Babam

292 20 6
                                    

Ben yine ümitsizliğe kapılmıştım. Tam o sırada içeriye bizi gözetlemeye gelen adam girdi. "Noluyor burda!" diyip. O pisliği üzerimden aldı. Ve bir yumruk bir tekme. Emre Bey yerde. Beni yerden kaldırıp iyi olup olmadığımı sordu. Bende iyi olduğuma dair başımı salladım. Eşyaları alıp hemen odadan çıktım. Arkamdan geliyordu. Koşmaya başladım. Kapıdan çıktım. Önüme gelen ilk taksiyi durdurdum. Ve hemen bindim. Tam o sırada oda arkamdaydı. Öylece bakakaldı. Ama arabasına yöneldiğini gördüm. Bizi takip edecekti. Emre Bey'in evini tam olarak bilmiyordum. Semt ve mahalle adını gelirken görmüştüm. Oraya gidince nasıl bir ev olduğunu çıkarabilirdim sanırım. Taksiciye semt ve mahalle adını verdikten sonra, arkamı dönüp baktım. Dediğim gibi takip ediyordu. Taksiciye biraz daha hızlı olmasını söyledim. Oda sağolsun kırmadı. Dediği semte ve mahalleye varmıştık. Sanırım buradan sağa dönünceydi. Heh evet Allahım çok sevinmiştim. Çıkarabilmiştim evi. Taksiciye cüzdanımda olan tüm parayı verip, taksiden indim. Hızla koşarak rezidansa girdim. Asansöre binip yirminci kata bastım. Asansör baya hızlıydı. Taksiden inerken arkama bakmadığım için o pisliğin nerede olduğunu bilmiyordum. Yirminci kata varır varmaz kapıya dayandım. Yumrukluyordum Aras açsın diye. Son bir kere daha vuracakken Aras kapıyı açtı. "Aşkım ne oldu? Ne o öyle alacaklı gibi çalıyorsun? Bir dakika Ömür noldu? Ömürr sana diyorum. Dur ağlama." dedi. Ben Aras'ın kucağında ağlıyordum. O sırada koşa koşa o pislik geldi. Aras şaşkın şaşkın bir ona birde bana bakıyordu. "Aras hemen gidelim buradan hemen!" dedim. Aras sanırım bir şeyleri anlamış gibiydi. "Emre Bey ne oldu söyler misiniz?" dedi Aras. "Ya Aras yok bir şey hemen gidelim diyorum sana anlamıyor musun!" diye bağırmıştım. Aras'ın gözleri hiddetli hiddetli bakıyordu. Gözlerinin içi kan kırmızısı olmuştu. Emre Bey'e dönüp "Lan sen benim sevgilime mi yavşadın lan!" diye bağırdı. Emre Bey ise korkak bir şekilde "Aras ne, ne diyorsun sen yok öyle bir şey yanlış bir anlaşılma var." dedi. Aras beni geriye çekip bir yumruk attı. Emre Bey yine yerdeydi. Karnına tekme atıyordu. Aras üstüne oturup yeniden yumrukluyordu. Ağzı yüzü kanlar içindeydi. En son üstünden kalkıp, elimden tutup asansöre bindik. Asansörde bana sarılıp " Korkma aşkım ben yanındayım" dedi. O kadar güvende hissediyordumki. Ve tekrardan bana "Seninle bu konuyu başka zaman konuşacağız. Bu böyle kalmayacak biliyorsun dimi" dedi. Bende ağlayarak ona sarıldım. Asansörden inip yürümeye başladık. Şimdi nereye gidecektik? Napacaktık? Tüm paramı taksiciye verdim. Aç, susuz ve parasız kaldık. Annemi aramalıydım artık. Aras'la bir banka geçip oturduk. Bende annemi arıyordum. Bir-iki çalıştan sonra " Alo Ömür kızım?" dedi. "Alo anneciğim benim. Nasılsın iyi misin?" dedim. "Valla kızım hiç iyi değilim. Babanı hastaneye kaldırdık. Kalp krizi geçirdi. Sen neredesin? Hemen buraya gelmen gerek" dedi. Nee ? Noluyordu ya? "Nee ? Anne ne diyorsun sen? Nasıl iyi mi babam? " dedim telaşlı bir sesle. "Bilmiyorum kızım doktorlar durumu kritik diyorlar. Bende az önce arayacaktım ki sen aradın. Hemen gelmen gerek." dedi. "Anneciğim param bitti. Nasıl geleyim?" dedim. Annem ise şimdi para yollayacağını ve ilk uçakla gelmemi söyledi. Aras'ta ordan meraklı meraklı nolduğunu soruyordu. Bende babamın iyi olmadığını hemen İzmir'e gitmemiz gerektiğini söyledim. Annem birkaç saate parayı yollayacaktır. Bizde yürüye yürüye havaalanına gidecektik. Ahh canım babam benim ya. İnşallah iyileşir. İnşallah iyi olur. Babama bir şey olursa ben naparım ya? Off Allahım sen bize sabır ver.

İNTİHAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin