EVEET YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM.
ÖNCEKİ BÖLÜME HİÇ OY GELMEMİŞ ÜZÜLMEDİM DESEM YALAN OLUR, OY VERSENİZDE AZICIK YAZARINIZI MUTLU ETSENİZ HANİ 😂😂 ŞUNU DİYEYİM OLAYLAR GİTTİKÇE DAHA DA DEĞİŞECEK BU YÜZDEN ŞAŞIRMAYIN DERİM. HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM İYİ OKUMALAR 💕
Tam bir hafta geçti. Bir haftadır Rüzgar'la hiçbir şekilde konuşmamış sadece öylece oturmuş ve kalkmıştık sıradayken. Can da aramıza iyice girmiş ve bize uyum sağlamaya başlamıştı. Beril ise, Rüzgar'a olan hislerini bitirdim diyordu ama konu ne zaman o olsa geçiştiriyordu. Yani emin değildim unutup unutmadığına ama üsteleyerek canını sıkmak istemediğim için sormuyordum da hiç.
Ve bugün ise sadece düşündüğümüz, daha doğrusu Beril'in düşündüğü şey ne giyeceğimizdi.
"Ya İstanbul'a gideceğiz ve ikimiz bir odada kalacağız mükemmel bir şe değil mi?!"
Gözlerimi devirdim.
"Mükemmelde Beril şu kıyafet faslını bitirsek mi artık, yarım saate sürücü kursunun oraya gitmemiz gerekiyor biliyorsun."
O sırada yüzüme bir kazak fırlattı. Kazağı elime alıp kaşlarımı çattım. Bu Rüzgar'ın aldığı bordo kazaktı. Beril Rüzgarla alışverişe gittiğimizi biliyordu ama ne aldığımı bilmiyordu, söyleyememiştim.
"Ne atıyorsun kızım? Kaç para bu senin haberin var mı? Vallahi hayatımın en pahalı kazağı bu."
Gülümsedi.
"Bunu giy siyah pantolonuna daha çok yakışır."
Bunu giyersem Rüzgar'ın diline düşebilirdim. Başta geri çekecektim de sonradan aklıma geldi. Rüzgarla adam gibi en son o araba olayından önce konuşmuştuk. Yani giysem farketmezdi bile. Kafamı sallayıp giyiverdim hemen. Bavullar hazır olduğu için şarjdaki telefonumu çıkartıp bir tek şarj cihazını alıp bavula koydum. Telefon için kulaklığımı da aldıktan sonra hazırdım. Beril'in de hazır olduğunu görünce saate baktım. 23.30 olduğunu görünce gözlerimi büyüttüm.
"Uç uç uç geç kalıyoruz lan onbeş dakikada nasıl yetişeceğiz koş koş!"
Berille acele acele ayakkabıları giydikten sonra söylene söylene koşarak sürücü kursunun oraya doğru gidiyorduk.
"Allah belanı vermesin senin ben sana kıyafet faslını geçelim demiştim değil mi?"
Beril de koşarken konuştu.
"Ay ne yapayım çirkin çirkin mi gitseydim geziye?!"
"Evet Beril evet, haydi susta koş!"
On dakikanın sonunda nefes nefese bir şekilde sürücü kursunun önüne gelmiştik. Otobüsü görünce gülümsedim.
"Geç kalmadık."
Beril arkada nefes alıp verirken konuştu.
"Bir zahmet kalmayalım, Allah'ım ayağım çürüdü ya!"
Gözlerimi devirip bavulumu otobüsün bagajını açan şoföre teşekkür ederek Berille bavullarımızı yerleştirdik. Ardından biyoloji öğretmenimizin yanına gittik.
"Hocam nerede oturuyoruz?"
Hoca elindeki kağıdın arkasınıevirip bir süre bakındı.
"Numaralarınız yazıyor. Miray Arıkan 18 Rüzgar Yıldıran 19. Beril Batmaz 20 Pınar Giral 21."
Bu cümleyi beklemediğim için gözlerimi büyütüp Beril'e baktım.
"Ne! Hocam biz Berille oturcaktık ama ne demek Rüzgar?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portakal Aşkı #Wattys2017
Teen FictionBir portakal suyu, bir insanın hayatını ne kadar değiştirebilir ki? 0506*** ** **: Miray. 0506*** ** **: Telefonunun şarjı mı bitti? 0506*** ** **: bu yalan işini uzatma bu kadar bak, söylemem gerekirdi ama uyuzluk olsun diye söylemedim işte. 0506...