10. bölüm

5K 226 5
                                    

Yiğit. .

Omzumdaki sızıyla uyandım. Kim bilir kaç saattir hareketsiz bir şekilde böyle duruyorduk. Her yerim tutulmuştu. Deniz uyanmasın diye nefes dahi almıyorum

Bulunduğumuz durum çok garipti. Denizi tanıyalı daha bir ay oluyordu ama ben ilk kez bir kadına karşı bir şeyler hissetmeye basliyordum.

Yetimhanedeyken insanlar ailesine düşman olurdu. Bende ailem hakkinda birşey bilmiyordum ve bilmekte istemiyordum. Anne kelimesini hak etmeyen bir kadin yüzünden bütün kadinlardan nefret ediyordum.

Denize karşı gereksiz bir savunma isteğim vardı. Her günün sonunda yanımda denizi bulur oldum şu sıralar.

Denizi incelerken bir anda evi inletecek şekilde telefonumun melodisi yayıldı eve. Denizde uyanmıştı bu sese. Kim bu münasebetsiz sabah sabah diyerek telefonu elime aldım.

Deniz hemen yukarı çıktı telefona baktığım da yüzümdeki gülümsemeye engel olamadım " Başımın belası " arıyordu. Telefonu açtım ve bana müsade etmeden başladı konuşmaya canım kardeşim.

Abi senin bu adamların neden böyle yapıyor. Benim hiç arkasım olmayacak mı ? Diye her zamanki gibi şikayet ediyordu. Sana da Günaydın prenses ne olsun bende iyiim, evet seni çok özledim diye cevap verdim.

Bu kızı çok seviyordum. Benim hayatımda ki en değerlim besteydi. Abi ben normal insanlar gibii tek başıma ne zaman gezicem ? biliyorsun ben şu koruma işini oldum olası sevmezdim. nerdesiin bakalım sen ? Diye soruları siralayinca sıkıntıyla ofladim.

iki saate evdeyim prenses bunları evde konuşuruz şimdi kapatlamalıyım, Deyip telefonu kapattım.

Deniz elinde çantası merdivenlerden inip karşımda durdu ve çıkalım hadi dedi sert bir şekilde.

Suratı beni öldürecek gibi duruyordu. kahvaltı yaptıktan sonra da çıkardık. Dedim ama deniz kapıda bekliyorum diyerek çıktı. Hemen hazırlanıp şoför koltuğunda ki yerimi aldım.

Yol boyu hiç konuşmamıştık hatta bir ara deniz var mı gerçekten diye yokladım. Denizi eve bıraktıktan sonra eve geçtim. bahçeden içeri girdim korumalara başımla selam verdim ve kapıyı çaldım.

Beste kapıyı açtı Günaydın prenses diyerek sarıldım ve başına öpücüğü kondurdum. Hayırdır beni bu kadar çok özleyeceğini bilseydim bir kaç gün daha gelemezdim deyip gülümsedim.

Beste koluma bitane vurup peki abi deyip uzaklaştı , gel buraya başımın belası deyip sarıldım. Seni bir saat daha görmeseydim nefesim kesilirdi. Dedim.

Salona geçtik kahvaltı hazırsa yemek yiyelim çok acıktım deyip masaya doğru ilerledim. Beste karşımdaki yerini aldı ve guzel bir kahvaltı yaptık. Bugün besteyle beraber dışarı çıkacaktık.

Takımımı giyip aşağıya indim beste hadi Geç kalacağız dedim. topuk sesi duyuldu ve beste tüm güzelliğiyle mavi askılı mini bir elbiseyle aşağı indi. Gözleri daha çok ortaya çıkmıştı ve çok güzel duruyordu.

Beste sen beni katil mi etmek istiyorsun deyip aynaya doğru çevirdim. Bu ne hal ben sana dikkat çekmeyecek bir şeyler giy dedim bu mu yani ? Dedim sinirle , beste hadi ama abi ne varmış üstümde acaba diye umursamazca konuştu.

Iste bende onu diyorum ya birsey yok ! Diye sinirlendim. tamam beste gitmiyelim o ozaman ne dersin dedim. Abilerin en yakışıklısı valla yanından ayrılmayacağım dansta etmiycem kös kös oturucam bir kuytu köşede deyip başladı masum masum bakmaya. Tamam anlaştık bakma şöyle yavru köpek gibi deyip güldüm. O kedi değil miydi abi deyip gülümsedi.

Yürü hadi deyip arabaya doğru ilerdim. Üzerimde ki lacivert takım elbisemin düğmesini açtım ve ceketi çıkarıp arkaya attım. Sıkılmıştım hava çok sıcaktı.

Düğünün yapacağı yer güzeldi. Büyük bir otelin teras katıydı. Herşey harika görünüyordu. Kalabalıkta gelinle damata doğru ilerledik besteyle. Herkes bize bakıyordu. Ben ise denizi arıyordum yoktu ortalıkta. Demir ve Aslıyı tebrik edip yerimize geçtik. Yarin saat sonra tüm ihtişamıyla

Deniz kapıdan girdi. Kırmızı uzun bir elbise giymişti. Denizde etrafa göz gezdiriyordu. Gözleri beni bulunca kalbimin ritmi yukseldi , sanki kalbimin sesi salonda yankı yapacak gibiydi. Denizin bakışları hemen yanındaki besteye kaydı.

Beste kolumu çekistirerek deniz bu değil mi ? Diyerek diyerek Deniz'i gösterdi. Bir yandan da dans etmek istiyordu çocuklar gibi ayağını yere vura vura basım da bekliyordu ben de kıramadım

ayağa kalktım elimi uzattım. başımın belası bu dansı bana lütfederler mi ? Deyip gülümsedim. Beste gülümsedi ve ee hadi madem çok ısrar ettin kırmayayım seni deyip elimi tuttu.

Düğün güzel geçiyordu. Ortam cok Kalabalıktı ben kalabalık ortamlari pek sevmezdim. Terasa çıkıp bir sigara yaktım ve gecenin karanlığını izlemeye koyuldum.

GÜLÜMSE KADINIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin