13

18 0 0
                                    

Artık karneleri alacaktık. Eylül ile aşağı yukarı beş altı gündür konuşuyoruz ama inanın bana mesajını gördüğüm an kalbim ağzımda oluyor.

Eylül ile Belemir önümde Eren yanımda oturuyordu. Belemir bize doğru dönüp
"Karneleri aldıktan sonra napacaksınız?"

Ben aslında Eylül'e bakmıştım. Ne yapacağını merak ediyordum.

"Bilmem bir planım yok. Eve giderim herhalde."

Belemir benim cevabım üzerine direk kendi planlarını söyledi.
"İsterseniz bizimle gelin okuldan sonra sinemaya gidicez."

"Bilmem Eren ne diyorsun?"

"Abi benim işim var. "

"Ne işin var olum? Gel kızlarla sinemaya gidelim."

"Olum işim var diyorum."

"Aman iyi nazlı prenses seni."

"Öö"

Belemir bir ima yaparak
"O zaman Eylül, sen ve ben gidiyoruz dimi."

"Ben geliyorum."

O sırada Belemir'in telefonu çaldı ve bizden uzaklaştı.

"Hangi filme gidicez?"

"Bilmem bana pek fark etmiyor. Siz seçin."

"Komediye girelim ya. Vizyonda çok güzel bir film var."

Belemir yüzü asık bir şekilde yanımıza oturdu. Tek laf etmedi.
"Noldu Belemir? Yüzün düştü?"

"Sömestır tatili boyunca il dışındaymışız."

"E tamam ne var bunda?"

"Okul çıkışından hemen sonra gidiyormuşuz."

"Yani sen de gelemiyorsun."

İster istemez Eylül'e bakmıştım. Acaba vaz geçmiş miydi?

Tam o anda kendisinin dudakları aralanıp
"Sadece ikimiz gidiyoruz o zaman?"

"Yani sanırım."

Sınıf hocamız geldiğinde herkes yerlerine geçmişti. Karneleri olabildiğince hızlı dağıtıp çıkmıştık.

Yolda Eylül'e yanyana yürürken aklıma evdekilerin haberi olmadığı aklıma gelmişti.
Elimi cebime attım ve annemi aradım.

"Alo anne ben eve biraz geç gelicem. Haberin olsun."

"Tamam tamam. Kardeşin nasıl gelcek?"

"Aaaa! Doğru o vardı dimi ben onu tamamen unuttum. Sen alabilir misin benim işim var. Kız beklemesin okulda."

"Alamam işim var."

Bu kadın beni delirtecekti. Evde ne işi olabilirdi ki? Ses tonu mu biraz yükselterek
"Ne işin olabilir ki anne? Hadi al Ece'yi lütfen."

"İşim var oğlum."

Biraz daha bağırarak
"Anne ne işin var diyorum!"

"Ece'yi alamam evde yemek yapıyorum. Sen alacaksın."

"Anne ne demek evde yemek yapıyorum ve Ece..."

Telefonu yüzüme kapatmıştı. Sinirden kuduruyordum. İki büyük seçenek arasında kalmıştım. Ya Eylül'le sinemaya gidecektik ya da Ece'yi eve götürüp evde takılcaktım.
Derin bir nefes alıp dışarıya verdim.

"Sorun nedir Deniz?"
Cevap vermek istemedim. Yere baktım ama o öğrenmekte ısrarcıydı. İyice yanıma gelip gözlerime baktı.

"Sakin ol önce bir. Derin bir nefes al. Sakinleş."

Bir Parça SonbaharHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin