KÜÇÜĞÜM

36.bölüm

Arkadaşlar  öncelikle sizi beklettiğim için gerçekten özür diliyorum. Aklımda sezon finalini tasarlıyordum ve konusuna karar vermek benim için oldukça zordu. Sezon finali de hazır ayrıca:) Umarım bu bölümü de beğenirsiniz. Teşekkürler, iyi okumalar.

Yeni kapak fotoğrafı için Cansu_Ozbek'e teşekkürler. :)

Dudağında

bir aşkın izi kalmış sevgilim

artık gelmemelisin.

Yüreğinde

bir aşkın sızısı kalmış

artık gelmemelisin...

                 Mehmet Özcan

Aynanın karşısında başını kaldırarak ölü gibi duran vücudunu sonunda içine tıkmayı başardığı gelinlikli yansımasına baktı Derya. Bir kadın, en geç beş yaşından kurmaz mı hayattaki güzel şeylerin hayalini? Zaten onların hayatında ilklerden önemli ne vardır ki? İlk aşk, ilk öpücük, ilk sevgili, ilk regl, ilk aldatılma, ilk yalnızlık... Her şeyi hayal ederek büyür kızlar. Her şeyin en iyi olacağına inanarak. Aynadaki yansımasına bir kez daha baktı Derya. Sonra geçmişe daldı yaşlı gözü.

Tam beş yaşındaydı.Ankarada ufak tefek bir apartman binasında oturuyolardı. Yan komşularının aynı yaşlardaki kızı Senayla parka gitmişti o gün. Bir yandan bebekleriyle oynarken bir yandan komşu kızınahayallerini anlatıyordu . ''Ben çok yakışıklı ve çok zengin biriyle evleneceğim. Üstelik beni çok seviyor olacak. Çok lüks bir villada yaşayıp en güzel arabalara bineceğim. İki tane de çok güzel çocuğum olacak. Dünyanın en mutlu kadını olacağım. Annemle babama da evler arabalar alacağım ilerde.''

Tebessüm etti Derya. Hayali gerçek olmuyor muydu? Evet, oluyordu. Çok yakışıklı, zengin, üstelik kendisine aşık. Gözü dolu Derya'nın. Keşke dedi. Keşke tüm bunları dileyeceğime yalnızca sevdiğim adam olsaydı tek koca hayalim. Gülümsedi göz yaşları içinden. ''Keşke tekrar beş yaşında olsam.''

''Bu model size gerçekten çok yakışmış Derya Hnaım. Vücudunuza tam oturmuş. Belinizin inceliği kalçanızı ortaya çıkarmış. Bence bu modeli ciddi olarak gözden geçirmelisiniz. İsterseniz nişanlınıza danışın.

''Hıhı.'' deid Derya. Tülü aralayarak kendisini dergilere göz atarak bekleyen Serdar'a ilişti gözü.

''Serdar.''

''Derya, mükemmel olmuşsun. İnanmıyorum çok yakışmış. Hadi bunu alalım!''

Kahkaha attı dükkan sahibi kadın. ''Sabahtan beri giydiğiniz bütün modelleri çok beğendi. Nişanlınız biraz sıkılmış galiba beklemekten.''

''Sıkıldıysan git istersen Serdar. Gerçekten sorun değil. Ben zaten sade bir model beğenip çıkmayı düşünüyorum işin içinden.''

''Yok yahu ne sıkılması! Ben gerçekten çok beğendim. Seni çok daha güzel göstermiş. Taşlar gözlerinin ışıltısıyla parlıyor gibi. Bunu almalıyız Derya!''

Nişanlısına gülümseyerek cevap verdikten sonra tekrar kabine girdi Derya. Kabinin aynasında kendine bir kez daha göz attı. Gelinlik onu mutlu etmeliydi. Ama sonunun hüzün olacağına emin olduğu bir düğüne gitmek. Sonu ölüme giden bir yoldan ne farkı vardı ki? Düğününün cenaze töreninden ayıran neydi? Gelinliğinin kefeninden farkı var mıydı? Sol elinin tersiyle göz yaşlarını sildi.

''Bitti hikayemiz. Bitti hikayemiz. Bitti. Bitti.'' Defalarca kez içinden söylendi. O mavi gözlerin beynindeki yansımasını silmesi gerekiyordu. Zor olsa da yapmalıydı. Çünkü bir hafta sonra okardeşiyle evlenip gelecekte onun çocuklarını doğuracaktı. Birlikte hayalini kurdukları o sarı saçlı kız çocuğu ona baba değil; amca diyecekti.