Deniz'den devam..
Uzun zamandır aşka ayıracak vakit bulamamıştım. Ya da sevgime değecek birisi çıkmamıştı karşıma.
Karşılıksız sevilmek nasıl bir duygu bihaberdim. Beni annem bile sevmezdi. başından atmak için uğraşırdı. Babam desen iş kolik Harika bir iş adamıydı . .
Üniversiteyi istanbulda verdiğim için birkez daha şükrettim. Istanbul'da kendi ayaklarımın üzerinde durmak için çok çaba harcamıstım.
Başardım da !
Tanınmış bir fotoğrafçı oldum. Ailem benle gurur duyuyordu. Aslında maddi durumumuz çok iyidi çalışmaya ihtiyacım da yoktu. Ama Şirketimiz ülkenin en iyileri arasında yer alıyordu. Ve ben orda çalışmayı çok seviyorum.
Şu sıralar beynimi meşgul eden bir işim vardı.
Yiğit Karahanli
Karanlık yüzünü daha görmemiştim ve onun büyüsüne çoktan kapılmıştım belki ama O karanlığa girmeye hazır değildim. Aklım öyle diyordu ama Kalbim bu konuda bana destek vermiyordu.
iki fotoğrafını da çıkartmış odamın duvarına asmistim. fotoğrafın karşısına geçip bana cevap vermesini bekliyordum sanki.
Hadi ama deniz bu adam sana napıyor böyle , bıraksalar usanmadan öküzün trene baktığı gibi bakmaya devam edicem. Kendine gel diyerek aşağı indim ve kendime kahve suyu koydum..
Kahvemi alıp televizyonun karşına geçip yayıldım. Hafta sonralarını pek sevmedim yapacak bir şey bulamıyordum. Aslı da gittikten sonra sıklıkla dışarı çıkmaz oldum. Telefonun çalma sesiyle Kahvemi masanın üzerine bıraktım. Arayan üniversiteden arkadaşım berkti. Yüzümde istemsizce gülümseme oluşuverdi..
Berkle uzun uzuun konuşduktan sonra beni yeni açtığı barına davet etti. Eski gruptan birileri de gelecekmiş. Üniversite yıllarını yâd edecektik. Saate baktığım da fazla zamanımın olmadığına kanaat getirip yukarı çıktım. üzerime şık bir şeyler bakmaya başladım..
Berk konum atmıştı gideceğim yerin adresini. Ayna da kendime baktığımda gülümsedim. Üzerime siyah bir gömlek altına da simli siyah bir etek giymiştim. makyajımı koyu ağırlıklı yaptım gözlerimin rengi ortaya çıkmıştı. Saçlarımı da düzeltip montumu alıp evden çıktım. Bar evimden biraz uzaktı. Sokakları çok karışıktı. Zorlanarak da olsa bulmuştum. Çok güzel bor yerdi. Işıklar rengarenk etraftaki insanlar eğlencenin tadını çıkarıyordu.
Berk ortalıkta yoktu. Kalabalıkta onu bulmam zordu. Mesaj attım ben geldim nerdesiniz diye. Berk eliyle koymuş gibi beni buldu. Masaya ilerledik Banu , Esra , Cenk , Koray hepsi burdaydı. Çok mutlu olmuştum. Hepsiyle görüşüp berkin yanına oturdum. Okul yıllarından baksettikçe kahkahalar havada uçuşuyordu.
Telefonun titreme sesiyle cebimden telefonu çıkardım. Arayan Besteydi. Müziğin sesi çok yüksekti. Dışarı çıktım. Efendim diyerek açtım telefonu beste şen sesiyle buluşalım mı ? Ben çok sıkıldım deniz deyip sustu. Ben dışarıdayım arkadaşlarla buluştuk istersen konum atayım sende gel dedim.
Beste çok sevinmişti. Hemen hazırlanıp geleceğini söyledi. Çok sevmiştim bu kızı abisi gibi değildi. Iceri girip arkadaşlara bestenin geleceğini söyledim. Berk ayağa kalktı ve elimden tutup beni piste doğru çekti. Aralıksız yarım saat dans ettikten sonra bar bölümündeki sandalyelere oturduk.
Berkle muhabbetimiz çok güzeldi. Beni çok güldürüyordu. Iyiki çağırdın beni deyip yanağına öpücük bırakıp geri çekildim. Etrafa göz gezdirmeye başladım.
Bir çift ateşli gözlerle karşılaşınca içim sıcaklaştı. Beste yanında yiğitle gelmişti.
Yanlarına gittim beste boynuma atladı. Burası çok güzel deniz hep gelelim buraya deyip çekildi. Yiğit beni öldürecek gibi bakıyordu.
Sende hoş geldin yiğit dedim hiçte hoş gelmedim ddiye geveledi kısık sesle. Berk yanımıza geldi elini omzuma atıp beni tanıştımayacak mısın ? Misafirlerinle dedi.
kısa bir tanitma faslı yaptim. Bizim grubun yanına oturmadık. Ayrı bir masaya geçtik. Berk yanımıza gelip gitmişti. Yiğiti sevgilim sanmıştı. Yiğit durmadan kadeh yeniliyordu, gören de su içiyor sanar kaba herif nolacak.
Besteyle dans etmek için ayaklandık.
Yiğit göz hepsine almıştı bizi. Beste kulağıma yaklaşıp abim çok kıskandı seni deyip güldü. O sıra berk yanımıza geldi. Elini belime koydu ve kulağıma komik birseyler soyleyip beni de kendisiyle birlikte gülme krizine sokuyordu.
Beste ben lavaboya gidip geleceğim hemen deyip gittiginde bende berk ile birlikte bar bölümüne geçip iki bardak içki isteyip bekledik.
Berki çok seviyordum kardeşim gibiydi. Onun da beni o gözle gördüğünü bildiğim için yakın davranmalarını yanlış anlamıyordum. Elini belime attı ve yanağıma sulu bir öpücük bıraktı ve olanlar oldu.
Yiğit berkin kolundan tuttuğu gibi yere fırlattı ve karnına tekmeyi gecirdi. Berk ayağa kalktı ve yiğite doğru hamle yaptı ama yiğit seri hareketlerle hamleleri karşıladı ve berki bir yumrukla masalara doğru fırlattı. Koşarak berkin yanına gittim ve Özür dilerim berk canın acıyor mu ? Diyerek sordum. Keşke beste yi hiç buraya cagirmasaydım.
Sinirle yiğite baktım ve yanına gidip sen naptigini sanıyorsun pislik herif diye saydirmaya başlamışken lafımı kesti ve ickinin etkisiyle yavaşlayan konuşmasıyla saçmalamaya başladı.
Sen benden başka herkese gülücükler saç , kendini sun sonra bana gelince namuslu kız hallerine bürün öyle mi deniz Saruhan ! deyip gözlerime baktı.
Kendimi tutamayip tokatı bastığımda yaptığımın farkına geç varmış bir şekilde geri çekildim. Yiğitin gözleri bir anda kırmızıya döndü . .
Bana doğru geldi ve Deniz Saruhan bu tokatın hesabını veremeyeceksin haberin olsun deyip sehpaları tekmeledi ve bana doğru gelmeye başladı. .
Korkudan duvara doğru ilerliyordum. Neden kimse yardımıma kosmuyordu. Bu adam kesin beni boğarak öldürecekti. Arkam duvara çapınca durmak zorunda kaldım
Yiğit bir elini duvarla benim arama koyarak beni sabitledi ve diger elini kaldırıp bana vuracakken gözlerimi sıkı sıkı kapattım. Elini sert bir şekilde duvara vurdu ve beni öylece bırakıp çekip gitti. arkasında darmadağın ortam ve bir adet deniz bırakarak . . .
