Bir cümle bir kalbi nasıl titretrbilirdi böylesine? Rüzgar'ın ağzından çıkan her bir kelime benim kalbime işliyor, okşuyordu. Rüzgar'ın sçylediği her cümle kalbimi titretiyordu.
Bana her zaman yanındayım demişti. Böylesine nasıl ruhumu okşayabilirdi ki! Rüzgar'ın gözlerinin içine baktım. Böyle bir konuda şaka yapacak kadar mal değildir herhalde. Düşüncelerimden sıyrılıp kafamı salladım.
"Teşekkür ederim."
Arabaya binene kadar tek kelime bile etmemiştik. Rüzgar kontağı çevirip gazı köklediğinde gözlerimi kapattım.
Gizem bulmuş muydu acaba babamın iş yerini? Konuşmuş muydu onunla?
Derin bir nefes aldım. Babamı o silahlı adamdan kurtarmıştım ve bana iyi davranacağım demişti. Cani birisi değilse öz kızına sert davranmadan gönderebilirdi umarım. En azından hayallerini yıkmayan bir baba profiline sahip olurdu, benimkinin aksine...
"Ağlama."
Yavaşça gözlerimi açıp Rüzgar'a döndüm.
"Ne?"
Rüzgar göz ucuyla bana bakıp gözünü tekrar yola çevirirken konuştu.
"Ağladığının farkında bile değilsin."
Daha yeni farkettiğim yanağımdaki ıslaklıkları elimin tersiyle silerek kendime gelmeye çalıştım.
"Hiçte bile, toz kaçtı sadece."
Gülümsedim, gülümsedi. Bir an kaşlarını çatınca ani ruh hali değişkenliğine afallayarak öylece kalırken Rüzgar konuştu.
"O siktiğimin baba kılıklısı yüzünden ağlıyorsan hiç ağlama bile Miray."
Neden böyle düşünüyordu? Normal birisi dinler, geçer gibi teselli verirdi. Rüzgar normal birisi değildi, onu tanıdığım günden beri normal değildik. Kafamı salladım.
"Rüzgar."
'Hım' gibisinden sesini çıkarınca konuştum.
"Niye bu kadar büyütüyorsun?"
Yandan profilden Rüzgar kaşlarını çatarken konuştu.
"Neyi büyütüyorum?"
"Benim meselemi kendi meselen gibi gördün." Mahcup bir şekilde gülümseyerek konuştum.
"Teşekkür ederim." Diyeren devam ettim.
"Bir başkası olsa bu kadar yardım etmezdi, hiç düşünmeden silahlı birisine karşı çıktın. İki haftadır tanışıyoruz hemde."
Kaşlarını mümkün olduğunca daha da çatarak konuştu.
"Ee?"
Boğazımı temizledim.
"Neden bu kadar ilgileniyorsun ki, sonuçta gideceksin tatilin bitince?"
Arabayı durdurup bana baktı Rüzgar. Bakışlarından korkmadım değildi şuanda.
"Miray, yaşadıkların kolay değil. Sadece-"
Derin bir nefes alıp devam etti.
"Sadece acıdım işte."
Neşeden yoksun bir şekilde gülmeye başlarken cevap verdim.
"Sadece acıdın, öyle mi?"
Dolan gözlerimi umursamayarak kaşlarımı çattım. Kimsenin bana acımasını istemiyordum. Hele ki bu konuda asla.
"Bana acıma Rüzgar, acınacak durumda değilim ben tamam mı! Bunun yüzünden sakladım hep, güvenip bir kişiye söyledim... O da işte göründüğü gibi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portakal Aşkı #Wattys2017
Teen FictionBir portakal suyu, bir insanın hayatını ne kadar değiştirebilir ki? 0506*** ** **: Miray. 0506*** ** **: Telefonunun şarjı mı bitti? 0506*** ** **: bu yalan işini uzatma bu kadar bak, söylemem gerekirdi ama uyuzluk olsun diye söylemedim işte. 0506...