Yiğitten devam . . .
Uzun zamandır bu kadar sevildiğimi ve bu kadar yıkık dökük olduğumu hissetmemiştim. Vücudum artık bana çok ağır geliyordu. En acısı da bu acımı gösterdiğim an insanların bana acır gözle bakmasına dayanamayacağım için kimseye belli etmemeye çalışmamdı.
Denizle sahte bi evlilik yapmamıza rağmen beni o kadar mutlu etmişti ki tüm varlığıyla benim olmuştu artık, sadece benim denizim. Öleceğim için gerçek bir düğün istememiştim yüz üstü bırakmak istemezdim sevdiğim kadını benden sonra da hayatına devam edebilsin isterdim.
Hastahaneye her ne kadar yatmak istemesem de ailemin öğrenmesiyle mecbur kalmıştım. Bestenin çok güzel bir evliliği olmuştu. Arasın kardeşime ben yokken sahip cıkacağından bir tereddütüm kalmamıştı gözlerin de o aşkı görmüştüm.
Çünkü ben bilirim ki sevgi herşeyi iyileştirir.
Beni de denizin sevgisi iyileştirirdi ama bu kanser olmasaydı vücudum da bu kadar ölü hücre olması buna engel oluyordu.
Hastahaneye yatmadan önce şirketi Demir'e devretmiştim her ay belli bi miktarı yetiştirme yurtlarına belli kısmı da Bestenin adına bankaya yatırılıyordu.
Son kez yetiştirme yurduna gittiğim de Handan hanım hastalığımı öğrendiğin de öleceğimi duymasından dolayı mı bilmiyorum eskilere indi bizim aslın da bir annemiz varmış ölmemiş ona haber vereceğini söylediğin de kalbim de ufak bi çarpıntı olmuştu Anne kavramı kalbimi heyecanlandırmıştı. Ama bu sadece bi anlık bişeydi yerini hemen nefrete bıraktığın da konuşmasına devam etmesini istemedim." Anne " kelimesine bu yaşıma kadar hasret kalıpta bundan sonra karşıma çıkan kadına anne demek bana da yakışmazdı, o kadına da böyle güzel bir sıfat yakısmazdı.
Besteyi düşündüğüm de çocukken " Abi annemiz bizi neden sevmedi ki " dediğini hatırladım biran da gidip bunu o kadına sormak istedim. Sokaktaki kedi bile yavrusuna sahip çıkarken sen neden bizi bıraktın diye sormak istedim.
Kapı çaldığın da odaya güneş doğdu nefes alabildiğimi hissettim. Deniz yetiştirme yurdun da kalan Ege'nin elinden tutmuş bana getirmişti. Kendimi dinç hissettiğimi düşünüp ayaklandığım da yere yığılmıştım. Ege'nin dolan gözlerini gördüğümde suan değil bu hastalık suan etkisini göstermemeliydi diye kendimi sıkıyordum. Arada böyle geçici felç ve burun kanaması yasıyordum.
Denizden destek alıp kalktığım da Ege ağlamayı kesip yanıma geldi " Yiğit abi sen hasta mı oldun ? " deyip sarıldı bana sonra avcundaki ki nane yaprağını bana uzattı. Biz yetimhane de hasta olunca bundan kaynatıp bize veriyorlar dedi. Yiğitin elinden öpüp aldım nene yaprağını bunu içip iyileşicem dedim ve göz kırptım.
Yaklaşık iki aydır hastahane de olmamdan dolayı kendimi az da olsa sağlıklı hissediyordum. Bir o kadar da bitkin ! Doktorlar
her ne kadar izin vermek istemeseler de izin alıp Ege yi yetimhane ye bıraktık denizle ve müdüre hanımın odasına girip Annem olacak Kadının nerde olduğu hakkın da Bilgi almak istedim. Deniz duyduklarına Annemin yaşamasına şaşırsa da sevinmişe benziyordu. Benim aynı düşünce de olmadığımı anlaması çok sürmemişti.
Handan hanımın anlattığına göre huzur evin de kalıyormuş ve oda benimle aynı hastalığa sahipmiş. Bizi yetimhane ye bıraktığı zaman anneleri yok densin İstemiş ondan dolayı bize birşey söylenmemiş. Elime aldığım evraklarla birlikte denizin elini tuttum ve yetimhaneye yakın bir sahile doğru yürüdük.
Sahile oturduğumuz da Deniz hiç konuşmuyordu. Halbuki suan ihtiyacım olan tek şey onun sesiydi. Bunu hissetmişcesine başladı konuşmaya
" Bu yurda ilk geldiğim de arabayla burda durdum ve düşündüm. Neden bir anne çocuğunu bırakmak ister ki nasıl bişey yaşamış olursa olsun bence bırakmak istemez. O sıra burda oturan bir adam vardı. Şimdi anladım ki o senmişsin o yıkık dökük adam benim sevdiğim adammış. "Dediği doğru olabilirdi. Canım ne zaman sıkkın olsa buraya gelirdim yetimhane de yaşayan insanların evi olmazdı. Ordan çıksalar bile Canları ne zaman yansa ilk oraya koşarlardı bende öyle yapıyordum.
"Belki de kader bizi birleştirmiştir denizim bu Sahil ve bu gökyüzü de buna şahitlik etmiştir " dedim içim de ki saatlerce ağlama isteğini es geçerek sakin sakin konuştum.
Ve devam ettim. " Ben hep mükemmel olmasa da bir birimizi hiç bırakmayacak bir ailem olsun isterdim. Hep derdim ki nolursa olsun ben çocuklarımı terketmem onları savunmasız boynu bükük bırakmam onları çok severim. "
Dedim ve yutkundum. Olmamıştı bu isteğim de kursağımda kalmıştı. Gözümden akan yaşı denizin sıcacık elleri yüzüme değdiği zaman anlamıştım."Bu hayali gerçekleştirebiliriz daha herşey bitmiş değil " dedi. Kendini de beni de kandırmak istercesine. . .
Birşey demedim.. diyemedim ... Ölüm tam da böyle birşeydi. Kimseye söz hakkı tanımıyordu.
Havanın kararmasıyla arabaya bindik ve huzur evinin yolunu tuttuk. Kendimi yorgun hissediyordum. O kadına yaklastıkca savunmasız bir çocuk gibi oluyordum.
Görevlilere adını verdiğimiz de Bilgi vermeye başladılar. Çok zorlamamamız için uyarıda bulundular. Hafızası gidip geliyormuş hastalıktan dolayı, ben daha o evrede değilim ama bazen kim olduğumu unutuyordum ve bundan kimseye bahsetmiyordum.
Beyaz kapılı odadan içeri girdiğimiz de bestenin yaşlı halini görmüş gibiydim. Toplu saçı ve renkli gözleriyle annem olduğu aşikar ortadaydı.
Bizi fark edince " ilacımı içtim doktor oğlum " dedi. Deniz içeri girip duvara doğru çekildi ve bekledi.
Bense, gözlerim de ki yaşa engel olamadım. Oğlum diyişi beynim de yankı yapıyordu. Öte yandan doktoru da kıskanmıştım. Kim bilir benim annem ona kaç defa oğlum demiştir bana çok gördüğü kelimeyi ona , onlara istemedikleri kadar çok söylemiştir.
"Sen niye gelmiyorsun bakalım Kemal beni ziyarete " diyince yanına oturdum. İşler yoğun Zeynep teyze dedim. Yoksa biliyosun gelirdim . Dedim.
"Dün buraya kim geldi biliyor musun ?" dedi. İç çekerek soru sormadım devam etmesini bekledim.
"Kocam olcak o adam geldi. Beni eve götürücekmiş. İstemedim. Bana yine zorla sahip olmaya kalkarsa bu kez kendimi öldürürdüm." Dediğin de yavaş yavaş bişeyleri anlıyordum.
Ama babam olacak adam çoktan ölmüştü.
"Cocukların var mıydı senin Zeynep Teyze " dedim.
"İki tane" dedi. Ve sustu. . .Oturduğu yatakta yana kaydı ve eliyle gel işaret yaptı.
Gittim yanına oturdum. Besteyi düşündüm keşke onu da getirseydim diye geçirdim içimden. Annem başını dizime koydu ve öylece uykuya daldı.
O an gözlerinden akan yaşlara daha fazla engel olamadım. Acaba annenin ölmesi mi daha kötüydü yoksa bizi bırakıp giden bir annemizin olması mı?
Deniz yanıma geldi ve diz çökerek ellerimden tuttu ve annemi izledi.
" Ben bu anı çok isterdim küçükken " dedim. Ve devam ettim.
"Annemle konuşmak anneme dokunmak ve en önemlisi Anne demeyi çok isterdim. Ama şimdi kendi kendime bile anne derken çekiniyorum. "İçeri bakıcı girdiğin de Annemi yerine yatırıp odadan çıktık. Kendine geldiğin de kim diyelim dediler ama kim olduğumu söylemek ister miyim diye düşündüm.
" Oğlun " dedim bir anda yabancı olduğum bir duyguyla.
Deniz benim yanım dayken ağlamaktan nefret etsem de Arabaya bindiğimiz de
Ağladım, ağladım ve daha fazla ağladım. . .
Gelip geçen yıllara çocukluğuma ve tüm acılarıma ağladım susmak istemedim. . .
Belki acılarım utanır da benden ümidini keser yerini mutluluğa bırakır diye düşüp ağlayabildiğim kadar ağladım. .Denizde benimle beraber ağlıyordu geçicek diyordu.
Geçmeyecek denizim bu acı beni bitiriyor,
Canım çok yanıyor denizim bu acı sönmüyor. Ve beni kasıp kavuruyor . . .Sizleri özlemişim 😘 Bölüm çok geç oldu farkındayım ama bir kaç özel nedenden dolayı zaman ayıramadım. Bundan sonra ki bölümleri daha. çabuk yazacağıma emin olabilirsiniz.
Hatam olduysa affola
Sevgiyle kalın ❤️
