25

41 4 1
                                    

Yere çakıldığım anda bileğimin hafifçe acıdığını hissettim ama hiçbir şeyinin olmadığını anladığımda gördüğüm ilk yere doğru koşmaya başladım.

Başarmıştım işte, kurtulmuştum! Rüzgarları bir göreyim zaten polisi de alıp tutuklattıracaktım bu manyakları.

Rüya, keşke sen de benim gibi kaçabilseydin be güzelim...

Aklıma kaçışı ve Rüzgar'ın yanında ölüşü gelince durdum. Bende kaçıyordum ve şuan Rüzgar'a doğru gidiyordum.

Ölecek miydim?

Saçmalama be!

Kaderimiz benziyor olabilir ama kaderi değiştirmek senin elinde Miray, mantıklı davran. Mantıklı düşün...

Etrafıma bakınarak bu bölgenin yabancısı olmadığımı fark ederek koşmaya başladım. Şehre giden yol karşıma çıkınca şehre doğru koşmaya başladım. Gidecektim bu şehirden, kimseye acı çektirmeyecektim.. Ölüp Rüzgar'a ikinci bir acı yaşatamazdım. Onun gözünden düşen bir damla için ölürdüm ben. Bunu yapamamazdım, onu tekrardan ağlatamazdım. Üzülürdü, yıkılırdım. Her şey o adam yüzündendi, nasıl düşünmeden ölmemi isteyebilirdi?!

Sevmiyordu çünkü, diye düşünerek adımlarımı hızlandırdım. Gidecektim, o adama haddini bildirerek dönecektim. Nefes nefese kalmama rağmen koşabildiğim kadar koşuyordum, o sırada ayağımın taşa çarpmasıyla yere düştüm. Bu sefer ciddi ciddi canım acımıştı. Acıyla inleyerek olduğum yerde durdum. Elimi yola vurarak bağırmaya başladım.

"Yeter artık yeter!"

Hızla nefes alıp verirken kendimi sakinleştirmek adına gözlerimi kapatıp güzel şeyler düşünmeye başlamıştım. Bu anda ne kadar güzel şey düşünebilirdim orası muammaydı ama sakinleştiğimi hissettiğim anda yavaşca ayağa kalkıp yürümeye başlamıştım. Adım attığım ilk an ayağımda yanma hissedince acıyla bacağımı tuttum. Bir de bu eksikti diye düşünerek yavaş yavaş bacağıma yük vermeden ilerlemeye başladım. Bu gidişle akşama ancak varırdım şehire. Yola doğru yürümeye başlarken birisini bulup telefon isteme fikri geldi aklıma. Yola çıktığımda geçen arabaları durdurmaya çalışsam da yanımdan geçip gidiyorlardı.

İnsan bir durur da neyi varmış diye bakar be!

Son bir araba da çevirmeye çalışacaktım. O da durmazsa el mecbur yürüyecektim. Geçen bir arabaya elimi uzattığımda sensörlerini yakıp yavaşlayınca gülümseyip havaya baktım.

Teşekkür ederim Allah'ım!

Araba durup yanıma gelince hemen sürücünün olduğu yere gittim. Sürücü kadındı ve bu işime yarardı. En azından daha rahat konuşurdum.

"B-bana yardım edin lütfen!"

Kadın kaşlarını çatıp arabanın kapısını açtığında konuştu.

"Atla."

Gülümseyerek yanındaki yolcu koltuğuna oturup minnetle kadına baktım. Gözlerim dolmuştu sevinçten resmen. Kadın göz ucuyla bana bakarken gazı kökledi.

"Buralarda ne arıyorsun sen?"

Derin bir nefes aldım. Kadına anlatsam beni arabadan indirme ihtimali yüksekti. O yüzden sadece gözlerinin içine bakarken kadın konuştu.

"Ne olursa olsun indirmeyeceğim seni arabadan merak etme. Benim de senin yaşlarında kızım var."

Gülümsedim. Bu kadın fazla iyi gelmişti gözüme, sıcakkanlıydı. Yutkundum ve babamın sadece aramızın olmadığını anlatarak her şeyi anlattım. Kadın kaşlarını çatarken konuştu.

Portakal Aşkı #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin