*Multi Kıvanç ve Duru düşünün siz*
İYİ OKUMALAR PONÇİKLER
☮ Kıvanç'dan☮
Dışarıda kar yağıyordu. Duru'nun yerini bulmuştuk. Altan'ın sağ kolu ile kaldığı bir yerdi. Bulucaz, Duruyu alıp geri getireceğiz. Gazı daha fazla kökledim. Kağıttaki adrese ve kapı numarasına baktım. Burasıydı. Meriç arabadan hızla indi ve eve koştu. Bende Meriç'in peşinden gittim. Güzel bir evdi aslında dışı beyaza boyanmış bahçesi olan hoş bir evdi. Eve yaklaştığımızda kapı açıktı.
Kapıyı ittirdim. Evde duruyu aramaya başladım. İçerisi güzel dizayn edilmişti. Çoğunluk ile kitaplıklar vardı. Salonda beyaz, siyah ve gri ağırlıklı tonlar vardı. Mutfak hemen karşısındaydı. Alt katta bir şey bulamadık.
"Meriç üst katı da var oraya bakalım burada hiç bir şey yok."
Kafasını olumlu anlamda salladı. Merdiven basamakları camdan yapılmıştı. Basamaklarına baktığımızda kan vardı. Kafamdaki senaryoyu hemen kurmuştum. Eğer Duru burdaysa kaçmaya çalışmış olabilir ve dikişleri patladığı için kanaması olabilir ama yaralanmış da olabilir. Basamakları hızlı hızlı çıkıp uzun koridor karşıladı bizi. Yoldaki kan izleri oradan geliyordu.
Biraz daha ilerlediğimizde kan izleri daha da arttı. Yerde kan göleti oluşmuştu. Meriç dizlerinin üzerine düştü. Kan göletinin ortasında bir not ve benim Duru'ya aldığım bileklik vardı. Kağıt parçasını açtım Meriç'e yazmıştı. Meriç'in omuzuna dokundum bana döndü kağıt parçasını uzattım.
☮Kıvanç'ın aldığı bileklik☮
Kağıt kandan kırmızı rengini almıştı. Bileklik deki kar tanesinin taşları kırmızı olmuştu. Bilekliği cebime attım. Koridorda ilerledim. Kan göletinden 1-2 adım sonra duvarda kanlı el izleri vardı. Bu Duru'nun el izleriydi ince uzun, narin parmakları. Bilekliğinin çıkardığı iz...
Koridorun sonunda bir oda vardı el izleri de oraya gidiyordu. Odanın kapısını ittirdim oda eve karşın karanlıktı, ışığın girmesi için ufak bir penceresi vardı. Bomboştu sadece koliler, ayna ve yerde devrilmiş sandalye. Büyük olasılık ile burada tutmuştu onu. İlerlediğimde sandalyenin olduğu yerde de kan vardı. İplere baktım belirli bir yerinde kan vardı. İpleri çıkartmak için bileklerini yakmış gibi görünüyordu.
Oda o kokuyordu. Ne çiçek kokuyordu nede şeker gibi o kokuyordu işte. Odadan çıktım. Meriç kalkmıştı yerden kendini toplamışa benziyordu.
"Burda değil. Gitmiş"
Sesi ifadesiz ama bir o kadar da kırık çıkıyordu. Kafamı onaylar biçimde salladım. Evden çıktık. Meriç ile beraber arabaya ilerliyorduk. Hava çoktan kararmış sessizliğe bürünmüştü. Kısık çıkan bir çığlık işittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Issız Kız
Teen FictionKötü bir geçmişi ile kalbini kapatmış bir kız. Kendi dünyasını kuran bir kız. ÖLDÜRMEK isteyen bir kız. Canını yakanların Canını yakmak isteyen bir kız. İNTİKAM almak isteyen bir kız. Tam hayata olan inancını kaybetmişken, hayatın gerçek olduğunu ha...