"Çok yoruldum ya. Hediye bakmak ne zor işmiş. Şurda oturalım mı?"
"Olur."
Eylül'le beraber alışveriş merkezine gidip Eren'e hediye bakmıştık. Onun yanında ona hediye alamazdım. Bu yüzden ona alacağım kişiye güzel hediye bulamadım bahanesini söyleyecektim.
Bir kafeye oturup kahve siparişlerimizi verdik.
"Sence beğenir mi hediyeyi?"
"Bence beğenir. Çünkü bir kaç gün önce şundan istiyorum demişti bana. "
"Almış olmasın?"
"Yok almamıştır. Almış olsa bana söylerdi."
"Sen kime hediye alacaksın?"
"Söylemem."
"Peki. Sen bilirsin."
Kahvelerimiz masaya gelirken ben de kaşe montumu çıkartıp sandalye arkasına astım.
"Deniz sanırım bir şey düşürdün."
Yere baktığımda tek tük içtiğim sigara paketi vardı. Alıp geri yerine koyarken Eylül fark etmişti.
"Sigara mı içiyorsun Deniz?"
Gözlerinin yeşilinde korku vardı. İlk kez biri benim için korkmuştu. Kendimi değerli hissetmiştim.
"Çok nadiren. Bağımlı değilim. Bir paketi üç ayda zor bitiriyorum. İçimdeki düşünceler kafamı bunalttığında sadece. Sen kullanmıyordun galiba."
"Yok ben içmiyorum da ne derdin var ki o kadar? İçince geçiyor mu?"
"Geçmiyorda yani napıyım ki Eylül? Düşündükçe sanki bataklığa itiliyorum. İtildikçe unutuluyorum."
"Anlatırsan yardımcı olabilirim belki?"
"Yardımcı olabilecek olsaydın sana gelirdim. Bundan şüphen olmasın."
"Belki anlatırsan rahatlarsın? Ben de sana böyle yardımcı olayım?"
"İlla yardım edeceksin yani?"
Kırılmasın diye gülümsemiştim. Yine aynı konulara dönecektik."Neye üzülüyorsun bu kadar?"
"Ece ve anneme üzülüyorum. Özellikle Ece'ye."
"Canını sıkmayacaksa konuşalım?"
Canım sıkılacaktı ama benim de içimi dökmeye ihtiyacım vardı. Birisine derdimi anlatmak istiyordum. Herhangi birisine sadece anlatmak istiyordum. Her şeyi. Beni dinlesin veya dinlemesin fark etmez. Sadece anlatmak istiyordum.
"Biliyor musun bazen düşünüyorumda annem bana bilerek bunları yapıyor? Her ne kadar bu adamla evlenme dediysem evlendi. Beni dinlemedi. Şimdi acısını yine ben çekiyorum. Bak çok ciddiyim. Artık annemi boşverdim. Ne hali varsa görebilir. Umrumda değil. Arkamda Ece'yi bırakamadığım için bir yere gidemiyorum ki. Kendi halimden çok ona üzülüyorum. Daha kaç yaşında ne tür pisliklere şahit oluyor. "
"Deniz annen sana neden böyle bir şeyi bile bile yapsın? Böyle düşünmen yanlış. Zaten onun da tek dayanağı sizsiniz. Hem gitmek ne demek? Nereye gidebilirsin ki? Birlikte mücadele etmek zorundasınız. Onlara sen sahip çıkıyorsun."
"Ama kendisini ve çocuklarına şiddet gösteren biriyle neden evlendi ki? Hadi diyelim bizim için kendisini feda etti. Peki neden bana vurunca bir şey yapmıyor?"
"Belki yapamıyordur?"
"Polisi arayabilir ama."
Eylül sıkıntılı bir şekilde nefesini verdikten sonra başını olumlu anlamda salladı. Ben de kahvemden bir yudum alıp vereceği cevabı bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Parça Sonbahar
ChickLitKalbimin sonbaharı yanımda bana bakıyordu. Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Tüm cesaretimi toplayarak ona döndüm. Bütün sevimliliğiyle bana bakıyordu. "Yanakların neden kırmızı?" Gülerek sorup kulağımla oynamıştı. "Öyle miyim?" "Evet. Ü...