DÜŞMANIN KARDEŞİ

Alıntı

Alıntı 1;

Ateş dudağının kenarındaki kanı silip abime baktı. Abime doğru bir adım atmıştı ki ben önüme geçtim.

"Yapma !!!"dedim yalvarır tonda. Birbirlerini dövmekten başka bir şey yapmıyorlar. Beni sert bir şekilde itince yere kapaklandım.

Alıntı  2;

Telefonu çıkardım. Arayan volkandı.

"Söyle Volkan. "

"Baş komiserim acil durum. Ali müdür kaçırılmış sınırda. "Diyince telefonu kapattım. Arabaya doğru yürüdüm. Arabayı çalıştırıp karakola sürdüm.

"Nerdeyiz ?"

Yola çıkalı dört saat olmuştu ve Volkan bu sürenin üç saat ellibeş dakkikasını kıçında pireler uçuşarak geçirdikten sonra ben lastikleri yakarak fren yapımca mecburen uyanmıştı.

Homurdandım.

"Arabadayız ?"

"Yemin et. "

Cevap vermedim. Cevap vermek için fazla sinirliydim. Volkan etrafa bir göz atıp nerde olduğumuzu anlamaya çalıştı.

"Araba nerde ?"

"Yolda. "

"Yol nerde ?"

Silopiyi yeni geçmiştik ve ben tam ikiyüzsekenbir kilometredir Rüyayı merak etmekten kafayı yemek üzereydim.

"Ebenin örekesinde. Olum ne sikko yol arkadaşısın lan sen ! Dört saatin üç saat ellibeş dakkasında uyunur mu dingil ?"

"Beni özleyip dakkikalarımı mı saydınız baş komiserim ?"

"Hı o kadar özledim ki yumruğu suratına geçirmemek için can atıyorum. "

Elini teslim oluyormuş gibi kaldırdı.

"Tamam anlaşıldı. E Rüya nasıl ??"

Hobaa. Ben volkan uyanacak da kafamı Rüyadan uzaklaştıracak diye bekliyorum.........

Yutkundum.

"Volkan derhal ilgimi çekecek bir konu bul. "

"Rüya?"

"Onun dışında dangalak !"

"Haa. Şimdi hadise anlaşıldı. "

"Kafamı dağıt volkan. Hadi. "

Bana bakıp ciddi bir sesle sordu.

"Ali müdür 7 gündür niye kaçmadığı konusu ilgini çeker mi ?"

Hah. Bu iyi bir konuydu işte.

"Kesinlikle çeker. Benim de en başından beri kafamı kurcalıyor mevzu. "

"Yaralı olabilir mi ?"

"Mümkün. Ama komada olmadığı sürece kaçmanın bir yolunu bulurdu. "

"Çok mu sıkı korunuyor acaba ?"

"Irakta ki hapishanede çok sıkı korunuyordu. "

"Doğru diyosun. "

İkimizde kötü olasılıkları aklımıza getirmemeye çalışarak derin bir nefes aldık ve bizi buluşma yerine götürecek toprak yola girdim. Sonrada arabayı saklayacak uygun bir yer bakabilmek için hızımı iyice azalttım.

"Az önce bir ağaç bizi solladı , sende farkettin mi ?"

"Sen park edecek yer aradığımı farkettin mi ?"

Volkan inlerle cinlerin bile sıkılıp terk ettiği bomboş araziye baktı.

"Ha millet çift sıra parketmiş zaten. Neyse , valeye veririz. "

O sırada ilerde akan bir bir derenin üstüne sarkan söğüt ağacını farkettim ve direksiyonu kırıp yoldan çıktım.

"Oha !! Arabanın aksını kırmaya niyetlendiğini bilsem daha ucuz bir araba kiralardım !"

Volkan teyze çocuğu olduğu ve onunla birlikte okuduğumuz için bu kadar rahat davranır bana. Ama asla ekibin yanında böyle davranmaz. Davranamaz. Volkanın dırdırlarını sallamdan araziyi geçtim , söğütün altına arabayı parkettim ve üstünü bir kaç dal parçasıyla örtmeden önce bagajdan çantaları alıp volkana uzattım.

"Niye bütün yükü ben taşıyorum ?"

"Benim elim dolu da ondan. "

Volkan iki elime aldığım G3 'e baktı.

"Niye senin elin silahla benim elim bavulla dolu ?"

"Çünkü ben öyle istiyorum. "

"Niye senin borun ötüyor peki ??"

"Çünkü ben Baş komiserim o yüzden. "

Volkan çantaları alıp arkamdan yürürken söylendi.

"Ne alakası var ? Hemen bir şey oldu mu ben Baş komiserim yok kuzen. Haksızlık bu !"

"Susda yürü. Volkan !"

Karşımızda tüm heybetiyle dikilen dağın duvardan farkı olmayan yamacına baktım.

------------------------

Alıntı  3;

Yavaş yavaş üniversitenin kapısından girdim. İki haftadır Rüyayı görmüyordum. Etrafa baktığımda kimseyi görememiştim. Gülüşme sesleri gelen yere baktığımda Rüyayla bir lavuk gülüyordu. Kim lan bu lavuk. Lan iki hafta oldu. El insaf ya. Ya ben şimdi ne yapayım siz söyleyin. Bence tek bir seçenek var bu lavuğun ağzını burnunu kırmak. Ne yani kıskandığımdan değil.

Kendimi bir an kaybettim ve çocuğun suratına yumuruğu çaktım.

Arkadaşlar bölüm en geç çarşambaya gelir. Bu bölüm biraz gecikti ama diğer bölüm bomba gibi gelecek.

Diğer bölümde her şeyi telafi edeceğim söz veriyorum.

çarşamba günü görüşmek üzere 👋👋👋