Chill

Chill 16.Bolum

Pelin ile birlikte, yatagimin uzerinde oturmus, artik ezbere bildigimiz Aski Memnu bolumlerini izliyorduk belki bininci kez.. Deniz’den bahsederken “Aman birak gotumuzu yesin, haksiz olan o. Sike sike de ozur dilemeye gelecek bak gorursun” dedigimiz gunlerin ustunden iki hafta gecmisti. Her zamanki gibi, Tolga cani istediginde beni aramis, cani istediginde yuzume bile bakmamisti.

Alismismiydim, kabullenmis mi bilmiyorum acikcasi. Bir arayis, bir bekleyis icerisindeyim sanki hala. Gelecek, elimi tutacak, herkesin icinde opecek beni diye umuyorum; fakat ben beklesem de, ben istesem de, o gelse de, benim elimi tutmuyor.

“Cikmak falan istemiyorum cocukla, sadece- aman ne bileyim biri biraz adam yerine koysun istiyorum beni.” dedim Behlul Bihter’i opmek uzereyken.

“En azindan seninle olup sonra baskasiyla cikmiyor.”

“Ne cikmiyor ne cikmiyor. Baskasinin elini tutuyor, baskasiyla yemege gidiyor. Hayir ben anlamadim ki bu cocugu, nasil bir dusunce tarzina sahip bu, nasil hic bir sey hissetmiyor?” dedim bu sefer diziyi durdurup, Pelin’e bakarak.

“Bence tam bir gerizekali. Bildigin salak. Hani boyle filmlerde, dizilerde gorup ozeniyor bunlar yok efendim kucuklukten beri ailesi bozukmus, yok efendim baglanmaktan korkuyormus, oymus da buymus. Lan bi siktir git, baslarim boyle isin icine yani. Baglanmaktan korkuyorsan niye sevisiyorsun benimle? Seviyormus, ama hazir degilmis der hepsi bir de. Birak Allah askina ya, ne istediklerini bilmiyor daha hic biri, olgunlasmayi becerememis, icten ice ergen tipler hepsi”

Tam cevap verecektim ki, komidinin uzerinde duran telefonum caldi. Deniz ariyordu.

“Deniz ariyor?” dedim Pelin’e telefonumu gostererek.

“Ne oldu, bunaldi mi acaba Bicem’ciginden? Beter olsun pezevenk.” dedi hic umursamiyormus gibi gozukmeye calisip, bir sigara daha yakarken.

Pelin’in butun bu “umrumda degil artik” deyislerinin ardindan, onun icin aglayacaginin farkinda olusumdan dolayi ister istemez gulerek actim telefonu. Deniz’in ciddi taviriyla “Melek?” deyisinden sonra, kendime gelip “Efendim?” dedim.

“Napiyorsun?” Arkadan gelen muzik sesinden odasinda yalniz oturdugunun farkindaydim.

“Pelin’leyim, oturuyoruz oyle. Sen?” dedim simdiye kadar Deniz’e karsi kullandigim en sert ses tonum ile.

“Evdeyim ben de. Eger senin evindeyseniz size geliyim-“

“Deniz, lutfen” dedim lafini yarida kesip. Pelin’i sanki o kadar aglatmamis gibi davranmaya hic niyetim yoktu. Sinirim gecmisti, evet, ancak gozumun onunde, benim en yakinimi bu kadar uzen birine sarilmaya hic niyetim yoktu.

“Melek, geliyim konusalim. Delirtmeyin adami. Yirmi dakikaya falan orada olurum” dedikten sonra telefonu kapatti.

Deniz’le olan konusmanin yarisindayken balkona cikan Pelin’in yanina gittim. Koltuga oturmus, basini eline yaslamisti.

“Yirmi dakikaya buraya geliyormus” dedim yanina oturup.

Basini iki yana sallayip, alayci bir gulumseme yerlestirdi yuzune.“Gelicek simdi, hic bir sey olmamis gibi davranicak, biliyorsun degil mi?”

“Bok oyle davranir o, bok oyle davranir” dedim masadaki cakmagi cevirmeye baslayarak.

Yirmi dakika demesine ragmen, kirk dakika sonra hala gelmemisti.

“Gelmeyecek iste, gorursun” dedi Pelin cayindan bir yudum daha alarak. Tam cevap vericektim ki, balkonumdan, Deniz’in arabasini gordum. Kapiyi acmak icin indigimde, Pelin’in arkamdan gelmek yerine odada oturmasi ilginc gelmisti.

Kapiyi actigimda, Deniz hic bir sey soylemeden iceri girdi.

“Hosgeldin Deniz” dedim sesimdeki imaya mani olamayarak.

“Pelin nerede?”

“Ananin aminda” diye mirildandim nefesimin altindan. Bu kadar dangalikligi rahatsiz ediyordu artik beni. 

“Odamda, balkonda oturuyor. Cikacaksan yanina insan gibi davran Deniz”

Bir bardak daha cay koymak icin mutfaga gitmek icin arkami donmustum ki, Deniz kolumu tuttu. Basimi cevirdigimde, o “Pismanim iste, ozur dilemeyi bilmiyorum, affet hadi” bakislariyla karsilastim. Hic bir sey soylemeden kollarini belime sardi, ben de ilk basta kurtulmak istesem de, kendimi en guvende hissettigim yerde bulunmaktan memnun bir sekilde sirtina koydum ellerimi.

“Sen cik yanina, ben cay alacagim. Bir sey icer misin?” diye sordum.

“Buz gibi bir biran var mi?” dedi gulumseyerek.

Rahatca konussunlar diye asagida oyalanmaktan bunaldigimda, kendimede cay yerine bira almaya karar verip, uc birayla yukari ciktim. Deniz’in kolu Pelin’in boynundaydi, Pelin ise basini Deniz yerine duvara cevirmis, kacinci oldugunu bilmedigim sigarasini iciyordu.

Biralari masanin ustune birakmamla birlikte, Pelin’in kendininkini alip, neredeyse yarisina kadar icmesi bir oldu.

“Bir dur lan. Sarhos olmak istiyorsan birayla beceremezsin onu” dedim gulerek.

Yuzune alayci bir gulumseme yerlestirip, hic bir sey soylemeden bir nefes daha cekti normalde gunde bir-iki tane zor ictigi sigaradan. “Konusmadiniz mi” bakisim uzerine, “hayir” anlaminda basini salladi Deniz.

Basimi one egip, ilk defa ucumuzun bulundugu bir ortamin bu kadar sessiz olusuna guldum. Deniz ise, butun bu sacmaliktan bikmis olacak ki, dudaklarini, Pelin’in boynuna bastirdi. Pelin de kendini cekse de, ardindan basini Deniz’in gogsune yaslayip, gozlerini kapatti.

“Ozledim lan sizi” dedi Deniz Pelin’in sacini oksarken.

“Bicem eglendiremedi mi?” diye sordum, “tabii ki eglendiremedi” tarzi bir cevap bekleyerek.

“Hos kiz, eglenceli kiz.” demesi uzerine Pelin basini Deniz’in gogsunden kaldirip, duvara yasladi. “Siz degil ama, kimse siz degil.” Tekrar Pelin’in kolundan tutup, eliyle basini gogsune yasladi.

“Cikiyor musunuz?”

“Galiba. Ilk baslarda hirs yaptim kizi, lan herkese veren kiz bana vermeyince sinir oldum. Tek duymak istedigi sey sevgilimmis megerse” dedi gulerek.

Icine tipki Pelin gibi kul attigim biradan buyuk bir yudum aldim. “Tabii ki sen de sevmedigin kiza seni seviyorum dedin bu yuzden”

“Ya Melek bu kiz sen degil, senin gibi kendini iyi hissetmek- yani adi her neyse, belirli bir amacla yapmiyor butun bunlari. Kasarin teki o yuzden yapiyor. Eglendiriyor beni, o da benimle mutlu. Abartmayin daha fazla lutfen” dedi ciddi bir ses tonuyla.

Herkes ben degil tabii diye gecirdim aklimdan. Herkes benim kadar kendini kaybetmiyordu, kendini bulmaktansa, olmeyi tercih etmiyordu. Normal bir hayat vardi orada, klasik on alti yasindaki kizlarin hayati vardi..

Pelin’in bakislarindan su anda mutsuz oldugunu anlamistim, fakat belliydi, sebebi Deniz degil, kendi yaptiklariydi. Pismandi Deniz’le oldugu icin, olmasi da gerekirdi zaten.

“Aksama bir planiniz var mi?”

“Yoo, noldu ki?” dedi Pelin.

“Bana gelin diyecektim, ucumuz sadece”

“Gelirsem deli gibi sarhos olurum, haberiniz olsun” dedi Pelin birasini bitirerek.

“Tamam tamam, sana dogru duzgun ickide aliriz bebegim, boyle yuzde dortluk alkol oranlariyla takilmazsin” dedi Deniz gulerek.

Gozlerimi kapatip, aksam Pelin’in kor kutuk sarhos haliyle, Deniz icin olmasina ragmen, eski sevgililerinden birini bahane edip, aglayacak olmasindan rahatsiz olup, basimi masaya yasladim.