"Sence bu gömlek nasıl oldu?"
"Bence bu da çok yakıştı."
"O zaman bunu da alıp çıkalım. "
"Sen bilirsin."
Alışverişimizi bitirip bi kafede oturmuştuk. Aklıma eskiler gelmişti. Onunla ilk kez bu kafede oturup sohbet etmiştik ilk kez bu masada özelimi açmıştım. Zaman çabuk geçiyor.
"Deniz noldu daldın?"
"Seninle ilk kez bu masada sohbet etmiştik. İlk kez burda karşında ağlamıştım. Hatırlıyor musun?"
"Evet. Eski günleri özlüyorum bazen ama bu şuan mutlu olmadığım gerçeğini değiştirmez. Sadece zamanın çok hızlı aktığını hissetmek istemiyorum. "
"Zaman göreceli bir şey. Çok garip bir şey aslında mesela çok üzgün olduğunda zaman geçmek bilmez özellikle sıkıldığında ama aşırı mutluyken veya en basiti zor bi sınavdaysan zamanın nasıl geçtiğini anlamazsın bile."
"Sınav deme bana Deniz. Stres oluyorum."
"Hayatım bunda stres olcak bir şey yok. Seneye sınava giricez bu gerçekten kaçamazsın. Hem bu kadar çok stres yapmana gerek yok. Ben eminim sen istediğin yeri kolaylıkla kazanacaksın. Asıl sorun benim kazanmamda bence."
"Sen de çalışmıyorsun seneye ne yapmayı düşünüyorsun?"
"Ben müzikten gitmek istiyorum. Müzik öğretmeni olmaya karar verdim. Zaten müzik yapım var ama piyanoya biraz daha çalışmam gerek sadece o kadar."
"Bence kendine yazık ediyorsun matematiğin ve fiziğin benden çok daha iyi neden tıp veya başka bir şeyi istemeyip müzik öğretmenliği gibi basit bir şeyi istiyorsun?"
"Sanırım sen benim piyano çalarken aşırı mutlu olduğumu görmüyorsun. "
"Ben sadece bu tutkunun esiri olmanı istemiyorum. Elbette mutluluğun benim için en önemli şey ama yanlış bir karar da olabilir."
"Doktorluk için kaç sene okumam gerekli biliyor musun? Hem kazanmak da zor. Neden hem bu kadar çok uğraşıp hem de mutsuz bir yaşamı seçeyim?"
"Bilmiyorum. Ben sadece kendi önerimi sundum."
"Kalbimi kırdın ama."
"Neye kırıldığını anlamadım ki. Ben sadece senin boş bir hayal peşinden gitmeni istemiyorum. Hayal kırıklığı yaşamanı istemiyorum."
"Yani müzik hayatım hayal kırıklığı olacak? Bunların hepsi boş bir hayal. Ben bir baltaya sap olamıycam."
Nefesimi sinirle verip geriye yaslandım. Sinirlenmiştim. Hayallerime inanmayan kadınla beraber hayal kuruyordum.
Ne güzel dağ manzaralı bir evimiz olacaktı aşkımızı pekiştirebileceğimiz odada piyano olacaktı. Sabahları ben müzik yapacaktım o da benim müzik eşliğimde uyanacaktı. Birbirimizin kokusu üstümüze sinecekti.
Tüm bunları düşünürken kahvemi karıştırıyordum. Ela ile yeşil karışımı gözleri benim üstümdeydi. Hissedebiliyordum. Bir kaç dakika sessizlikten sonra onun bana bakarak gülümsemesi bütün kızgınlığımı unutturmuştu.
Gözlerinin içine bakıp
"Sana ne kadar kızsam da kırılsam da bir gülümsemenle her şey yok oluyor. Bu haksızlık bence. Bu şekilde olmamalı."Elinin tersiyle burnunu destekleyip başını geriye atarak gülmüştü.
"Gülüşünü elinle kapatma."
Tam o sırada yandaki bi kız bana bakıyordu. Doğal olarak ben de ona bakmıştım ne istiyor diye ama bir anlam verememiştim.
"Noldu Deniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Parça Sonbahar
ChickLitKalbimin sonbaharı yanımda bana bakıyordu. Yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. Tüm cesaretimi toplayarak ona döndüm. Bütün sevimliliğiyle bana bakıyordu. "Yanakların neden kırmızı?" Gülerek sorup kulağımla oynamıştı. "Öyle miyim?" "Evet. Ü...