13.bölüm

6.7K 123 2
                                    


---İPEK---

Emir kaza yapmaktan son anda vazgeçse de sonunda eve gelmiştik. Derya'yı o herifin elinden bir an önce kurtarmalıydık. Kim bilir neler yapmıştı kıza yavşak piç! Zaten telefonu kapattığım an gelmeliydim buraya. Hatanın hepsi bendeydi. Frene çok sert bastığı için fırlamaktan son anda kurtuldum. Hemen aşağı inip eve doğru koşuşturdu. Ben de peşinden ilerledim. Binaya giriş kapısının açık olması bizim için tam bir mucizeydi.

''Kaç numara demiştin?''

''12.''

Merdivenleri üçer beşer atlayarak çıkan Emir'in gözlerinde farklı bir şey hissetmiştim. Korku gibiydi ama öyle cesurdu ki korku olduğunu sanmıyorum. Telaşlı gibiydi ama hareketleri son derece kontrollü ve sakindi. Üzgün gibiydi ama yüzünde gözlerinden başka hiç bir yeri bunu kanıtlayamazdı. Sanırım Derya'ya gerçekten aşıktı.! Aksi halde kim eli bıçaklı bir tecavüzcünün elinden kurtarır ki kardeşinin sevgilisini?

Kilitlenmemiş olan kapıyı tekmeleyerek açtığında çığlık çığlığa bağırıyordu. ''Derya..'' ''Derya, nerdesin?'' ''Lan bana bak eğer burdaysan da Derya'ya bir şey yaptıysan şu an öldürürüm seni.'' Evin bütün odalarını tek tek dolaşırken kapılarda tekme izleri kalmıştı. Banyonun küvetine kadar baktıktan sonra evde olmadıklarını anlamıştık. Salona tekrar bakmak için gittim. Deryaya ait bir iz bulmak istiyordum. En azından burda olduğundan emin olmak istiyordum. Ya yanlış bir evdeysek? Ya o çocuk Derya'ya  zorla yanlış ev adresi verdirdiyse? Komik değil! Filmlerde oluyor böyle şeyler.. Koltukların içine kadar açmama rağmen Derya'ya ait tek bir şey bile bulamadım. Gözlerim yaşlı bir şekilde yatak odasına ilerledim. Yatağın üstünde oturmuş Emir'e çarptı gözüm. Sonra da yatağa. Yorgan yere düşmüştü ve yatak çok hırpalanmış görünüyordu. Demek olay yeri buraydı. Siktir! Emir ağlıyor muydu? Yastığı burnuna kadar çekmişti. Sımsıkı sarılıyordu.  Bitkin görünüyordu.

Yanına oturdum. ''Emir, ben salonda bir iz  bulamadım.''

Boğuk mavi gözleri gözlerimi dikizledikten sonra titrek dudakları bir şey söylemeye çalışıyordu. Elimi omzuna koydum. ''Ne oldu Emir?'' 

''Derya..'' dedi. ''Derya'nın kokusu bu.''

Başını yastığa gömerek ağlamaya başladığında ben de ona eşlik ettim. O yastığa kapanmış hıçkırıklarla ağlarken ben de sırtına yaslandım. ''Derya nereye gitmiş olabilir ki?''

Yastığa gömdüğü başını kaldırarak gözlerindeki yaşı sildi. Ayağa kalktığında güçlenmiş gibiydi. ''Ağlamakla olmaz İpek, hadi gel. Her yere bakmak zorundayız. Onu kurtarmamız gerek.''

Merdivenleri çıktığımız gibi üçer beşer inerken bana sorular soruyodu. ''Kim bu Umut? Görsen tanır mısın? Hiç gördün mü daha önce?''

''Derya'nın okuldan arkadaşı. Bir kaç kez fotoğrafını gördüm. Derya'yı bir süredir sıkıştırıyordu zaten.''

''Nasıl bana söylemezsin bunu?''

Gözlerimi devirdikten sonra gözlerimi gözlerine sabitledim. ''Seni ilgilendirmeyeceğini düşündüm.!'' 

Çenemi elinin arasında sıkıştırdığında canım yanıyordu. ''Onu seviyorum.''

Ellerini ittirmeye çalıştığımda canımı yaktığını anlamıştı. Hemen ellerini çekerek başını öne eğdi. ''Özür dilerim İpek. Sadece, sadece sinirlerim gerçekten çok bozuldu.''

Başımı 'önemli değil' anlamında sallarken arabaya bindik. Hala bana sorular soruyordu. ''Neden gelmiş bu eve?''

''Emir, inan bilmiyorum. O an sormak hiç aklıma gelmedi.''

''Kahretsin! Başka bir şey biliyor musun bu çocuk hakkında?''

Deryayla buraya ilk taşındığımızda aralarında geçenleri biliyordum. Sanaldan birbirlerini tatmin ediyorlardı. Sanırım Derya, Umut'a bir kaç tane video atmıştı. Salak bu Derya! 

Gözlerini büyütmüş sorusuna cevap bekleyen Emir'e anlatamazdım bunu. Sinirinden kudururdu herhalde. ''Bilmiyorum.'' deyip geçiştirdikten sonra arkama yaslanarak kemerimi bağladım. Birazdan Emir'in son gaz arabayı kullanacağından emindim çünkü.

Arabayla ilerlemeye başladığımızda arabasından inen Umut'u gördüm. Evet! Emindim. İşte oydu. ''Emir, dur Umut.. İşte burda!''

Birden frene bastığında kafamı cama vurmuştum. ''Özür dilerim.'' diyerek arabadan fırladığında peşinden koştum.

'Emir uzaktan ''Umut'' diye bağırdığında sarışın çocuk arkasına dönerek bize baktı. Emir çocuğun yanına koşarak suratına bir yumruk geçirdi. Ağzını burnunu durmadan yumrukluyordu. ''Emir, yavaş.'' diye bağırırken Umut'u dövüşünü izleyemiyordum. Ağzını yüzünü kan içinde bıraktıktan sonra onu yere atarak tekmelemeye başladı. Karnına geçirdiği sert yumrukların sesi duyuluyordu. Ceketinin yakasından kaldırarak kanlı yüzüne baktı. Yanlarına koşarak Emir'i durdurmaya çalıştım. ''Emir, öldüreceksin lütfen yeter.''

Ceketinden tuttuğu Umut'u bir kez daha yumrukladıktan sonra çenesinden tutarak gözlerine bakmasını sağladı. ''Sen Derya'ya ne yaptın hayvan herif! Seni öldürene kadar bırakmayacağım.'' Ağzı ve dişleri kandan gözükmeyen Umut konuşmak istedi. Emir onu tekmelerken fısıldadı. ''Daha sert vur. Bunu hakediyorum.'' Kolundan tutarak Emir'i çekmek istediğimde beni fırlattı. Ah! kolum acımıştı. Siktir! İpek hala kendini mi düşünüyorsun sen çocuk burda ölecek.! Sokaktan geçen insanlara ''yardım edin'' diye bağırmama rağmen hiç biri takmıyordu bile. Ne kadar vurdumduymaz bu insanlar. Ne yapacağımı şaşırmış bir halde bağırırken aklıma bir şey gelmişti. ''Emir, onu öldürürsen Derya'nın nerde olduğunu asla öğrenemeyiz.'' Yumruklarını kestiğinde başardığımı anlamıştım. Emir yerde yatan Umut'u yakasından tutarak ayağa kaldırdığıda yumruklarını sıktığını gördüm. ''Derya nerde?''

Eliyle ağzındaki kanın bir kısmını sildiğinde nefes nefese konuşmaya çalıştı. ''Ben..onu...'' Cümlesini tamamlayamadan yere düştüğünde Emir onu tekmeledi. ''Kahretsin.!!''

KÜÇÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin