Akşam olduğunda telefonum çaldı. Sabahtan beri şarjdaydı. Şarjdan çıkarıp gizli numarayı açtım:
"Alo?" Dedim yastık kılıfımı değiştirirken telefonu omzumla kulağım arasında sıkıştırmıştım.
"Olivia?" Dedi bi adam sesi. Tanıdık sesi duyunca yastığı elimden düşürdüm. Mavi gözlü adam!
"E..." Efendim diyecektim ama kalakaldım.
"Senle bi oyun oynayacağım Olivia." Dedi.
"Ben oyun falan oynamak istemiyorum." Dedim titreyen sesimle. O sırada camdan dışarı bakıyordum.
"Sana iki seçenek sunacağım." Dedi.
"Seçenek falan sunma bana tamam mı? Benden de ailemden de uzak dur! Her kimsen bize zarar vermeyi kes!" Sesim sandığımdan da sert ve yüksek çıkmıştı.
"Bunu sen istedin!" Dedi.
Korkuyla telefonu yatağa fırlatıp evin tüm pencelererini kapatıp dış kapıyı ve balkon kapılarını kitledim.
Peter işe gitmişti. Hemen en yakınımdaki telefona, ev telefonuna koşup Peter'ı aradım:
"Peter acilen eve gelmelisin."
"Önemli bi proje üzerinde çalışıyorum."
"Çok önemli."
"İkizlerden biri mi rahatsızlandı?"
Birden telefon ve evin tüm ışıkları kapandı. Elektrikler mi kesilmişti? Hayır elektrikler kesilmemişti; şarteller indirilmişti. Mavi gözlü adam! Olamaz! Nerden girmişti ki eve? Her yeri kapatmıştım.
Telefonu yerine bıraktım. Korkudan ağlamak üzereydim. Annem odasında uyuyor, ikizlerse kendi odalarında oyun oynuyorlardı.
Yukarı kata çıkmalıydım. Ama mavi gözlü adam şartelleri şimdi indirdiğine göre alt katta, yani benim olduğum kattaydı. Bir ayak sesi duydum. Tahta zeminin gıcırtısını duydum. Aralığın zemini tahtadan yapılmıştı. Geriye kalan odalarsa ahşap ve mermerdendi.
Adamın ayak seslerine göre nereye gittiğini anlamaya çalışıyordum.
Duyduğuma göre adam şimdi mutfağa girmişti. Çekmecenin açılma sesini duydum. Tüm ayrıntısıyla duymak için duvara yaklaştım. Ben oturma odasındaydım adamsa mutfakta. Mutfak ve oturma odasının arasında sadece bir duvar vardı. Adam çekmecenin içinden birşey çekip almıştı. Ne aldığını anlamamıştım. Metalimsi bir ses duymuştum ama ne aldığını çözememiştim.
Adam evimizi kendi evi gibi biliyordu. Şu anda nerde olduğumu da biliyordu. Anahtar şıngırtısı duydum. Korkudan hareket edemiyordum. İkizlere ve anneme zarar vermeden bu evden çıkıp gitmesi için dua ettim. Ayak sesleri yaklaştı. Nefesimi tuttum. Koltuğun arkasına oturdum. Yavaşça nefes aldım. Ses çıkarmamak için uğraşıyordum. Neden bu kadar zorlandığımı düşündüm. Oturduğum yerde terliyor, titriyordum. Gözlerimi sıkıca kapattım. Ayak sesleri daha da yaklaştı. Ellerimi yumruk yaptım. Ses çıkarmamak için dudaklarımı birbirine kenetledim. Kaşlarımı çattım. Adam arkasına oturduğum koltuğa oturdu. Neyseki koltuk duvarın önündeydi. Klostrofobim vardı ve duvarla koltuk arasında sıkışık kalmıştım, üstelik ne istediğini bilmediğim bir psikopatla!
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her sey mümkün
Mistério / SuspenseBir insan en fazla ne kadar tehlikeli olabilirdi ki? Hayatım, o kutuyu açmamla değişti. Çünkü artık çok tehlikeli bir adam peşimdeydi. Peki ama kimdi bu adam?