22.bölüm

5.3K 121 8
                                    

Merhaba arkadaşlar. Geç yazdım bu bölümü kusura bakmayın. Kaç gündür baya hastaydım. Bu yüzden yazamadım. Hepinizden özür diliyorum. Okula bile gidemedim. Lanet olası grip salıgınına yakalanmışım işte... Neyse bugün iki bölüm birden yazdım. Yüksek ateşim ve baş ağrım var bu yüzden bölümü beğenmezeniz de kusuruma bakmayın. Hasta halimle ancak bu kadar yaratıcı olabildim. Bölümü şarkıyla okumanızı tavsiye ediyorum. Okuyan, votleyen, yorumlayan herkesi çoook seviyorum :* :* 

-iyi okumalar.-

Yüzüme vuran güneş ışığı yüzünden göz kapaklarımı ovalayarak gözlerimi açtım. Nerede yattığımı hatırlayınca hemen Emir'e bakmak için arkama döndüm. Emir yoktu. Yalnızca yastığın üstüne yapıştırılmış kırmızı bir not kağıdı vardı. Yüzümü buruşturarak kırmızı not kağıdını elime aldım.

''Günaydın uykucu. Hadi mutfağa git.''

Hafif bir tebessümle yerimden fırladığımda kapının üstüne yapıştırılmış bir kağıt daha gördüm. 

''Bu saate kadar da uyunurmu be kardeşim.'' 

Gülümsemem artmış bir vaziyette kapıyı açtım. Uzun ve geniş koridordan geçerek mutfağa giderken kulağıma gelen müzikle kendimden geçtim.

Evanescence - My immortal

Evet o şarkı. Beni kendimden geçiren o müthiş şarkı..

Müzik eşliğinde mutfağa girdiğimde muhteşem bir kahvaltı sofrası ve hazırlanmış filtre kahveyi görünce gülümsedim. Demek bana kahvaltı hazırlamış.

Gülümseyerek masaya yaklaştığımda üstünde kürdanla tutturulmuş  ''BENİ YE'' yazılı reçelli ekmeği gördüm. Ufak çaplı bir kahakaha atıp reçelli ekmeği ağzıma tıktım. Kahvemi almak için filtre makinesinin yanına gittiğimde bir bardağın içine koyulmuş kahveyi farkettim. Demek kahvemi de koymuş diye düşündüğümde bardağa yapıştırılmış ve kalpli kağıda yazılmış bir not daha buldum.

''Aşkım kadar koyu bir kahve uyanmana yardımcı olacak. Kahveni aldıktan sonra masanın yanındaki balonu patlat. Bak, masaya iğne de koydum.:)'' 

Kahve bardağını masaya koyarak hemen iğneyi alıp balonun yanına koştum. Patlattığım anda içinden düşen pembe kalpli nota baktım : ''Dvd'yi çalıştır aşkım.''

Yüzümdeki sırıtma artmışken dvd 'yi çalıştırmak için karşımda duran televizyonun yanında koştum.

Açtığım anda yüzümde tebessüm belirdi. Emir, kamerayla kendini çekiyordu ve benim yanımdaydı. Hemde ben uyurken!

''Bak uykucu, melekler kadar güzel uyuduğunu sen de gör istedim.''

Ağzım kulaklarıma vardığında ona yeniden ve yeniden aşık oluyordum.

''Bu küçük melek öyle uykucu ki bakın ona şu yaptığımdan sonra bile uyanmayacak.'' Yüzümü buruşturup videoyu izlerken acaba ne yaptı die merak ediyordum.

Dudağını dudaklarımla birleştirdiğinde yaptığım tek şeyin uykulu halde yüzümü sağa sola çevirmek olduğunu görünce kahkaha patlattım.

''Uyurken bile ne kadar seksi ve küçük.'' deyip güldükten sonra odadan çıkıp mutfağa girdi. Kurulu kahvaltı sofrasının üstüne bıraktığı  notları tek tek eline alıp bana gösterdikten sonra dilini çıkardı ''Değerimi bil. Senden başka hiçbir kadın için bu kadar uğraşmadım.'' Yüzündeki gülümseyişle aynı oranda benmki de artınca kollarımı birbirine doladım.

KÜÇÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin