"Deniz gel dışarı çıkalım. "
"Yok be oğlum, dışarısı soğuk boşver."
"Deniz! Bi gel."
Önemli bir şey olmuştu sanırım. Yoksa Eren beni durduk yere çağırmazdı. Onunla beraber bahçeye çıktık. Her ne kadar ne olduğunu sorsamda bana cevap vermiyordu.
"Kendi gözlerinle gör." Diyordu."Neyi!"
Beni ağaçlık yere doğru çevirip
"Ben söylesem inanmayacaktın."Baktığım yerde Eylül ve Kutay'ı görmüştüm. Onlar... sarılıyorlardı. Eminim ki bu sarılmanın mânâsı arkadaşça değildi. Eylül herhangi bir erkeğin göğsüne başını dayayıp sarılmazdı. Yoksa bana da böyle sarılırdı. Tam duygularımı açıklayacağım dönemde bunu bana neden yapıyordu ki?
"Kimse görmeden gidelim. "
Cevap vermemiştim. Nutkum tutulmuş öfke doluydum."Deniz, abi biliyorum üç yıldır sevdiğin kızın başka birisine sarılırken görmek hoş değil ama gitmemiz gerek."
Beni kolumdan çekiştire çekiştire okula götürüyordu. Sınıfa girdiğimizde herkes bana bakıyordu. Hiç bir şey belli etmeden sırama oturdum. Eylül, artık Kutay ile birliktelik kurmuşsa bu sıra ikimizin değildi.
Ardından Eylül sınıfa girmişti. Ben ne kadar öfkeliysem o da o kadar sevinçliydi. En yakın arkadaşı olan Belemir'in kulağına eğildi ve bir şeyler söyledi. Belemir şaşkınlıkla ağzını kapattı ve
"Tebrik ederim. Nasıl teklif etti?"
Sıranın üzerinde uyuyormuş gibi yapıyordum. Bu bilgileri öğrenmem gerekiyordu."Zaten kaç gündür konuşuyorduk. Anlamıştım."
"Ne dedi?"
"Aslında çıkma teklifi çok sıradandı. Ben daha özel bir şey bekliyordum. "
"Nasıl etti kızım anlatsana?"
"Benimle çıkar mısın? Dedi direk. "
"Sonra?"
Kafasını Kutay'ın göğsüne yasladı ve sarıldılar. Hem de sımsıkı.
"Sonra sarıldık. "
Hayret. Başını göğsüne yasladığını ve en az iki dakika boyunca öyle durduklarını anlatmamıştı.Kalbim çok fazla kırılmıştı. Belkide özel hayatımı Eylül'e açmak... pek akıl karı olmadı. Belki hayat bana Eylül'ü unutmam mesajını veriyordu. Bilmiyorum. Şuan tek bildiğim ona karşı öfke dolu olduğumdu.
Hoca derse girdiğinde başımı sıradan kaldırdım. Bu ders hediyeleri verecektik. Kendime küfrediyordum. Keşke Eylül'e hediye alıcam diye ısrar etmeseydim diye. Ama yapacak bir şey yok.
Herkes hediyelerini verirken ben bekledim. Yanıma oturduktan sonra çantamdan özenerek beğendiğim kolyesini çıkardım. Ona ismi gibi sonbaharı hatırlatacak olan ağaçlı bir kolye almıştım. Ona dönerek
"Mutlu yıllar Eylül."
"Aaaa! Sen mi bana alacaktın? Çok teşekkür ederim."
Kutay'a sevgi dolu sarılmasından sonra bana arkadaşça sarılması koymuştu. Gerçi ben daha ne bekleyebilirdim ki? Sevgilisi olduğu halde bana yazan biri mi? Hiç sanmıyorum.
Hediyeyi açınca gözlerindeki ışıltı daha çok ortaya çıkmıştı.
"İsminle uyumlu bir hediye olsun istedim. Mutlu yıllar."
"Çok beğendim. Teşekkür ederim. Takmak ister misin?"
Normal ben olsaydım hiç düşünmeden evet derdim ama onu unutmak için biryerden başlamak gerekiyordu.
"Aslında bu konuda pek başarılı değilim. Belemir'e filan taktırırsın."
Böyle dememe biraz alınmıştı. Ama o benim kalbimi kırarken hiç beni düşünmemişti. Zaten Deniz unutulmuş bir insandı.
Eren'in yanına giderken Derya elinde iki tane hediye paketiyle karşımda duruyordu. Soran gözlerle ona baktım. Hediyeleri uzatırken mutlulukla
"Yeni yılın kutlu olsun Deniz! "
"Teşekkür ederim Derya. Hiç gerek yoktu. Zahmet etmişsin."
Yavaşça koluma vurarak"Öyle şey olur mu Deniz ya. Çekiliş yaptık."
Kırmızı hediye paketini açacakken beni durdurmuştu. Ona baktığımda onda tuhaf bir heyecan vardı.
"Bunu evde açsan olur mu?"
"Neden?"
"İçinde sadece senin görmeni isteyeceğim şeyler varda. "
"Peki. Eve gidince açarım."
Diğer hediye paketine doğru yönelmeme izin vermişti. Açtığımda bere, atkı ve eldiven takımı aldığını gördüm.Aslında bakarsak bunlar tam ihtiyacım olan şeylerdi. Beni bu kadar takip ettiğine göre benden hoşlanıyor olmalıydı. Zaten yüzündeki kızarıklıktan anlaşılıyordu. Ben yine de kızı bozmamak için bir şey çaktırmamıştım. Herkes aldığı hediyeyi giyiyor veya birbirine gösteriyordu.
Bereyi başıma geçirip eldivenleri elime taktım. Atkıyı ona uzatarak
"Takmak ister misin?"Bir iki saniyelik şoktan sonra
"Tabi!"Diyerek yavaşça takmıştı. Aslında bu hareketlerinin sebebi belliydi. Normal şartlarda bana bu kadar yaklaşmasına izin vermezdim ama sevdiğim kızından ümit alamazken neden beni sevene yazık edeyim?
Eve gider gitmez odamın kapısını kilitledim ve Derya'nın bana vermiş olduğu hediyeyi açtım. Paketi açar açmaz içinden kalpli bir kutu çıkmıştı. Kutuyu açtığımda benim fotoğraflarım vardı. Hemde haberim olmadan çekilmiş pozlar. Hepsinin arkasında onun yazmış olduğu kısa kısa notlar yazıyordu. Açıkcası baya bir uğraşmış belli, etkilenmedim değil. Bana böyle değer vermesi hoşuma gitmişti. En son fotoğrafa geldiğimde beni kalp içine almış ve arkasında "seni gerçekten çok seviyorum. Benimle çıkar mısın?" Yazıyordu.
Bu sürprizi hoşuma gitmişti. Derya iyi bir kızdı. Herhangi bir kötülüğünü görmemiştim. Fakat onu tam anlamıyla tanımadığım için hemen kabul etmek istemiyordum.
Telefonumdan ona mesaj atmak için girdiğimde çevrimiçiydi.
"Bu fotoğrafları bana çaktırmadan nasıl çekebildin?"
Mesaj attığım gibi mavi tik olmuştu. Anlaşılan beni bekliyormuş. Aslında beni bu kadar çok seviyorsa ona bir şans verebilirdim.
"Kızmadın mı?"
"Hayır neden kızayım ki? Bir insanı sevmen kadar doğal bir olay yok."
"Cevabını öğrenebilir miyim?"
"Evet."
Mavi tik olmuştu ve hâlâ çevrimiçiydi. Sanırım onu çok mutlu etmiştim. Mesaj yazmayınca ben yazdım.
"Yetişebilirsem sabah beraber gidelim?"
"Geç kalmayacaksan olur."
Kapımın yumruklanmasıyla irkildim. Kutuyu toplayıp dolabımın üzerine koydum. Kapıyı açtığımda Sinan karşımdaydı. Sanırım bana teslimat işi verecekti.
"Ne var?"
"Sabahleyin teslimat yapacaksın. Haberin olsun."
"Tamam. Yaparım."
Kapıyı suratına çarptım. Telefonu elime aldığımda Derya her şeyi düşünmüştü. Yeri zamanı her şeyi yazmıştı. Bir şey yazmadan görüldü attım. Odamın kapısının tıklatılmasıyla yatağımdan kalktım ve kapıyı açtım. Ece vardı.
"Noldu Ece?"
"Hiiç. Geldiğinden beri odandan çıkmadın. Merak ettim. "
"İyiyim abicim. Ödev yapıyorum. Sen de yap ödevlerini uyu daha sonra."
"Tamam."
Kapıyı kapatıp tekrardan yatağa atladım ve düşünmeye başladım.
Bu teklifi kabul ederek ne kadar iyi yapmıştım? Sonuç olarak tam tanımıyordum. Ama fark etmez. Eylül de Kutay'ı tanımıyor ki zaten. Hem tanısa böyle biriyle çıkmazdı. Kalbimi çok kırmıştı. Çok...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Parça Sonbahar
ChickLitKalbimin sonbaharı yanımda bana bakıyordu. Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Tüm cesaretimi toplayarak ona döndüm. Bütün sevimliliğiyle bana bakıyordu. "Yanakların neden kırmızı?" Gülerek sorup kulağımla oynamıştı. "Öyle miyim?" "Evet. Ü...