34. Bölüm: #Ölüm#

96 3 0
                                    

“Hemen arkanda olacağım eğer bir şey olursa bir işaretin yeter.” Dedi. Kafamı olumlu anlamda salladım. Ve babamın arabasına bindim. Araba hızlıca hareket  etti babamdan uzak bir koltuğa oturdum kafamı kaldırıp göz göze gelmemeye çalıştım. “o çocukta kimdi? Erkek arkadaşın mı?” dedi sesinde hoşnut olmadım der gibiydi.

“kim? Tehdit  ettiğin çocuk mu?” dedim ben onun aksine öfkeliydim neden kimse dediğim bir şeyi yapmıyordu? Onunla konuşmak istemiyordum ama zorla konuşturacaktı illa.

“ evet tehdit ettiğim çocuk” dedi. Yavaşça kafamı kaldırıp gözlerine baktım onu çok özlemiştim ama bir tarafımda çok öfkeliydi. Neden şimdi gelmişti ki? Neden?

“erkek arkadaşım değil. Abimi tanımıyormuş gibi yapma öyle bir şeye izin verir mi sence?” dedim gözlerimi ondan çekmeden. 

“aferin oğluma zaten öyle bir şeye izin vermesinde” dedi o da gözlerini benden ayırmadan. 

“şu çocuğu atlatın sonrada malikaneye gidelim” dedi şoföre. Ateş hala bizi mi takip ediyordu. Arakama dönüp baktığımda gördüm ama o kadar hızlı gidiyorduk ki git gide uzaklaşıyordu.

Bir şey yapmayacaktım benden uzakta olması şuan için en mantıklı karardı. Babamın ne yapacağını kestiremiyordum. 

Babamın malikane dediği yere gelmiştik arabadan inip eve doğru yürüdük beraber. İkimizde konuşmuyorduk. Gerçi böylesi daha iyiydi. İçeri girmemizle o gün karşılaştığım çocuk babama doğru koşup sıkıca sarıldı.

“baba seni çok özledim.” Dedi babama daha da sıkı sarılarak. Babam duyduğu sözlerle ufak bir kahkaha patlattı. Bu manzarayı bende yaşamak istedim ama o ne yapmıştı bizi terk etmişti.

Onların yanından hızla geçip koltuklardan birine attım kendimi biraz daha orada kalırsam ağlayacaktım ve şuan istediğim son şeydi. Ne söyleyecekse söylesin gitmek istiyordum.

Babam kucağındaki çocukla yanıma doğru geliyorlardı. Onlarda karşımdaki koltuğa oturdular. Çocuk bana doğru bakıyordu anlamsız gözlerle. Sonra pes edip babama doğru döndü ve konuşmaya başladı” bu abla kim baba?” doğru ben kimdim onun gözünde hala kızı mıydım peki? Babam hafif tebessüm edip bana doğru baktı” işte sana bahsettiğim ablan” dedi çocuğa. Hala beni kızı olarak görüyordu. Çocuk babamın kucağından atlayıp benim yanıma doğru koşarak gelip sarıldı.  Ben ne yapmalıydım sarılmalımıydım yoksa sarılmamalımıydım? Bu ikilem arasında kalmıştım ama babamın yaptığı hatayı bu çocuğa ödetmeyecektim bende ona karşılık vererek sıkıca sarıldım. Bir süre böyle kaldık sonra yavaşça benden ayrılıp gözlerime baktı. “senin gözlerin çok güzelmiş.” Dedi hayran hayran. Tebessüm ettim tatlı çocuktu babama benzemediği kesindi.” Teşekkürler senin de gözlerin güzel”  dedim bende ona. 

“deniz bizi biraz yalnız bırakır mısın ablanla konuşacaklarımız var.” Dedi adı da çok güzelmiş çocuğun. Deniz benim yanımdan ayrılıp babamın yanağına bir öpücük kondurup yanımızdan uzaklaştı.

Evet asıl konumuza gelmeliydik babama doğru baktım beni neden buraya getirdiğini anlamak için.

“şimdi diyeceksin ki benle ne konuşacak babam diye. Ama nerede başlayacağımı bilmiyorum.” Dedi kendi kendine konuşuyormuş gibiydi daha çok.

“mesela beni neden buraya getirdiğinle başlayabilirsin. Yada onca sene nerde olduğunla. Neden şimdi geldiğinle ilgili konuşmaya başlayabilirsin.” Dedim ben onun aksine öfkeliydim. Bana bakıp iç geçirdi.

“çünkü ölüyorsun diye geldim.” Dedi. Ölüyor muyum  ne demek istiyordu bu şimdi ne ölmesi?

“ne ölmesi?” dedim kaşlarımı çatarak. Neyden bahsediyordu bu adam. 

DÜŞMANIN KARDEŞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin