Medya : Naz Mutlu...
Naz Mutlu
Savaş'ın bakışlarıyla bir an olduğum yerde kalmıştım. Sanki o an gelip önce Ali'yi sonra beni parçalayacakmış gibiydi. Neye sinirlenmişti ki? Kesin sabah tokat attım diyedir. Elinden gelse dövecek uyuz. Ben de ona inatla sert bakınca aynı sinirle şirkete girdi.
-Belki kıskanmıştır?
-Hadi ama...Savaş Atasoy'dan bahsediyoruz. Hani beni babasının metresi olmakla suçlayıp hakaret eden adamdan...
Ali'yi yolcu edip gönderecekken Ümit çıktı kapıdan. Tedirgin görünüyordu. Ssanırım Ali'nin beni nerden bulduğunu düşünüyordu. Yanımıza gelince ilk olarak bana baktı endişeyle. "İyi misin?"
Canım kardeşim benim. Beni bu hayatta en çok düşünen insan. Gülümsedim içini rahatlatmak için. "Çok iyiyim maviş. Sahilde kafamı toplamak istedim biraz. Tesadüfen Ali'yi görünce de sohbet ettik."
"Sorun yok yani?"
"Yok merak etme. Biz aramızdaki sorunları aşmaya karar verdik ve artık iki iyi arkadaşız. Değil mi Ali?"
"Kesinlikle. Naz büyüklük gösterip beni affetti. Ben de bu şansı iyi değerlendirmeye kararlıyım."
"Hadi bakalım. Ama tek bir yanlışında..."
"Asla."
"İyi. Hadi git şimdi. Sen de içeri Naz."
Aha yine başladık. Ümit'ciğim iyi de abilik kontenjanındasın diye bu kadar abartman gerekmiyor ki. "Sakin mi olsan biraz?"
"Biraz sinirliysem demek!"
Bakışlarından tırsmadım desem yalan olur. Bugün herkeste beni dövme potansiyeli görüyorum ama hadi hayırlısı...
"Ben gideyim o zaman. Sonra görüşürüz."
Arabasına binip uzaklaşan Ali'ye bakan Ümit'in bana bakmamasından faydalanarak hızlıca içeri girdim. Asansör hareket etmek üzereyken koştum koştum ve yetiş...Yapma bunu ama! Bugün daha fazla ne tür bir klişe yaşayabilirim ki? Yeminle dizilerdeki klasik asansör sahnelerine benzedik. Demek gerçek hayatta da olabiliyormuş. Neyse Naz sakin!
Asansöre binince bu kez keşke Ümit de yetişse desem de yağmurdan kaçarken doluya tutulan ben yine doluyla başbaşa kalmıştım. E sen yağmura niye kıçını dönüyorsun ki salak! Uğraş şimdi.
Beni süzdüğünü hissetsem de Savaş'a bakmadım. Birden asansör durunca durumun tehlikeli bir hal almaya başladığını anladım. "Şimdi nasıl kaçacaksın bakalım."
"Kaçmaya çalıştığım falan yok benim."
"Sabah tokat atıp sonra buraya, benim şirketime başka bir herifle geliyorsun. Amacın ne senin? Beni kıskandırabileceğini falan mı zannediyorsun?"
Ama bu kısımlar dizilerde daha romantik ve tutkulu olmuyor muydu? Kızım Naz. Hayata ters gelmişsin anasını satayım! Son kısımlara doğru alaycı çıkan sesine ben de aynı alaycılıkla cevap verdim.
"Sizin gözünüzde nasıl biri olduğumu ve benden nefret ettiğinizi bile bile mi? Gerçekten bu kadar aptal mı görünüyorum? Hem sizi kıskandırmak isteyeceğimi nerden çıkardınız anlamadım. Size hala ilgi duyduğumu falan mı düşünüyorsunuz? Eğer öyleyse hayal kırıklığına uğrayacağınız için sevinmeliyim."
Sinirden kasılan çenesiyle bana iyice yaklaştı. Burunlarımız neredeyse değerken söylediği şeyleri algılamak ve soğuk kanlı olabilmek için insan üstü bir çaba sarfediyordum. Pislik herif beni baştan çıkarmaya ve benim ona hala aşık olduğumu kanıtlamaya çalışıyordu kendince. Peki ben yer miyim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşli İntikam -TAMANLANDI-
Romance+18 sahneler gerektiği kadar ve dozundadır.Rahatsız olanlar ve sapık içgüdüleri olanlar okumasın. ☆☆ Not:Hikaye 90ların sonunda geçiyor. Devam hikayesiyle zamanların uyuşması açısından bu konuda hikayeyi düzenlerken değişiklikler yaptım. 🖤 Naz tam...