Eylül 2015...
İsviçre'den döneli iki ay dolmak üzere. Baekhyun'la eski halimize geri döndük. Sanki hiç tedavi olmak için başka bir yere gitmemiş gibi. İsviçre mevzusu hiç var olmamış gibi. Bence en doğrusu bu. Yoksa kendimizi toplayamazdık.
Ama üzgün olduğum bir şey var o da... şey... eski halimize geri döndüğümüz için... gitmeden önce nasılsak yine öyle olduk. Buluşup bir şeyler yiyip saatlerce sohbet etmekten öteye gidemeyen ilişkimiz nasılsa ona döndük.
Oysa... Eğer yanlış duymadıysam yani şey işte dudaklarını yanlış okumadıysam beni sevdiğini söylemişti. Şarkısını dinlersem ona aşık olacağımı söylemişti - ki ben ona zaten aşıktım - ama kulaklarım açılmadığı için şarkısını işitmemiştim o yüzden ona aşık olamam gibi bir durum oluşmuştu.
Gerçi yani yanlış anlamadıysam hastaneden dönünce o gece sadece teselli için sarılmadı bana. Sanki daha güçlü bir şeydi bu. Ama tarif edemiyorum. Kendi kendime de isim koyamıyorum.
Bana acımasın diye de her şey normalmiş gibi davranıyorum yani İsviçre'de konuşulanlar, yakınlaşmak falan gram umrumda değilmiş gibi.
Aslında onun gerçekten benim hakkımda ne hissettiği, ne düşündüğü önemli. Bunu öğrenene kadar ona kendi hislerimi belli etmek istemiyorum.
Benim için sonunda kırılıp canımın yanma olasılığı olan her şey risk. Ve ben sanırım risk almaktan korkarım. Umarım Baekhyun beni seviyordur, umarım o ben gibi korkmaz ve umarım benim yerime de cesur davranır.
--
Kasım 2015...
"Kış tatili için şirket çalışanlarını geziye göndermeyi düşünüyorduk. Nasıl fikir sence?"
"Çok iyi düşünmüşsünüz Baekhyun. Nereye peki? Madem turizm şirketisiniz. Uzaklara gönderin de değsin bari."
"Havanın daha ılık olduğu bir yere gidelim istiyorum. Sence?"
"Ben mi karar vereyim şirket gezisinin yapılacağı yere?"
"Neden olmasın?"
"Beni neden ilgilendirsin?"
"Benimle ilgili her şey seni de ilgilendirir."
"Yani teknik olarak yakın arkadaşımsın evet ilgilendirir ama-"
"Teknik falan bilmiyorum da... yakın olduğumuza göre geziye sen de geliyorsun."
"Benim ne işim var sizin şirket gezinizde?"
"Çünkü herkese çift bilet verilecek. Herkes biriyle gidecek. Ee ben sap gibi mi gideyim?"
"Haftaya kurs bitiyor zaten. Yeni dönemden önce gidebiliriz aslında."
"Süper! Tatile ihtiyacımız vardı."
"Ama Baekhyun şimdi şirketteki bayan çalışanlar beni yemez, değil mi?"
"Yani tatlı olduğunu kabul ediyorum ama seni niye yesinler ki?"
Böyle yapıyordu işte. Laf arasında bana iltifat ediyordu. Farkında bile olmadan kalbimin çarpma hızını arttırıyordu. Ama bunu o kadar doğal bir şeymiş gibi yapıyordu ki benim de gayet doğal karşılamam gerekiyordu. Söylediklerinin beni etkilediğini çaktırmamam gerekiyordu sanki. O zaman şimdi de yine etkilenmemiş gibi davranacağım.
"Şirket başkanı pek yakışıklı Byun Baekhyun'la tatile gitme fikri eminim herkesi heyecanlandırmıştır. Yani senin yanında görünce beni yemeseler de... kısmetin kapanabilir benden söylemesi."
"Kısmetim başkasına kapanabilir."
"Hayırdır evlenmeyecek misin? Bir ömür başıma bekar mı kalacaksın?"
"Bir ömür başına kalacağım da bekar kısmını bilemem."
"Ne?"
"Ne anladıysan."
**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesimi Duy / Baekhyun ✔
FanfictionBir dilek hakkım olsa, sesini duymayı dilerdim. Kulaklarım sesinle çınlasın, sözlerin kulaklarımdan girip içime işlesin isterdim. Sesini duymayı isterdim. Senin sesini duymayı... Seni bir kez olsun duymayı... °°° Bu kısacık hikayeyi işitme engel...