Chill 4.Bolum

59 0 0
                                    

Chill 4.Bolum

"Benim degil o" dedim gozlerine bakmaya tenezzul bile etmeyerek.

"Hadi ya, senin odanda ama? Ayrica ben bunlari eve almayi birakali cok uzun zaman oldu"

"Anne, bak su anda cidden hic seninle tartisma modumda degilim, biraz tut icinde bunlari, sabaha patlarsin, cidden bak" dedim cekmecemden siyah ic camasirlarimi ve askili bir ust cikartirken.

"Ben cidden merak ediyorum ya, hani bir insanin kendine nasil hic saygisi olmaz, nasil kendine bunu yapar gercekten merak ediyorum. Biktim ama artik Melek, istedigini ye, istedigini ic. En guzel yillarini tombik gecirmek istiyorsan oyle gecir." dedi Isil her zamanki kustahligiyla.

Buydu iste, bu kadar basitti onun icin. O kadar barizdi ki umrumda bile olmadigim, butun bu benim vucudumla ilgileniyormus ayaklarini sirf adina zarar gelmesin diye yaptigi. Oylesine gereksizdi ki..

Cevap vermeye bile gerek duymayarak arkasindan usulca kapiyi kapatip, uzerimi giyindim. Masamin uzerinde koydugum telefonumu elime alip, Pelin'i aradim, cantamdan sigarami alip, balkonuma cikarken.

Her zamanki nesesi ile, "naber tatlim?" diyerek acti telefonu Pelin.

"Iyilik, oylesine bir ariyim dedim, yarin okula gelicek misin?"

"Evet evet, sen gelmiyor musun yine?" Arkadan duydugum seslere gore ne giyecegine bakiyordu yine. Sadece lacivert ve beyaz renklerini giyebilecek bir formaya sahipken, ne giyecegini bu kadar dusunen tek insan Pelin'di zaten heralde.

"Yok ya gelmek zorundayim, dusunmekten beynim sikiliyor sonra ne yapacagim devamsizligi diye. Hem zaten Ferhat Hocayla konusmam lazim su proje isini. Ya sana bir sey sorucagim, Sarp Uzunkol var ya, sevgilisi var mi biliyor musun?"

"Melda'yla takiliyorlar diye biliyorum ama hani oyle ismi olan ciddi bir sey degil, noldu ki?" diye sordu Pelin, her zamanki gibi her sorumun, her hareketimin altinda bir sey arayip, "yine ne bok yedin?" diye sormak icin hazir bir sekilde bekleyerek.

"Yok ya, cocukcagiz pek bir ask acisi cekiyorda galiba tweetlerine bakilirsa, tam bir yarali kus, kim bu hale getirdi diye merak ettim" dedim gulerek.

"Ay yoktur bir sey, entel entel takiliyor iste ya o cocuk. Gercekte dunyanin en cool, en piyasa adami, twitterda tam bir keko, neyin kafasini yasiyor cozmus degilim henuz, sen balkondasin heralde ruzgar sesi geliyor?"

"Hi sigara iciyorum, kicim dondu yine abi, isinamadi su havalar" dedim dibine geldigim sigarami sondurerek.

"Neyse bebegim yatiyorum ben, yarin gorusuruz okulda, iyi geceler"

"gorusuruz" dedim telefonu kapatip, kendimi yatagimin uzerine birakmadan once.

Saat uce geliyordu, ben ise hala yatagimda oylece oturmus, kendime aci cektirmek istercesine canimi yakicak sarkilari dinleyerek, yazmaya calisiyordum..

Oyle garip bir histi ki bu, oylesine uzak, oylesine yabanci. Efe'ye yazmaya alisiktim cunku ben; yasadigim, yasayamadigim her seyi ona anlatmaya. Bir daha asla okumayacak olsam da hepsini kaydetmeye, ve Efe'nin dogum gununde hepsini teker teker, gozlerimden yaslar akarak silmeye.

Ama su anda yazamiyordum, uzun zamandan beri, ilk defa kendimi anlatamiyordum. Anlamiyordum ki gerci anlatayim. Oyle boktan bir hale gelmisti ki her sey, oylesine kaybetmistim ki kendimi, beni, benligimi; anlatacak bir sey kalmamisti bile.

"Iyi geceler" yazdim ben de sadece, sonsuz uykusunda asla gecelerin bitmemesinin aslinda huzurlugu oldugunu dusunerek.

Sabah, her zamanki gibi gec uyanmistim. Evden cikmasi gereken saatten on bes dakika once kalkan bir tek ben vardim zaten sanirim.

Dun gece acik biraktigim balkon kapisi yuzunden odam kuzey kutbuna donmustu adeta, birak hazirlanmayi, yataktan cikmak bile istemiyordum.

En sonunda pes edip, yataktan kalkip kosarak balkon kapisini kapattim. Dolaptan lacivert eteklerimden birini alip giydikten sonra, uzerime once beyaz v yaka tisortumu, onun ustune de bol lacivert kazagimi giydim. Diz kapagimin asagisinda biten bordo coraplarimi giydikten sonra, altima da mavi desenli vanslerimi giyip, islakken uyudugum icin karmakarisik olan sacimi tepeden toplayip, iki dakika da yaptigim makyajlardan birini yapip, cantami alip asagi indim.

Annem coktan cikmisti, Hulya Abla da hala gelmemisti. Duraktan taksiyi cagirdiktan sonra mutfak masasinin uzerindeki tabaktan aldigim yesil elmayi yiyerek evden ciktim.

Teslim etmedigim odevler, kaldigim sinavlar yuzunden ne bok yiyecegimi dusunurken, Deniz'in aramasiyla irkildim.

"Efendim?"

"Gelmiyor musun bugun okula?" diye sordu, onun da yeni geldigi belliydi; geldigi an aramazsa olmazdi cunku.

"Yok taksideyim, bes dakikaya falan orada olurum. Kahve alsana bana bir tane, bir de Emre'ye soylesene ilk derslik bana felsefe kitabini versin, benimki nerede hic bir fikrim yok.

"Oldu tamam gorusuruz" dedi telefonu kapamadan once.

Camdan disari baktigimda, bu trafigin acilmayacagi cok belliydi, yurursem daha cabuk gidecegim de. taksiciye parayi uzatip, okula dogru yurumeye basladim ben de. Daha sinifa gelmeden Deniz gelmisti yanima. Elindeki kahveyi bana uzatip, kolunu omzuma doladi.

"Felsefe kitabinizi dolabiniza koydum kucuk hanim, kahveniz burada, matematik icin de odevini Pelin kopyalamis senin icin, kitabinin arasinda o da" dedi gulumseyerek.

"Ah romeo romeo, sen olmasan ne yapardim ben romeo" dedim gulerek.

"Gerizekali ya, bir replik soyluyorsun bari adam gibi soyle"

gulup, dudagimi yanagina bastirip, sinifa dogru yurudum. Iceri girmemle birlikte, arkamdan da Burcu Hocanin girip kapiyi kapatmasi bir olmustu.

Elimdeki kahveyi en arkada olan siramin uzerine koyup, Bahar'in yanina oturdum. Eliyle sacimi boynuma dogru atarken "Kizim insan biraz sevkatlikten falan hoslanir, adam yemis yine boynunu" diye guldu.

"Cani oyle istemis demek ki" diyerek guldum ben de.

Guldugum; bir erkekle olurken, onun bana, bedenime, ruhuma dokunmasina izin verirken ne istedigimi soylemek yerine, tek amacimin onu sadece bir gece icin de olsa elimde tutabilmek icin oldugunca mutlu etmeye calismak olmasi mi, yoksa Ali'nin sevisirken can yakmaktan hoslanmasi miydi bilmiyordum. Komik buldugum icin mi guluyordum, yoksa aglamamak icin mi anlayamiyordum her zamanki gibi..

Burcu Hoca'nin "Melekcim, canim, okula tesrif etmissin. Bir de butun bu dedikodunuzu okula gelmediginiz zamanlar yaparsaniz sevinirim" demesiyle onume donup, kitabi actim.

Cikista Pelin'le birlikte sinemaya gidelim diye dusunmustuk. Pelin her zamanki gibi eve gidip, depresif takilmama icin elinden gelen her seyi yapiyordu. Tam okuldan cikiyorduk ki, birinin "Melek" diye seslenmesiyle arkami dondum.

ChillHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin