♪28♪

984 74 6
                                    

♪28♪

Gece aralıklarla zihnim karanlığa teslim olurken, aşağıdaki sesler kesilmemişti. Troye'un sesi genellikle daha yüksekti ve onu gerçekten hiç bu kadar yüksek sesle konuşurken duymamıştım. Şarkılarında bile pek yüksek notaya çıkmazdı.

Güneş yükselirken, üşüdüğüm için üstüme kalın yorganımı atmıştım ama sonra da terleyince tekrar üstümü değiştirip sadece ince olanla yatağımda uzanmaya devam etmiştim. En azından üşümüyordum ve ıslak da değildim.

Telefonum Calum'ın arabasında olduğu için, saatin kaç olduğunu bilmiyordum ve bilgisayarımı açmakta istemiyordum. Tüm gece oluğu gibi yine yatakta kalmakta kararlıydım. 

Annemin yaptığını bildiğim bu oyunun yanı sıra aklım daha çok beni istemediğini söyleyen Calum'daydı. 

Uyuşturucu almış ya da sarhoş olduğu için öyle konuşmuş olabilirdi ama o söyledikleri yalan olamazdı. Hepimiz sarhoş olmuştuk ve içimizde olan ama söyleyemediğimiz sözleri sarhoş olduğumuz zamanlarda dile getirirdik.

Ve Calum, o gece içindekileri bana söylemişti. 

Kalbim titrerken, keşke hafızamı geri kazanmasaydım diye düşünmeden edemedim çünkü Calum ile mutluydum.

Beni istiyor gibiydi ve sarhoşken bile beni yanında istiyordu. O halleri beni de sarhoş ediyordu.

Gözlerimi sımsıkı kapattım yastığımı sıkıca tutarken. Ağlamak istemiyordum. Ya da duygulanmak. Calum'a karşı yumuşamak.

Bir süre sonra, uyuyamadığım için yatağımdan çıktım ve yerdeki kalın yorganımı güzelce katlamaya çalıştım ve yatağımın altını kaldırarak içine yerleştirdim. Genellikle bu yorganı kullanmama gerek kalmıyordu ama gece gerçekten bok çukurunda gibiydim.

Yatağımı tekrar indirip kenarlarını düzelttikten sonra üstündeki ince yorganımı da düz serdim ve üstüne oturarak kapıya baktım. Tuvalete bile gitmemiştim ama istediğim zaman birkaç gün tuvaletimi tutabildiğim için bu sorun değildi. Sadece biraz acıkmıştım. Vegemite olsa, birkaç parça ekmekle yiyebilirdim.

Gözlerim kendiliğinden ayaklarıma dönerken, kapının iki kez tıklatılmasıyla kafam refleks olarak hemen kapıya dönmüştü. "Uyanık olduğunu biliyorum."diye mırıldanan Calum'ın sesiyle, dudaklarımı birbirlerine bastırdım. İyi olduğunu bilmek, sesini duymak tüm bedenimi rahatlatmıştı. "Kapıyı açar mısın?"

Bir tepki vermeden ayağa kalktım ve kapıya doğru ilerledim. "Konuşalım. Bunu istediğini biliyorum Elle. Hadi şu kapıyı aç."

Ellerimi kapımın üstüne koyarken, alnımı da kapıya yasladım. Bedenin bu kapının arkasında olduğunu bilmek ruhumu gevşetiyor, hücrelerimi tazeliyordu. "Bebeğim, izin ver yanında olayım."dedikten sonra aldığı titrek nefesi duydum.

Nefesi kalbime değmişti sanki.

Bir elim kapının kilidine giderken, alnımı kapıdan çektim ve  kilidi çevirip kapıyı açtım. Ona bakmak her ne kadar çok istesem de, ona bakmak yerine arkamı döndüm ve yatağıma ilerledim. Kapının kapatılış sesine ek olarak kapıyı kilitlediğini de duyduğumda yatağıma oturmuş, yine ona doğru dönmüştüm ama ona bakmak yerine beyaz çoraplı ayaklarıma bakmıştım.

"İyi misin?"diye mırıldandığında ona cevap vermedim çünkü asıl o iyi miydi? 

İç çekerek bana yaklaştı ve ben siyah ayakkabılarına bakarken, sol elini yanağıma koyarak hafifçe okşadı. Bedenimin titremesine mani olamadım ama hala ona bakmama konusunda kararlıydım. 

Ama o da, kendisine bakma konusunda kararlıydı sanırım çünkü çeneme giden başparmağı kafamı kaldırtmış, ona bakmama sebep olmuştu. 

For Him. [Calum Hood.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin