalgalanarak buruştu. İlk atakta ne olduğunu anlayamamıştı ama kalbinin hızlandığını ve aniden nefesinin kesildiğini hissetti. Birkaç saniye soluk alabilmek için uğraştı, Harry'nin göz bebekleri korkuyla büyümüştü. Kaburgalarındaki sızıyı çok yoğun hissediyordu. Telaşlı ve yorgun yüzünü şifacıya yönlendirdi. İkinci atakta elleri titriyor, bakışları bulanıklaşıyordu. Ses tınısı boğuklaşmıştı.

"Eşim- Louis, ona ne oluyor?" Harry nefes nefese söyledi. Sorusunun üzerine şifacı harakete geçmiş, uykusunda atak geçiren melez kurda yönelmişti. Harry'nin babası ise oğlunu yatıştırmaya çalışıyor, eşinin acılarını ve duygularını hissetmesini unutturmaya çalışıyordu ama günler sonra ilk defa, Louis'nin sesi duyuldu. Konuşma veya bir kelime değildi. Acı içinde kaybolup giden çığlıktan ötesi değildi ama sesi, Harry'nin de aynı anda attığı çığlıkla bölünmüştü. Mavi gözlü kurt üçüncü atağını geçiriyordu.

Şifacı duruma müdahele etmek için nedeni sarsılan kurdun omuzlarından tutup yatağa bastırdı ve tek eliyle kriz geçirdiği için nefes alamayan Louis'nin ağına, yatağın yanındaki solunum cihazını taktı. Mavi gözlü kurdun kalbi çok hızlı atıyordu, bu günler sonra yaşamsal açıdan verdiği ilk tepki olduğundan odadaki hiç kimse bu anı kaçırmak istemiyordu ama Harry için çok zordu. Eşiyle aynı acılara ve duygulara sahipti, bu yüzden saniyeler geçtikçe odak sorunu ortaya çıkmıştı. Yeşil göz bebekleri bilincini kaybediyordu ama şifacı onunla ilgilenecek vakti bulamadan, Louis dördüncü atağını geçirdi. Bu ölümcül darbeye çok yakındı.

Ağzından pıhtılaşmış kanlar akarak yanaklarından yatağa düşüyor, solunum cihazı işlevsiz hale geliyordu. Louis'nin bedeni krizden dolayı atmak istediği çığlığı yutmak zorunda kalıyordu çünkü, ağzından boşalan kanlarda boğuluyordu.

Louis'nin bilinci aniden yerine geldi. Tansiyonu çok düşüktü, ilk uyanışın verdiği halsizlik ve hala süregelen ataklardan dolayı kalp ritmi bozuktu. Mavi göz bebekleri kayarak kapandı, büyük ihtimal acı ve kan kaybından dolayı bayılmıştı. Acı çok yoğundu.

Şifacı onun bu ataklarından dolayı soğukkanlılığını yitirmeye başladı. Dizlerinden destek alarak yatağın iki yanına çıktığı ve bununla engellemeye çalıştığı ataktan sonra bebeğin içinde ölebileceği şüphesiyle çığlık atarcasına bağırdı. Harry, Louis gibi baygınlık geçirmişti, bağın etkisi her geçen gün arttığından ikisinde de -bebeğin de- ölme riski artıyordu.

"Alfa, hemen ikinci çekmecedeki yaptığım ilaçlardan getir, enjektör, yüksek doz da ağrı kesici ve morfin de!" Şifacı yatağın yanındaki ahşap dolabı işaret etti. Louis bir daha atak geçirirse şayet, bu seferkinden kurtuluş olmayabilirdi. Odada yeterince tıbbi malzemeler yoktu, kasabaya inildiğinde temin edebilirdi ancak şifacı şuan, elindekilerle hayat kurtarmak zorundaydı. İkinci acil çığlığında, sürü lideri korkudan ne yapacağını bilemeyen bakışlarla Şifacının söylediklerini hazırlıyordu.

"Harry için daha sonra serum takın, birkaç saat sonra düzelecektir. Louis ile ilgileneceğim!" Şifacı aceleyle söyledi. Elleri hızlı hareketlerle Louis'nin kıyafetinin düğmelerini açıyor, onlarca iğne izi bulunan kolundan sıyırıyordu. Sürü lideri, Şifacının isteklerini hazırlayıp yatağın üzerine dikkatle koydu. Ardından geri çekilebildiğinde, şifacı çoktan Louis'ye atağı durduran iğnelerden ve çokça ağrı kesici vermişti. Solunumu düzenli hale getirebilmek için kirli kan akışı duran ağzı temizledi ve yeniden solunum cihazını taktı. Louis'nin ciğerlerinde bir sorun olmalıydı ama aciliyeti yoktu, şifacı ayağı duran bedenin üzerinde kalkıp nabzı ölçtü. Sorun yoktu, ritim düzeni yakalamıştı.

Bu sırada sürü lideri oğlunu koltuğa yatırmış, titreyen elleriyle Harry'nin damarına iğneyi geçirmiş ve sabitlemrk için bantlamıştı. Şifacı alnındaki yeri silip Louis'nin kalbinin altındaki derin yarayı kontrol etti, kanama aşırı değildi ama bambaşka bir sorun vardı.

Şifacı, Louis'nin karnında yok olan yaşamı avuçlarında hissetti. Ağzından küçük bir nida kaçtı. Bakışları topaklanan kan parçalarının olduğu bacaklara yöneldi. Şifacının kanki elleri ağzından bir hıçkırığın kaçmasını engelledi.

Louis yaşıyordu.

Ama bebek ölmüştü.


*******

Merhaba arkadaşlar ben hesabın orjinal sahibi geri döndüm.

@yeollieismine a uyarladığı bölümler için teşekkür ediyorum.

Diğer Not: Gay temalı film/dizi seven arkadaşlar son çalışmama bir göz atabilir.

CRAWS // LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin