Baekhyun'la otele döndüğümüzde beni odama kadar çıkardı. Uyuduğuma emin olana kadar gitmeyeceğini söyledi o yüzden mecburen pijamalarımı giyip yatağıma uzanmak zorunda kaldım. Pencere kenarındaki tekli koltukta oturmuş telefonunda bir şeyler okuyordu. Ona sırtımı dönüp uyumaya çalıştım ama yapamadım. Gözümden bir damla yaş düşünce kendimi sıktım. Ağladığımı bilmesini istemiyordum. Daha fazla üzülsün istemiyordum.
Ya ben zaten niye ağlıyorsam? Böyle bir sonuç bekliyorduk zaten. Tüm bu tedavi sürecinin sonunda başarısız olma ihtimalimiz %90'dı. Ben neden bu olasılığı görmeyip de %10'luk başarı şansıyla umutlandım ki? Kendimi de üzdüm. Baekhyun'u da.
Ama ne yapayım? Yıllar sonra ilk defa bu kadar hevesle istemiştim işitmeyi. İsviçre'de tedavi olursam engelimden kurtulabileceğimi düşünmüştüm.
Duyabileceğimi düşünmüştüm, Baekhyun'u duyabileceğimi. Konuşabileceğimi düşünmüştüm, Baekhyun'la sesli konuşabileceğimi.
Üzerimdeki örtünün arkamda kalan kısmı havalandı ve yatağın diğer kenarı çöktü. Baekhyun'un yanıma uzandığına emin oldum. Yüzüne bakmak istemiyordum. Onun yanında tam da şu anda ağlarsam acınası görünürüm diye korkuyordum.
Ama bir yandan da deli gibi merak ediyordum yüzünün halini, gözlerini okumak istiyordum mesela. Ne geçiyordu aklından acaba? Acıyor muydu bana yoksa? Acımasın.
Anlayışsız ve acımasız insanlardan nefret ederim. Engelimize rağmen bize anlayışsız davranan insanlar ve hiç umursamadan karşısındakinin kalbini kıran acımasız insanlar... En nefret ettiklerimdi. Ama... acımasız olmasınlar derken... insanların bana acıması da en son isteyeceğim şeydi.
Baekhyun'un bana acıdığını görmek istemiyordum. Bana acıdığı için yanımda kalmasını istemiyordum. Şu anda kalbim eziliyor, canım çok yanıyordu. Hemen ona dönüp kollarımı sımsıkı sarmak, başımı göğsüne yaslayıp rahatlamak istiyordum çünkü buna çok ihtiyacım vardı. Ama acınası görünmek istemiyordum. Ona tutunmaya çalışıyor gibi görünmek istemiyordum. Onu yanımda zorla tutmak istemiyordum.
Bunca zaman yanımda olduğu için minnettardım zaten. Bundan sonra da kalsa çok mutlu olurdum ama eğer şu anda arkamı dönüp de ona sarılırsam, duyamadığım için kendimi kötü hissettiğimi fazlasıyla belli etmiş olacaktım. Belki de Baekhyun gitmek isteyecekti ama ben ona sarılınca bana acıyacak ve bir sorumluluk hissedip yanımdan gidemeyecekti. Beni bırakamayacaktı. Hayır hayır! Kesinlikle olmaz!
Baekhyun'a yanımda kalma mecburiyeti hissettiremem. Onu yanımda zorla tutamam. Ona tutunamam. Şu anda ona çok ihtiyacım var. Ona sarılma isteğiyle kavruluyorum adeta, ama olmaz! Yapamam.
Uyumaya çalışmalıyım. Baekhyun'un yanıma uzandığını fark etmemiş gibi davranırsam bir sorun olmaz. O da beni teselli etmeye gerek olmadığını anlayıp odasına gider.
Keşke gitmese. Zaten boğulacak gibiyim. Bir de tek kalırsam benim kontrolümde olmayan nefes alış verişim tamamen kontrolünü kaybeder diye korkuyorum. Sakinleşmem lazım. Uyumam lazım.
Neler oluyor? Neden bir anda kalp atışlarım hızlanmasına rağmen rahatlamış hissediyorum?
Baekhyun? Şu anda arkamdan beni sarmaya çalışan kollar senin mi?
Bir cesaret arkamı döndüm ve Baekhyun'a baktım. Ona dönmemi fırsat bilip hemen dudaklarını oynattı. Tek harfi dahi kaçırmak istemediğim için dudaklarını dikkatli okudum.
"Sana acıdığımı düşünüp bana sırtını dönme. Sarılmama izin ver. İkimizin de buna ihtiyacı var."
Baekhyun zaten her şeyi çok iyi yapıyordu ama yeteneklerinin arasına zihin okumayı ne ara eklemişti merak ettim.
Bunu daha sonra düşünmeye karar verdim ve kıpırdayıp bedenimi ona tamamen çevirdim.
Kollarını bana sımsıkı doladı. Başımı göğsüne yaslayınca daha rahat nefes alabilmenin mutluluğunu tattım.
Saniyeler içinde saçlarımda hissettiğim ıslaklık ve göğsü hıçkırarak inip kalkan Baekhyun'un ağladığını anladığımda mutluluğum ızdıraba dönüştü.
Ben ağlamadım. Kendimi tuttum. Baekhyun ağladı. Ağladıkça daha sıkı sarıldı.
Onun için güçlü kalmam gerekiyormuş gibi hissettim. Ben ağlarsam Baekhyun'a iyi gelmez diye düşünüp kendimi tuttum. Ağlamadım, onun ağlamasını dinledim. Yani dinledim dediğim... anlayın işte!
**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesimi Duy / Baekhyun ✔
Fiksi PenggemarBir dilek hakkım olsa, sesini duymayı dilerdim. Kulaklarım sesinle çınlasın, sözlerin kulaklarımdan girip içime işlesin isterdim. Sesini duymayı isterdim. Senin sesini duymayı... Seni bir kez olsun duymayı... °°° Bu kısacık hikayeyi işitme engel...