Sabah alarım çalmasıyla uyandım. Yataktan çok zor bir şekilde kalkarak üzerimi değiştirdim. Banyoya girdiğimde saçlarımın koptuğunu ve yüzümün çok kötü olduğunu gördüm. Tekrardan. Mide bulantım hala geçmemişti. Bir şey yiyecek durumda bile değildim. Evdekilere seslenmeden evden çıktım.
Kafam öylesine bulanık ki. Ne düşünsem canım yanıyordu. Ama düşüncelerimin en önemlisi Eylül'dü. Her ne kadar ondan vazgeçmeye çalışsamda vazgeçemiyordum. Zaten şuan daha önemli bir sorum vardı. Kendimi Eylül'den nasıl saklayacaktım?
Sanırım başımı yerden veya sıradan ayırmayacaktım. Görmemesini umut ederek sınıfa girdim. Allah'tan daha gelmemişti. Hemen ikimizin sırasına oturup kafamı sıranın üzerine koydum. Kısa bir süre sonra Eren gelmişti.
"Günaydın nasılsın?"
Yüzümün ne halde olduğunu göstermek için başımı kaldırdım. Göz göze geldikten sonra
"Oha oğlum. Naptın bu kadar? ""Ne olduğunu gayet iyi biliyorsun bence."
"Yine Sinan mı yaptı?"
Cevap vermedim. Vermek istemedim. Zaten o da soru sormadı. Tam başımı kaldıracakken Eylül'ün sesini duydum.
"Günaydın Deniz. "
Günaydın Deniz... bir anlıkta olsa bütün acılarımı unutmuştum. Bütün ağrım sızım geçmişti. Ama ona cevap verememiştim. Yüzümü kaldırdığım an bana bakıp korkacaktı ve onurumun olmadığını düşünecekti. Sıraya oturduğunu defterlerini çıkardığını hissettim. Şimdilik önümde oturan Eren'le muhabbete girmişlerdi. Benim hakkımda.
"Deniz uyuyor mu?"
"Sanırım."
"Ne oldu bir haberin var mı? Tabi özel değilse?"
"Yok bilmiyorum. Bana da söylemedi."
Bir an ellerini başımda hissettim. Bu tarif edilemez duyguyu yaşayacağımı hiç düşünmezdim. Benim saçlarımla oynuyordu.
Biraz daha rahat oynaması için başımı onun tarafa biraz daha yaklaştırdım. Eren'in sıradan kalktığını hissettim.
Keşke o sıcak ellerini yüzüme sürse diye geçirdim içimden. Sürsede yüzüm iyileşse. Onun ellerinde bulsam şifamı.
"Başını kaldırır mısın?"
"Hayır."
"Neden? Kim canını sıktı bu kadar?"
"Hiç kimse."
Ama bilmiyor ki bana arkadaş gibi davranarak benim canımı acıttığını."Deniz kaldırır mısın şu başını?"
"Olmaz."
"Neden peki? Bari bunu söyle."
"Çünkü beni bu şekilde görmeni istemiyorum."
Zaten sınıfta bir ikimiz vardık. Ben de başımı kaldırmıştım. Utancımdan gözlerinin içine bakamadım. Sadece sıraya odaklanmıştım. Bir iki dakika sessizlik olduktan sonra bütün cesaretimi toplayıp yüzüne baktım.
Yüzünde sadece şaşkınlık vardı. Ne acıma ne de iğrenmişlik sadece şaşırmıştı.
"Nasıl oldu?"
"Boşver önemli bir şey değil."
"Deniz saçmalama yüzünün halini görmedin sanırım? Kim yaptı?"
"Kimse yapmadı. "
"Deniz nasıl oldu diye soruyorum sana?"
"Kapıya çarptım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Parça Sonbahar
ChickLitKalbimin sonbaharı yanımda bana bakıyordu. Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Tüm cesaretimi toplayarak ona döndüm. Bütün sevimliliğiyle bana bakıyordu. "Yanakların neden kırmızı?" Gülerek sorup kulağımla oynamıştı. "Öyle miyim?" "Evet. Ü...