KÜÇÜĞÜM

16.bölüm

''Evet?'' diye meraklı gözlerle ona baktığımda gülümsedi. 'Verdiği cevap üzerine gözlerim haddinden fazla açıldığına emindim. 

'Ben, Şevvalden boşanma kararı aldım.''

Bir iki dakika ikimiz de öylece kaldıktan sonra gözlerime bakarak tekrarladı ''seni seviyorum Derya. Senden vazgeçemiyorum. Kopamıyorum. İmkansız olduğunu bilsem de sevmekten vazgeçmiyorum. Devam ediyorum. Kararlıyım. İnatçı ve sabırlıyım bu konuda. Ondan boşanmak istiyorum.''

Başımı öne eğdiğimde gözlerimden akan yaşlar elime damlıyor. Ve onun eline. ''Ben, Şevval'in ve Serdar'ın üzülmesini istemiyorum. Üstelik annen de böyle istemiyor muydu?''

Çenemden tutarak başımı yukarı kaldırdığında elimi sıktı. ''Aşk her şeyden önemli benim için. Ben duygu adamıyım sanırım. Sensiz yapamıyorum Derya. Sensiz olmuyor küçüğüm. Nefes alamıyorum. Senin yanında eğleniyorum. Hem.. Şevval böyle daha üzgün. Emin ol ona çok acı çektiriyorum ona. Ayrılmamın bir nedeni de bu. Genç ve güzelken başkasını bulsun istiyorum. Onu da kendimi de daha fazla yıpratmak istemiyorum.''

Ona gülümsediğimde gözyaşlarımı sildi. ''Doğru söylüyorsun aslında. Şevval'e yaptığımız haksızlık, Serdar'a da. Kendilerine onları sevebilecek birilerini bulmaları en doğrusu.''

Başımı omzun yasladığında ona sımsıkı sarıldım. Atan kalbinin sesi bana harika bir şarkı gibi geliyordu. 

Burnunu saçlarımda gezdirdiğinde gözlerini kapattı. ''Bebekler gibi kokuyorsun.'' Gülümsediğinde yanağına bir öpücük bıraktım. ''Onlar kadar tatlı,kusursuz ve onlar kadar şirin.''

Başımı omzundan çekerek gözlerine baktım. ''Ama onlar kadar masum değil..'' dediğimde yüzünü buruşturdu. Gözlerimi devirdikten sonra ayağa kalktım. ''Ne oldu Derya?'' diyerek benimle birlikte o da kalktığında başımı iki yana salladım. ''Bize ne olacak Emir?''

Dudağını alnıma bastırdığında ona belinden sarıldım. ''Endişeleniyorum, bu halimiz. Yani bu berbat bir durum. Kendimi kötü hissediyorum.''

Yanağıma eğilip öptükten sonra sımsıkı sardı beni. ''Boşanacağım Derya. Hem senin için. Hem benim için. Hem Şevval için. Hem de bizim için. Herkes için en iyisi bu.''

Beni saran ellerini omzuma koyduktan sonra gözlerine uzun uzun baktım. ''Tamam, sen boşanacaksın ben de Serdar'dan ayrılacağım. Peki sonra? Sonuçta Serdar senin kardeşin. Onun eski sevgilisiyle birlikte olamazsın ki?''

Gülümseyerek yatağa oturduğunda yanına gittim. ''Sen nasıl istersen öyle olacak. Hem sonrasını düşünmek için daha erken. Seninle birlikte olalım da başka bir şey istemiyorum. Sonra belki evleniriz ha?''

Sesli güldüğümde bana eşlik etti. ''Ne komiksin. Kardeşinin eski sevgilisiyle evlenirken onu düğüne çağırmayacaksın herhalde?''

''Burda değil ki. Uzak bir şehre gideriz. Kimsenin bizi rahatsız edemeyeceği yerlere. Ben orda çalışırım. Sen de okursun belki?'' Ağzım kulaklarımda gülümserken ona sımsıkı sarıldım. ''Bunlar ne güzel hayaller böyle.''

''Benimle her şeyi arkanda bırakıp kaçabilir misin gerçekten?''

''Hem de istediğin yere gelirim. Hiç bir şey umrumda değil.''

''Benim de öyle. Sen yanıma olduğunda başka hiç bir şeye ihtiyacım yok. Şevval'in servetine bile.''

Dudağına bir öpücük konudurup başımı tekrar göğsüne yasladığımda saate kaydı gözüm. Lanet olsun!

''Emir, hemen çık çabuk.''

Gözlerini büyüterek yüzüme anlamsızca baktığında sözlerime devam ettim. ''Annem birazdan burda olur. Seni burda görmesi tam bir felaket.''