Ben geldiim 😂😂
Uzun süredir bölüm yayınlamıyorum fazla ihmal ettim sanırım kitabı. Fakat tatilde yazamadığım için kalan bölümleri tamamlıyorum şuan. Ama bundan sonra yine düzenli olarak bölüm yayınlayacağım. Sizden tek isteğim kitaba oy vermeniz. Bir saniyenizi almaz inanın😂 Yazarınız sizi çok seviyor, iyi okumalar 💕
Kalbinin okşanması tam olarak bu muydu? Sanırım hayatımda ilk kez yaptığım bir kazaya ilk kez yapmışım diyordum. Rüzgar sayesinde birçok güzel duygular tatmıştım. Tabi beraberinde acılar da yaşamıştım ama kendimle yüzleşmiştim. Bu da güzel bir şeydi sanırım.
Karşımda bana gülümseyerek bakan Rüzgar'a bende gülümsedim. Bu çocuk gerçekten benim on yedi yıllık hayatımda hiç tanık etmediğim, bilmediğim duygularımı harekete geçirmişti. Bu duygulardan rahatsız oluyordum. Çünkü bilmediğim duygulardı ve insan bu duygularla ne yapacağını tam olarak kestiremiyordu. Ama seviyordu da. Kalbinin hızla atmasını, karnına giren o tatlı ağrıyı. Hepsini seviyordum.
"Selam!" Diyen Beril'le tüm odağımız kesilmiş ikinimizde Beril'e dönmüştük.
"Selam." Diye karşılık verdik ikimizde. Beril tam yanıma oturarak bana baktı.
"Hiç çağırmıyorsun da hayırsız arkadaş?" Diyen Beril'e düz düz baktım.
"Beni bırakıp alışveriş merkezine kaçan da dedemdi değil mi?"
Omuz silkip bana döndü.
"En azından mesaj attım."
"Aynı yattayız Beril, yanıma gelebilirdin diye düşünüyorum."
O sırada Beril yanaklarımı sıkıp bebek gibi konuşmaya başladı.
"Hanimiş bana trip de mi atarmış!" Dedi ı yı uzatarak. Gözlerimi devirerek ellerini yanaklarımdan kurtardım.
"Ay tamam trip atmıyorum." Dedim gülümseyerek. Tabi ortamdaki Beril'in Rüzgar dalgasını hissetmemek için mal olmak gerekirdi. Bama sarıldıktan sonra Rüzgar'a döndü.
"Naber Rüzgar?" Dedi tüm neşesiyle.
"İyidir senden?"
"İyi bende. Hayırdır siz ne ara kaynaşıp küstünüz ya?" Dedi dalgaya karışık ciddiyetle. Kıskandı mı şimdi?
"Boşver." Dedi Rüzgar ve ekledi. "Senlik bir şey yok." Gözlerimi büyüterek soğuk Rüzgar'a baktım. Bu çocuk bu kadar ciddi miydi? Beril üzülsede belli etmeyip bana baktı. 'Takma onu' der gibi bakıp ayağa kalktım. Anlık soğuk dalga bedenime işlese de ellerimi çırpıp onlara döndüm.
"Aa, soğuk nevale misiniz siz ya? Haydi kalkın kalkın bugün somurtma günü değil, oturmaya mı geldik?" Diye espri yaparken Rüzgarla Beril yüzünü buruşturup bana bakarken önce Beril'in elini tutup onu kaldırdım. Sonra Rüzgar'ın elini tuttum kaldırmak için. Ama elini tuttuğum anda elimden tüm vücuduma işleyen sıcak hava dalgasıyla elimi geri çektim.
"S-sen eşek kadar adamsın seni mi kaldıracağım ben kalk kalk!" Dedim hiçbir şey olmamış gibi davranarak. Rüzgar da hissetmişti sanırım bana tip tip baktıktan sonra ayağı kalktı.
"Haydi selfie çekelim!" Diyerek telefonumdan kamerayı açtım. Öne ben soluma Rüzgar sağıma da Beril geçtikten sonra fotoğrafımızı çektim. Dolaylı yoldan Rüzgarla bulunduğumuz ilk fotoğraftı. Tabi Beril içinde öyle. Yutkundum. Biz nasıl bir şeyin içindeydik?
Yat Üsküdar sahiline yaklaşırken hepimiz güzel manzarayı izledik. En sonunda indiğimizde hava kararmıştı. Akşama kadar optimum adlı bizim Anlatya'daki alışveriş merkezinin beş katı büyüklüğünde bir avm'ye girdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portakal Aşkı #Wattys2017
Roman pour AdolescentsBir portakal suyu, bir insanın hayatını ne kadar değiştirebilir ki? 0506*** ** **: Miray. 0506*** ** **: Telefonunun şarjı mı bitti? 0506*** ** **: bu yalan işini uzatma bu kadar bak, söylemem gerekirdi ama uyuzluk olsun diye söylemedim işte. 0506...