Bölüm 15

3.5K 284 139
                                    

Harry, kendisi varken eşinin olaya karışması hususunda öfkeli hissediyordu. Louis gerçek bir alfanın yada herhangi bir kurdun davranması gerektiği gibi eşini sahiplenip korusada Harry, Derek'in kendisini yumruklamasına izin vermişti. Çünkü hatasını biliyordu, birkaç ay öncesinde Derek'i sürünün içinde aşağılamış uçkuruna sahip çıkmayan bir alfanın liderlik vasfını taşıyamayacağını söylemişti. Harry abisinin o zamanki öfkesini ve nefretini dün gibi hatırlıyordu. Korkunç derecede çatık kaşlı halde, burnundan sert şekilde soluk alıp vererek gözlerini yummuş, öylece kendisi hakkında verilecek kararı beklemişti. Fakat iktidar tehlikeli bir oyundu, Harry lider alfa olabilmek için abisini karşısına almayı göze alabilmişti ve sonunda, babası sürünün gelecek alfasını belirlemişti; Harry.

Asıl hata Harry'de sayılmazdı. Louis konuşmasının bir yerinde haklı görünüyordu. Derek kartlarını açık oynayan, strateji geliştirmeyi pek bilmeyen, yinede güçlü duruşlu bir alfaydı ama tek güç yetmezdi. Abisi, Harry ile dövüşmek için açık alanda karşısında bile duramazdı, tamamıyla vasattı dövüşlerde. Gerçi öyle bile olsa Derek dövüşmeyi aşağılanmaya tercih eder, kaybederek Harry'ye liderliği bırakmak isterdi. Fakat hataların geri dönüşü olmazdı, bir alfa omegayla bile birlikte olabilirdi ama bir insanla, asla. Derek körü körüne bir insanı, liderliğe tercih etmişti. Harry asıl suçlanacak kişi değildi.

"Surat asıyorsun." Naif bir ses, Harry'nin düşüncelerini bölerek boynunun hemen altında sıcak bir nefesle iz bıraktı. Yeşil gözlü alfanın kaşları çatık, alnı karışıktı ama Louis'ye baktığında bu durum tuhaf bir ifadeyle yer değiştirdi. Eşi neredeyse kucağına çekebileceği kadar yakınında, dizleri ve kolları birbirine değebilecek kısa bir uzaklıkta oturuyordu. Mavi gözleri ise apayrı bir konuydu, Harry'yi dibe çekiyordu.

"Benim yanımda kimseye baş kaldırmanı istemiyorum." Alfa tonuyla otorite kurmak isteyerek konuştu Harry. Eşinin uzun parmakları, alfanın dudağından sızan kana dokunup dokunmamak arasında kalarak havada asılı kalmıştı. Harry onun güzel yüzüne baktı ve ona sinirli halin çok yakıştığı hakkında uzunca düşünmek için vaktinin olmasını diledi. Ama Louis'nin ona bağırışı hayal dünyasını parçalamıştı.

"Dominant eşi mi oynuyorsun? Bu ne demek oluyor, senin zarar görmeni izlemem mi gerek o zaman?" Louis bağırdı. Çenesi kasılmış, yakınlıktan dolayı Harry'nin görebildiği göz bebekleri büyümüştü. Yeşil gözlü alfa homurdanıp Louis'nin havada kalmış parmağını tuttu. Eşinin kendisine bağırmış olmasına katlanamıyordu.

"Bana bağırma. Orada Derek'in bana vurmasına izin veriyordum, senin karışması gerektirecek bir durum yoktu. Bir daha hiçbir ailesel mevzuya karışma." Harry, oturduğu koltuktan kalkarak ellerini cebine soktu ve kaşından, dudağından akan kanların bir önemi yokmuş gibi aceleyle peçeteyi yaralarına bastırdı. Louis'nin tepkisiz ama öfke yüklü bakışlarını yüzünde hissediyordu. Onu öpmek istedi, ama şu an, Louis'nin nerede durmasını öğrenme vaktiydi.

Bir saat önceki olaydan sonra sürü arazisi yerine eve dönmüşlerdi. Louis ona pansuman yapmak için gerekli malzemeler getirsede Harry sinirli bir şekilde durduğundan Louis bu fikirden vazgeçmişti, belki de Harry'nin canı yanacaktı. Louis bunları düşünmesine rağmen eşi ona bağırıyordu. Bunun devamı olacak gibi Harry bir kaç birşey daha söylecekti ki, Louis histerik bir kahkaha ile bunu böldü. Dudağı titriyordu, hisleri incinmiş ifadesi yüzündeydi.

"Ne söylemek istiyorsun, bende artık aileden değil miyim? Eşimi, seni koruduğum için bana kızman yetmiyormuş gibi bağırdıktan sonra bunları söylüyorsun. Mühürlendiğimizi sanıyordum, evli olduğumuzu ama, bu sana aile gibi hissetirecek durumlar değil öyle mi yani?" Louis ikinci bir defa acılı bir şekilde gülerek ayağa kalktı ve aynı Harry'nin yaptığı gibi ellerini cebine sokarak eşinin karşısına dikildi.

"Bir daha kine hangi ailesel mevzuya karışabileceğim konusunda bir bilgilendirme notu yaz o zaman, şerefsiz." Louis yere tükürür gibi iğrendirici bir ifade ile Harry'ye bakarak hırladı. Yeşil gözlü alfanın kaşları çatıktı ama herşeyin boka sardığının farkındaydı. Louis yanından geçip giderken Harry'ye omuz attı.

"Ben senin için evrendeki tek eş olabilirim, Harry. Ama sen benim için evrendeki tek şerefsizsin. Senin gibi kaba ve görgüsüz bir herifle mühürlendiğim için o kadar pişmanım ki, bir omega olmayı bu duruma yeğlerdim." Mavi gözlü alfanın kelimleri can yakıyordu, bir yumruktan bile daha fazla. Harry bunu kalbinin içerisinde hissedebiliyordu, Louis'ye bunları söylemek istememişti fakat Derek olayında Harry varken eşine laf düşmezdi. Alfa bunu gururuna yediremezdi, gördüğü tüm ilişkilerde alfa baskın olandı. Ama Louis'nin de bir alfa olduğu düşünüldüğünde, ateş ve barut kadar yakıcı olabilirdi ikiside. Bir ilişkide iki tarafta baskın olursa evlilik nasıl yürüyebilirdi ki?

"Kelimelerine dikkat et, Louis. Ben senin astlarından değilim, herhangi bir beta veya omega. Bu yüzden kabullenmen gerekir ki ben senin eşinim; şerefsiz olsam da, olmasam da." Harry sertçe söylerek kaş çattı ve sabahın doğuşunda evden çıkıp gitti. Kapının çarpışı sertti ve bu, bir çift olarak ettikleri ilk kavgaydı.

Yeşil gözlü olan gittikten sonra, Louis sanki yeni nefes alabiliyormuş gibi hızlıca soluklandı. Eli kalbinin üzerinde düşmüş, göz pınarlarında ki yaş taze kalmıştı. Harry'nin söyledikleri neden bu kadar acıtıyordu ki kalbini? Louis geçmişte evleneceği eşinin hayalinden pek birşey beklemiyordu, tek isteği kendisini aldatmaması ve üzmemesiydi. Ama Harry ile evlendiğinden beri iki istemediği durumu da yaşamıştı. Üstelik birbirlerini sevmiyorlardı da. Louis'nin tutunabileceği hiçbirşey yoktu sürüde.

Alfa olarak güçlü kalması, ayakta dik durması gerekirdi. Ama Harry'ye mühürlendiği duyguları canını yakıyordu, bunu istemiyordu. Harry için hiçbir duyguyu üzerinde taşımak istemiyordu ama çoktan, onun için söylediklerine pişman olmuştu.

Dizlerini karnına çekti ve koltuğun dibine çökerek başını kendi koluna yasladı. İç çektiğinde, bu anlaşmanın fes edilmesini istemekten başka hiçbirşeyi arzulamadığını fark etti ve göz yaşlarına boğuldu. Kalbi acıyordu. Harry canını yakıyordu, ayrılsalar bile onun için birşey barındıracaktı içinde. Mühür kırılmaz ömür boyu içinde taşırdı kalıntılarını. Ve şimdiden, Louis için acı vericiydi.

Kalbi sıkıştı, gözleri yaşlardan bulanıklaştı. Saatler sonra bile Harry evin içinde yoktu.

Geri dönmemişti.

----------------------
Bu bölüm asıl olaylara geçiş bölümü gibi birşey.

CRAWS // LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin