Chill 14.Bolum

7 0 0
                                    

Yatagima uzanmis, geometri odevimi yaparken, salonda biraktigim telefonumun calmasi uzerine kosarak asagi indim.

“Efendim Pelin?” diyerek actim.

“Melek, bana gelsene” Sesi boguk geliyordu, kelimeleri agzindan tam cikarmiyordu.

“Sarhos musun sen?” diye sordum, bir yandan da uzerimdeki gece yatarken giydigim sort ve tisortu cikarip, kisa bir sortun uzerine ince bir kazak giydim.

“Tam olarak degil” dedi burnunu cekerken.

“Noluyor kizim soylesene delirtme adami iste” diye soylenerek cantami alip annemin odasina girdim.

“Gelince soylerim, nolur bana gel Melek cok ihtiyacim var sana, lutfen”

“Tamam geliyorum, on bes dakikaya ordayim. Sacma sapan bir sey yapma, bekle beni” dedim telefonu kapamadan once. Ne oldugunu anlamayan anneme donup, “Pelin cok kotu anne ya, noldu bilmiyorum ama gitmem lazim, beni biraksana ona” dedim.

“Tamam da ne oldu, birine bir sey mi olmus?” diye sorarak arabaya dogru yurudu.

“Bilmiyorum” diye mirildandim arabanin yan koltuguna gecerken. Aklima, Efe’nin kaza gecirdigini ogrendigim anin gelmesine engel olamiyordum, dusunmemeye calissam da, sanki tekrar, bininci, hatta on bininci defa ayni seyi yasiyordum yine.

---

Balkonda, annemle oturmus, klasik anne-kiz gecelerimizden birini yasiyorduk. Masadaki, sehpadaki, balkonun korkuluklarindaki  bogurtlen kokan butun mumlari yakmis, mutlu olmak istercesine, bizi gulumseten seylerden bahsediyorduk. Bana, her seyiyle sevdigi, ugruna her seyi kaybetmeyi goze aldigi, fakat onun yerine beni sectigi adami anlatirken, masanin uzerine biraktigim telefonun calmasi ile annemin sozunu yarida kesip, “Efendim?” diyerek actim telefonu.

Pelin, hickiriklarinin arasindan, “Melek- melek bir sey soylemem lazim sana” diyebilmisti.

“Dur sakin ol, ne oluyor?” dememe kalmadan, Deniz aldi Pelin’in telefonu.

“Melek bak sakin ol, tamam mi?”

“Of delirtmeyin adami, sakinim tamam ne oldu soyle?” dedim sesimdeki bikkinliga aldiris etmeyerek.

“Efe kaza gecirmis, ameliyatta su anda. Hastanedeyiz hepimiz, buraya gelmen gerek”

Cumlesinin sonunu dinleyemeden, kendimi sandalyenin uzerine biraktim. Duramamistim, duymaya dayanamamistim. Dusunemiyordum da zaten..

Annem, elimden kayip yere dusurdugum telefonumu kapattikten sonra, kolumdan tutarak beni kaldirdi.

“Melek sakin ol. Hasteneye gidiyoruz, bak her sey duzelecek , Melek, kizim bana bak” diyerek yuzumu kavradi butun soylediklerine tepki vermemem uzerine.

“Daha hic bir sey olmadi, Efe yasiyor su anda. Kendine gel, Deniz’le, Pelin’in seni bu halde gormemesi gerek”

Gozlerimi kirpistirip, arabaya dogru kostum. Annem hayatinda hic kullanmadigi kadar hizli araba kullanirken, bas parmagimdaki tirnagimin etrafindaki etleri kemiriyordum, icimden “onsuz yasayamam” diye sayiklarken.

---

Pelin’e geldigimde, anneme “sagol biraktigin icin, ararim seni sonra” deyip, apartmana girdim. Zili calmam uzerine hemen kapiyi acan Pelin, birden omzuma atladi. Sirtina dusen saclarinin uzerine koydum elimi, belki bes, belki on bes dakika, hic bir sey soylemeden, kapiyi bile kapatmadan, oylece sarildik.

“Ne oldu anlat hadi” dedim icime cektigim sigaranin dumanini uflerken.

“Deniz” dedi elindeki kahveden bir yudum alirken.

“Ne oldu Deniz’e?”

“Pezevenk herifin teki” Fincani sehpanin uzerine birakip, akan goz yaslarini sildi eliyle.

“Noluyor kizim soylesene ne soyleyeceksen adam gibi” dedim oflanarak.

“Tahmin et Deniz Bey kiminle; Bicem kasariyla! Bicem ya. Dunya orospusu Bicem’le. Joseph’in yarisiyla yatan Bicem’le.”

Bicem’den, Pelin de, ben de nefret ederdik. Herkese orospu dedikten sonra, onune gelen cocukla yatan kasarin tekiydi. Hakkimizda etmedigi lafi birakmamisti ikimizin de.

“Sikerim lan boyle isi, ne bok yiyor bu cocuk?”

“Bilsem abi bir bilsem, gerizekali ortalikta kiz kalmadi sanki Bicem’e gidiyor. Hayir bir de koyan ne biliyor musun? Benim koynumdan cikip, onun yanina gitti. Bunu yapti yani. Boyle bir serefsiz bu cocuk, boyle bir adi adam” dedi tekrar aglamaya baslayarak.

Sesimdeki saskinliga hakim olamayarak, elimdeki sigarayi kulluge birakip, “Siz Deniz’le mi yattiniz?!” diye sordum.

“Takiliyoruz oyle bi haftadir falan. Ya abi-“

“Hassiktir ya. Soylesene bir seyi de bana, bi anlatsana. Inanamiyorum ya” diye soylenmeye devam ettim Pelin’in lafini yarida kesip.

“Ya ne biliyim oldu iste birden, sonra da devam ettik. Hayir bir de hani normalde bilirsin Deniz’i hep canim, bebegimlidir bizimle ama biliriz kardesimiz gibi soyledigini, oyle konusmuyorduk iste biz o gunden beri. Bildigin bir iliski gibi davraniyorduk. Hay bir de demez mi, “Pelin kendine gel, biz cikmiyoruz seninle. Bicem de oyle nefret ettigin kadar kotu bir kiz degil ayrica” diye. Oldururum ben bunlari, valla parcalarim Melek, ikisini de parcalarim” dedi sinirle eline gelen yastigi yere atarak.

Yerden yastigi alip, “Of bi dur bi sakin ol, hemen atarlanma, emin misin ciktiklarina? Hani Deniz o kiza deger verecek kadar enayi degil heralde, sikip birakir iki gune” dedim.

“Abi facebook official ya. Bildigin cikiyorlar, hayir ben anlamiyorum benim konustugum cocuklarla uc ay olana kadar isim koyamiyoruz, Deniz Bey hayatinda iki kiz disinda kimseye “sevgilim” bile demedi, gelmis simdi IKI GUNDE Bicem kasariyla birlikteyim diyor”.

“Bok vardi sen de en yakin arkadasinla yattin. Her seyi komplike edin emi, bravo size. Neyse simdi ikimizde birbirimizi gaza getiriyoruz, Deniz’e patlayacagiz iyice sarpa saracak isler. Bu gece bir gecsin, bir sakinleselim de, konusurum Deniz’le ben. Ikimizin de nefret ettigi birini “sevgilim” diye karsimiza cikaracak degil heralde” dedim carsafin altina girerek.

Tipki benim gibi, sigarasini kullugun icinde sondurup, carsafin altina girdi Pelin de.

Tam gozlerimi kapatirken, “Melek?” diye fisildadi.

“Efendim?”

“Deniz’i cok seviyorum ben galiba” dedi, ve arkasini dondu. Cevap vermemi istememisti, belliydi. Soylemesi gerekiyordu sadece, cunku kabullenmeye kendisi bile korkuyordu.

Sabah uyandigimda, Pelin yanimda degildi. Deniz’e gitmistir diye korkarak birden firladim yataktan, ve yerde duran cantamdan telefonumu alip, onu aradim. Telefonun sesinin salondan gelmesi uzerine salona gittigimde, elinde bir kutu borekle oturdugunu gordum.

“Napiyorsun sabah sabah ya?” dedim, Deniz’e gitmedigini farketmem uzerine rahatca bir nefes alip, kendimi koltugun uzerine birakarak.

“Bosanip semerimi yiyorum”

Kutudan bir su boregi daha cikarip, bana dogru uzatti. Elinden boregi alip, icindeki kalorileri, yagi dusunmeden yemeye basladim tipki onun gibi. O kadar sefil bir halde gozukuyorduk ki su anda..Cay fincani bile aramaya usenip, su bardaginin icine koydugu caya uzandim elimdeki boregi bacagimin uzerine koyarak.

“Ne bok yiyecegim sence ben?” diye sordu agzinin dolu olmasina aldiris etmeyerek.

“Bicem olayini diyorsan o gerizekali kizi parcalayacagim zaten ben, he ama Deniz’le bu garip takilma ayaklarina girmenizi diyorsan, cidden icine sictiniz kanka”

ChillHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin