☮İyi Okumalar Ponçikler☮
☮Meriç'den☮
"Merhaba Anne, merhaba Baba. Nasılsınız? Duruyu gördünüz mü? Umarım yanınızdadır. Sizi çok özlemişti, tabi bende. Ama benim oraya gelmeme daha var. O zamana kadar Duruya iyi bakın. Tabi ki kendinize de. Uzun konuşamıycağım. Yapamam. Biliyorum ben güçsüz ve kardeşini korumayı bile beceremeyin biriyim. Ama böyle olsun istemezdim ki. Neyse kendinize iyi bakın tamam mı? Sizleri çok seviyorum."
Gözlerimi sildim. Duru ile daha konuşmadım çünkü bizimkiler gelince konuşacaktık tek tek. Bizim gurup da görününce kendimi toparladım. Tabi ne kadar mümkünse. Duru'nun mezarı burada değildi. Evet buraya yapmamışlardı. Onun mezarı biraz daha arka taraftaydı.
Herkes başı ile selam verirken Duru'nun yanına adımlıyoduk. Duruya giderken kar yağmaya başladı. Duru soğuğu severdi. Hele hele karı (sizi fesatlar :) Her adımımızda mezarı gözükmeye başlıyordu. İlerlediğimizde örtünün durmadığını fark ettik. Uçmuş olmalıydı. Dün şiddetli bir fırtına vardı çünki.
Beklediler. Bu demek oluyor ki 'ilk sen konuş. Sonra biz teker teker konuşuruz' kafam ile onaylayıp ilerledim. Her adımımda kalbim yerinden çıkıcakmış gibi atıyordu. Koyduğumuz çiçekler de duruyordu. Hepsi kurumuştu. Kırmızı çiçekler yani benim, Kıvanç'ın ve Damlanın koyduğu çiçekler kurumamıştı hayla canlıydılar.
Gözlerimi kırptım ve her zamanki gibi bir damla firar etti. Çöktüm mezarının yanına. Okşadım toprağını.
"Merhaba Meleğim. Nasılsın? Umarım iyisindir ama ben hiç iyi değilim Duru. Neden? Neden gittin ki? Neden savaşmayı değil de kaçmayı seçtin? Annem ve babam bize her zaman savaşın demez miydi Duru? Neden savaşmadım abicim? Ama ben inanmıyorum ya. Sen beni bırakmazsın değil mi? Yoksa bırakır mısın? Neyse neyse. Sen mutlu ol tamam mı? Hep gül. Bu arada ben bile fark edememiştim ama Kıvanç fark etmiş. Senin bir belediye çukurun varmış( yani gamze :)" Bu dediğimde ben de gülünce ilk normal bir külüştü sonra büyüdü ve sinirlerinim bozulduğunu o zaman anladım.
Kısa süre içinde kahkağalarım göz yaşlarına dönüştü. Kıvanç yanıma geldi ve gitmenin zamanı gelmişti. Son kez veda edip diğerlerinin yanına döndüm. Dönmem ile erkeklerin ve kızların kollarında buldum kendimi. Duru gerçekten şanslıydı. Arkasında sevdikleri vardı...
☮ Kıvanç'dan☮
Meriç uzaklaşmıştı. Yaklaştım mezarına, her adımımda kalbim acıyordu. Her adımımda o bıçak dönüyordu. Her adımımda sızlıyordu kalbim. Ve kalbimin sızlaması gözlerimin dolmasına neden oluyordu. Derin bir nefes aldım ve geldiğim mezarın yanına çöktüm.
"Fazla bir şey diyebileceğimi sanmıyorum" Dudaklarımı tereddüt ile kıvırdım.
"Çünkü... Fazla zaman geçirmedik. Ama o az zamanda bile benim yaralarımı sarmayı beceren tek kızsın diyemem çünkü tek insansın. Hatta bu kadar yakın olduğum ilk insansın." Bu sefer dudaklarım hüzün ile kıvrıldı gözlerim de onlar ile birlikte yanmaya başladı.
"Bana acılarımı unutturdun. Ama bir o kadar da yenilerini açtın. Ama ben bir şey öğrendim senden" Burnumu çektim. İyicene sulu göz olmuştum tabi birde sümüklü. Göz yaşlarımı elimin tersi ile sildim.
"Sen benim bu dünyada annem ve Eren den sonra bu kadar sevdiğim ve bağlandığım ilk ve son insansın. Sana söz veriyorum. Bir daha sana bağlandığım gibi hiç kimseye bağlanmayacağım. Hatta yanıma bile yaklaştırmayacağım. Senin gözlerine baktığım gibi başka hiçbir kızın gözlerine bakmayacağım. Söz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Issız Kız
Teen FictionKötü bir geçmişi ile kalbini kapatmış bir kız. Kendi dünyasını kuran bir kız. ÖLDÜRMEK isteyen bir kız. Canını yakanların Canını yakmak isteyen bir kız. İNTİKAM almak isteyen bir kız. Tam hayata olan inancını kaybetmişken, hayatın gerçek olduğunu ha...