Medya:Savaş
Savaş Atasoy
Onu neden öptüğümü pek anlamamıştım aslında. Sadece öpmek istedim. Koray denen herife karşı kendini savunması, sinirlendiğinde gözlerinden çıkan ateş, sonra sakinleşmek için buraya geldiğinde kendini çabucak iyileştirip gülümsemeyi başarması....Bir an, sadece bir an onun kim olduğunu unuttum sanki. O babamın metresi değildi ve ben onu sadece istediğim için öpmüştüm. Ama tuhaf olan şuydu ki o dudaklardan ayrılmak istemiyordum. Acemice öpüşü hoşuma gidiyordu.
Acemice?
Sonra birden hatırladım kim olduğunu. Naz büyük bir oyuncuydu. Babamın yatağına giren ama masum yüzüyle beni etkilemeye çalışıp şuan benim onu öpmeme karşılık verebilen iki yüzlü biriydi. Benim deminden beri ayrılmak istemediğim o dudakların tadına kendi öz babam benden önce bakmıştı zaten. Bu gerçekle midem bulandı, kendime geldim.
Geri çekildiğimde gözlerinin hala sıkıca kapalı olması tuhaf geldi. Sanki gözlerini açarsa gerçekleri gözlerinde görmemden korkar gibiydi. Ben de uydum oyununa. Alnımı alnına dayayıp onu şaşırtan sözleri söyledim.
"Şuan huzuru hissettiğim yer tamda burası."
Gözlerini hızla açtı. Şaşkınlık ve heyecanla harmanlanmış bakışları benim gözlerimdeki öfkeyi delip geçmek ister gibiydi. Sonra vurucu darbeyi yaptım.
"Ben galiba sana aşık oluyorum Naz."
Naz Mutlu
O an heyecandan kalbim duracak sandım. Ordan nasıl kaçtım, nasıl eve geldim kendim bile anlamadım. O heyecanla fizana gidip dönmediğime şaşırıyorum ben aslında. Biz bu ana iki günde nasıl geldik?
Yatağıma uzanmış yüzümde aptal bir sırıtışla bunları düşünürken telefonun sesiyle kendine geldim.
Can dostum arıyor...
"Ümit?"
"Naz...Sana bir şey söylemem lazım. Ama sakin ol."
"M-merte mi bir şey oldu?"
"Ateşlendi. Hastaneye kaldırdık. Gelmen gerekiyor."
İşte yine...Ne zaman mutlu olsam hep birşey beni aşağı çekmedi mi bunca zaman? Neden şaşırıyorum ki? Doğum günümde babamın aldığı bebekle havalara uçup ertesi gün babamsız kalan bendim. Karnemde babamın ölümünden sonra ilk takdir getirdiğimde mutlulukla anneme gösterdiğimde ilgilenmeyip Oktay denen herifle beni tanıştırdığında üzüntüyle ağlayan da bendim. Lisede yüzme yarışında birinci olduğumda yine çok mutlu olup eve gelince Oktay'ın ilk açıkça tacizine maruz kalan da bendim. Üniversite sınavını kazandığım gün annem tarafında kocasını ayartmaya çalışan bir kaltak olarak tüm mahalleye adı yayılan da bendim. Ve Ali...Onun evlilik teklifinin ertesi günü, Oktay'ın yalanına inanıp terkettiği kız da bendim. Benim hayatımda mutlu an yoktur. O mutluluktan sonra hayatımı cehenneme çeviren yeni bir acı vardır. İşte yine bulmuştu beni. O mahalleden kurtulduğumda bu lanetin de üzerimden kalkacağına inanmıştım oysaki.
Bu düşüncelerle hastaneye vardığımda Ümit'i arayıp geldiğimi haber verdim. Beni kapıda karşılayıp gizlice içeri soktu.
"Nesi var? Neden ateşlenmiş?"
"Sakin ol...Lösemi hastalarında normalmiş. Sana söylemem gereken başka bir şey var."
"Ne oldu?"
"Oktay'ın da annenin de sigortası yok biliyorsun. Haliyle Mert'in de. Bu yüzden ameliyatı ücretli yapacaklar mecburen. Ve ameliyat...Pahalıymış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşli İntikam -TAMANLANDI-
Romance+18 sahneler gerektiği kadar ve dozundadır.Rahatsız olanlar ve sapık içgüdüleri olanlar okumasın. ☆☆ Not:Hikaye 90ların sonunda geçiyor. Devam hikayesiyle zamanların uyuşması açısından bu konuda hikayeyi düzenlerken değişiklikler yaptım. 🖤 Naz tam...