CRAWS // Larry

Craws 16

Uzun bir bölüm ile karşınızdayım, bir daha kontrol edemedim. Yanlışlıklar varsa belirtebilirsiniz 🙏 İyi okumalar...

----------

Harry sinirlenip evden çıktığından beri tam tamına 7 saat geçmişti. Louis pencerenin pervazında duruyor, ağlamaktan kızarmış gözleriyle ormanlık alana çıkan patikayı seyrediyordu. Eşini merak ediyordu, onun gibi sinir hastası olan bir alfanın neler yapabileceği hakkında saatler boyunca düşünüp durmuştu. Harry tartışmalarda her ne kadar haksız olsa ve Louis'ye kaba davransada, mavi gözler onun yolunu gözlüyordu.

Louis, eşi için endişeliydi. Kalbi hızla çarpıyordu.

Güneş öyle vaktini geçtiğinden beridir, Louis'nin aklına yatan fikirler tilki gibi zihninde dolanıyordu. Sürü alanına inebilir, herhangi bir sürü üyesine veya umut ettiği şekilde Zayn'e eşinin nerede olduğunu sorabilirdi. Bunlar aklına yaktın gelsede mavi gözlü alfa biraz daha bekleyecekti. Akşam vakti geldiğinde belki eşi evine dönerdi. Bu yüzden bekleyecekti, yoksa Harry kendisini sürü alanında görürse çok daha fazla kızabilirdi, ihtimaller çok fazlaydı. Ama Louis'yi endişelendiren tek sorun bu değildi. Kalbinin ve düşüncelerinin bir kısmı, mühürlendikleri andan itibaren beliren hislerini konuşturarak Harry'nin, eski sevgilisi olan omegaya gitme ihtimalini sorguluyordu.

Bu durum Louis'nin en çok korktuğu şeydi.

Tanrıya adeta böyle bir durum olmaması için yalvarıyordu. Şu bir haftanın içerisinde lider alfanın karakter özellikleri hakkında Louis'nin birkaç fikri vardı. Harry kafasına eseni yapan, öfkeyle hakaret eden ve yaptıklarından pişman olmayan olsa dahi bunu asla ifade etmeyen bir kişiliğe sahipti. Konuşmasında, karşısındaki kişinin hislerini kavramadan aklına ne gelirse söylüyor, içinde bulunduğu her koşulda kaba ve aksi davranmayı sürdürüyordu. Louis, eşinin bu tür bir kişiliği olmasına asla alışamayacak gibiydi. Louis böyle bir alfa olarak yetiştirilmemişti.

Ama sorun belki de buydu. Harry'nin yetiştirilme tarzı mavi gözlü alfanın karakteri ile çatışıyor, lider alfa bu yüzden her zaman eşine aksi davranıyordu. Şimdi de, Louis'nin yüksek ihtimaller dahilinde olan teoriler içerisinde, Harry'nin omega kurda gitme olasılığı çok yüksekti. Çünkü Louis'nin canını yakmak istiyordu. Aralarındaki mühür nedeniyle de Harry başka biriyle olduğunda Louis bunu hissedecek, acı içerisinde kıvranacaktı. Aralarındaki bağ bu şekilde bir sisteme sahipti. Birbirlerinden kopmalarına olanak tanımıyordu.

Louis endişe ile soluk alış verişlerinin hızlandığına şahit oldu. Eli kalbini bulduğunda, dinmek bilmeyen göz yaşları kirpiklerinde asılı kaldı. Harry şerefsiz herifin tekiydi, Louis gerçekten onun gibi bir eşe sahip olduğu için utanç duyuyordu. Louis'ye acı çektirmek için nasıl omegaya gidebilirdi? Louis ve Harry her ne kadar anlaşma dahilinde olsalar da evli ve mühürlülerdi. Yeşil gözlü alfanın sadakati bu kadar alçak olamazdı. Louis, tanrıya yalvarıp yakardı. Eşinin başka bir kurda, kendi kademesinden daha düşük bir kurda gidebilme ihtimalinden nefret etmişti, tiksiniyordu. İki gece önce bedenini keşfeden ellerin, soluğuna karıştığı eşinin başka birine dokunabilme ihtimalini düşünmek kalbini acıtıyordu. Göz bebekleri korkusunu dışa vurduğunda, dudaklarından küçük bir nida döküldü. Karnı kasılıyordu sanki.

"Be-ben, tanrım benim gitmek gerek." dudakları kıpırdanıp duruyor, sözcükler anlamsız birer bütün olurken Louis ne dediğinin farkına varamıyordu. Zihnine ve düşüncelerine hükmeden ihtimaller can yakıcıydı, kurtlar arasında kurulan bağın, mührün bu kadar kuvvetli hisler taşıması korkunçtu. Çok tehlikeliydi. Louis, lider alfayı sevme ihtimalinden dolayı irkiliyordu ama kaçınılmaz sonun başlangıcında olduğunu da farkındaydı.