3.bölüm

11K 263 12
                                    

Mültimediadaki Serdar.

İpek odaya daldığında göz yaşlarımı görmemesi için hemen başımı eğdim ve yatağın altında bir şeyler arıyormuş gibi yaptım.

''Hala ne işi var bu adamın burda?''

''Sana diyorum akılsız arkadaşım benim.  Kaldırsana başını.''

Onun bağrışlarını dinleyecek halim yoktu. Üstelik biraz daha bağırırsa Serdar duyacaktı ve ben ona rezil olmak istemiyordum. İpeğin ağladığımı gördüğünde biraz sakinleşebileceğini düşünerek başımı kaldırdım. Kırmızı gözlerime gözlerini kısarak baktı.

''Ağlıyor musun sen?''

''İpek, lütfen benden bu adamı göndermemi isteme.''

''Yarım saat önce gördüğün bir adama aşık mı oldun yani? Bu kadar saf mısın gerçekten? Bu kadar maymun iştahlı mısın? Bu kadar şıpsevdi misin?''

''Saçmalama aşık falan değilim. Sadece..'' cümlemi devam ettiremeden gözyaşlarım usulca yanaklarımı ıslatmaya başladı. Beraberinde hıçkırıklar da gelince İpeğin ses tonu yumuşamıştı.

''Hadi bana ne olduğunu anlat.''

Yanıma gelerek çenemin altndan tuttu, başımı yukarı doğru kaldırdı. Silkindim ve başımı çektim. Şu an ona olanı biteni anlatmak için uygun bir zaman değildi. Çenemi tekrar tutmasına bakılırsa İpek anlatmam konusunda ısrarcıydı.

Çenemdeki elini omuzlarıma götürerek beni yatağa oturttu. ''Hadi birtanem anlat ne olduğunu.''

Beynimde kısa süreli bir mahkeme kurup anlatmayla anlatmama arasında karar vermeye çalıştım. Kararım anlatmamdan yanaydı. Çünkü biliyordum ki İpek bu konuyu asla böyle kapatmazdı. Benim inatçı arkadaşım mutlaka hikayeyi benden dinlemek isterdi.

''Ben.. Bir kaç hafta önce bir adama aşık oldum İpek.''  Bunu bu kadar kolay söyleyeceğimi hiç düşünmemiştim. Üstelik İpeğin de verdiği tepki hiç beklediğim gibi değildi. Şaşırıp bağırmasını beklerdim ama o her zamankinden daha olgun davranarak beni yanıltmayı başardı.

''Nerde tanıştın?''

''Kafeden çıkarken çarptım ve üstüne kahve döktüm. Sonra onu eve davet ettim.'' şimdi kesinlikle beni öldürecek!! İpeğe söylenmeyecek bir şeydi bu. Çünkü yabancıları eve getirmemem konusunda beni daha bizi Ankaradan buraya getiren otobüste tembihlemişti.

Lütfen kızma İpek.

''Delirdin mi sen?! Ben yokken eve tanımadığın adamları mı atıyorsun yani?''  Ses tonu ve yüz ifadesi bana çok kızdığının göstergesiydi.

''Sadece o an öyle hissettiğim için. Gördüğüm andan itibaren çok farklı hissediyorum İpek. Beni anlamıyorsun.''

''Seni anlamamı bekleme benden. Bu kadar aptal olamazsın demi? Üstelik adamı bir daha göreceğin bile belli değil. Hemen aklını başına topla adam seni çoktan unut..'' İpek konuşmaya devam ederken sözünü kestim.

''Tekrar buraya geldi.''

Yüzündeki şaşkınlık katlanarak arttığında başımı öne eğdim. Göz teması kurmak için iyi bir zaman değildi.

''Ne? Nasıl yani? Neden?''

İçerden gelen sesle irkildik. Sevgili misafirimiz bizi yemeğe çağırıyordu.

''Hadi gel sonra konuşuruz.'' diyerek konuyu kapatması için İpeğin kolundan çekiştirdim.

''Konuşuruz konuşmasına da dikkat et de buna da aşık olma.''

KÜÇÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin