16 - Sesimi Duy

3.1K 381 26
                                    

Gözyaşı dökmeye başladığımda Baekhyun'un gözlerini bir endişe kapladı:

"Hayatım iyi misin? Neden ağlı- beni tanıdın mı? Ben Baekhyun! Ah bir dakika yeni uyandın bilincin yerinde olmayabilir, dudaklarımı okuyamayabilirsin neden işaret dili kullanmadım ki? Aklım yerinde değilmiş özür dilerim. İyi misin? Ağrın mı var? Bekle şu butona basalım doktorlar gelsin. Tamamdır. Eğer iyiysen gözlerini kırpar mısın? Ağlama lütfen. Korkuyorum. Bir tepki ver, nolur!"

Konuşmak istedim. Onu duyduğumu ona söylemek istedim. Canım derken onu duydum. Ona seslenerek onu duyduğumu söylemek istedim. Dudaklarımı oynattım ama ben konuşmayı bilmiyordum ki! Yine de denedim, Baekhyun demeyi denedim.

"B-b-b"

Başaramadım.

Yine de bu girişimim onu çok şaşırttı. Ne yaptığımı anlamadı. Boş boş baktı.

Elimi yüzüme götürerek solunum cihazını çıkarmaya çalışmamla hemen harekete geçip bana yardım etti. Aygıtı tamamen çıkardı. Konuşamadığım için parmaklarımı kaldırıp yanıtladım.

"Ben-"

"Kendini yorma lütfen! İyi misin?"

"İyiyim."

"Bekle doktorlar gelsin ve kontrolü yapsın. Hah geldiler."

Kulaklarımı dolduran şeyler yüzünden gözlerimi kıstım, başımı ağrıtıyordu çünkü. Bunlar sesti tamam ama canımı acıtıyordu, işiten insanların en çok rahatsız olduğu "gürültü" denilen şey bu muydu?

Gerekli kontroller saniyeler içinde yapıldıktan sonra doktor nasıl hissettiğimi sordu. 

"Ben az önce Baekhyun'u duydum sanırım. Şu anda da başım ağrıyor hatta. Siz nasıl diyorsunuz? Yüksek mi? Sesiniz çok yüksek."

Baekhyun: "Ne? Hayatım sen...? Sen? Az önce ne dedin?"

"Canım dedin, duydum."

Baekhyun gözleri dolmuş şekilde zıplayıp bir şeyler söylüyordu. O seslerin zihnimde bir karşılığı olana kadar dudaklarını da görmeye ihtiyacım vardı. Baekhyun'un çıkardığı sesler kulağıma ağır geldiği için istem dışı elimle başımı tuttum. Hemşireler anında onu susturdu ve herkes daha sessiz oldu ve birkaç dakika sonra beni aceleyle beyin görüntüleme için MR'a aldılar. Ardından tekerlekli sandalye ile doktorun odasına götürdüler. Doktorum bilgisayar ekranında beynimi inceledikten sonra her şeyin yolunda olduğunu söyledi. Ardından işaret diliyle konuştu:

"Sanırım her şey yolunda. Duyduklarının sana yüksek gelmesi normal. Alışacaksın. Şimdi... bir test yapmamız gerekiyor. Duyduğun seslerin neye ait olduğunu, hangi kelimeyi ifade ettiğini bilmemen çok doğal. O yüzden en bilinen tekniği uygulayacağız. Haftanın günlerini sayacağım. Bana bakmayacaksın, ben yavaşça günleri tek tek sayacağım, sen de zihninde telaffuz ettiğim sesleri haftanın günleri ile eşleştireceksin. Böylece Pazar dediğimde sen dudaklarımı okumadan zihninde p, a, z, a, r harflerini bir araya getirmiş olacak ve söylediğim şeyi anlamış olacaksın. Hazır mısın?"

Baekhyun ile doktor birbirlerine bakışlar yolladı, anlamadım ama şu anda çok heyecanlı olduğum için çok da umursamadım.

"Hazırım." diyerek gözlerimi kapattım. Doktorun Pazar, Pazartesi, Salı... vs diyerek saymasını bekledim ama hiç ses gelmedi.

Gözlerimi tekrar açtım Baekhyun önümde diz çökmüştü. Gerginlikle tekerlekli sandalyenin kollarını sıkıyormuşum. Bunu fark eden Baekhyun ellerimi sandalyenin kollarından çekti ve kendi avuçlarının arasına aldı. 

Okumak üzere kıpranan dudaklarına baktım ama aynı anda ses de geldi.

"Sesimi duy, seni seviyorum." 

**

Sesimi Duy / Baekhyun ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin